Birleşmiş Milletler’in kararıyla 11 Temmuz “Srebrenitsa katliamın anma günü” ilan edildi. Bu sayede, modern zamanların bu en korkunç katliamı ilk kez bu yıl uluslararası düzeyde anıldı.

Kendinizi ne kadar zorlarsanız zorlayın o katliamın boyutlarını gözünüzde canlandıramazsınız. Srebretitsa’ya gidip, uçsuz bucaksız mezarlığı ziyaret etmeniz gerekir.

Ben gittim. 2010’da. 11 Temmuz 2010’da anma törenlerini izledim. Dönüşte gördüklerimi ve duygularımı yazdım.

 

İşte o yazı…

 

 

Aynı ırktan gelen halkların sırf din farklılıkları nedeniyle birbirlerini katlettikleri coğrafyadayım. Saraybosna'da, Belgrad'da, Sancak'ta, Yenipazar'da.

 

Ve hepsinden önemlisi, hepsinden önceliklisi Srebrenitsa'da.

 

Hayatımda çok yer gördüm ama böyle bir yer ne gördüm, herhalde ne de bundan sonra da ne göreceğim.

 

Ben hayatımda çok mezarlık gezdim ama böyle bir mezar kent ne gördüm, herhalde ne de bundan sonra göreceğim. (Not: Elbette antik çağ kalıntısı mezar kentler var ama kastım onlar değil. )

 

Ölülerin rüyalarda, dirilerin anılarda yaşadığı bir yer Srebrenitsa.

 

Ölülerin dirilerden daha diri, dirilerin ölülerden daha ölü olduğu bir yer Srebrenitsa.

 

Ölülerin geceleri evlerde, dirilerin gündüzleri mezarlarda dolaştığı bir yer Srebrenitsa.

 

Ölü canların, diri hayaletlerin iç içe yaşadıkları bir yer Srebrenitsa.

 

Hayat ile ölüm arasındaki çizginin kaybolduğu bir yer Srebrenitsa.

 

Hayatımda çok yer gördüm ama böyle sadece ölüm kokan bir yer ne gördüm, herhalde ne de bundan sonra göreceğim.

 

Katledilenlerin yer altında, katledenlerin ise yer üstünde kayıp olduğu bir diyar Srebrenitsa.

 

11 Temmuz 1995'te Birleşmiş Milletler Barış Gücü'ne bağlı Hollanda birliğinin korumasındaki Srebrenitsa'ya Ratko Mladiç komutasındaki Sırp milisler saldırdı. Hollanda birliği eski bir akü fabrikasında üslenmişti. Kadın-erkek, genç-yaşlı, çoluk çocuk binlerce, on binlerce sivil, Hollanda üssüne sığındı. Mladiç kuşattı, ültimatomu verdi. Hollanda birliğinin komutanı boyun eğdi:

 

Kadınların, çocukların ve çok yaşlıların Bosna-Hersek'in o tarihteki kurtarılmış bölgelerine nakilleri karşılığı, eli silah tutacak yaşaki (15-70) erkekler Mladiç'in insafına terk edilecekti.

 

Şimdi müzeye dönüştürülmüş o akü fabrikasında gösterilen katliam belgesellerinde Mladiç, "Burada tek Müslüman kalmayacak" diye haykırıyor. Sesi müzenin kalın duvarlarını delip, tam karşısındaki uçsuz bucaksız Srebrenitsa kurbanlarının mezarlığında yankılanıyor.

 

8.364 kabire dün 775'inin daha eklendiği Srebrenitsa'dan geliyorum.

 

Toplu mezarlarda 2 bini aşkın anonim kurbanın huzura kavuşmak için sabırla keşfedilmeyi beklediği Srebrenitsa'dan geliyorum.

 

Kayıpları Arama Uluslararası Komisyonu'nun Saraybosna'daki depolarında DNA testiyle kimliklerine kavuşmak için sabırsızlanan binlerce, binlerce kemiğin yığılı durduğu Srebrenitsa'dan geliyorum.

 

Hayatım artık asla Srebrenitsa ziyareti öncesi gibi olmayacak...

 

Mail: erdal.safak@outlook.com


YAZARIN DİĞER YAZILARI