YAZILI BASIN NASIL TUŞ OLDU

 

4857 sayılı İş Kanunu, işveren ile çalışan arasındaki iş akdinin feshedilebilmesi için  zorunlu nedenleri tek tek sayıyor.

 

Bu gerekçeleri üç başlıkta toplayabiliriz: Sağlık, işyerinde uygunsuz hareket ve savaş, ekonomik kriz gibi  işletme dışı “Force majeure”, yani “Mücbir sebep” diyebileceğimiz etkenler.

 

Son zamanlarda yazılı basında iş akdinin feshedilmesinde yeni bir gerekçe öne sürülmeye başlandı: “Genç kuşağın gazete okumaması nedeniyle sektörün içine girdiği krizin küçülmeyi kaçınılmaz kılması.”

 

Yine gerekçede basın sektöründeki bu krizin başlıca nedeninin gençlerin haber alma ihtiyaçlarını internetten ve sosyal medyadan karşıladıkları uzun uzun anlatılıyor.

 

---    

 

Peki, nüfusun artık en önemli ve en dinamik bölümünü oluşturan genç ve orta yaş kuşağının geleneksel medyaya sırt çevirmelerini nedeni sadece gazetelerin artık ihtiyaca cevap vermemeleri mi?

 

Bir ölçüde, hatta büyük ölçüde doğru.

 

Çünkü haber artık çok pahalı bir meta haline geldi.

 

Yurt içinde hiç değilse bellibaşlı merkezlerde muhabir istihdam etmek, özel haber birimleri kurmak, büyük bir olay patlak verdiğinde en azından birikimli bir muhabir ile bir foto muhabirini uçak gideriyle, oteliyle, harcırahıyla göndermek, yurt dışında asgarisinden ve de ülkemizin ilişkileri açısından hayati önem taşıyan başkentlerde ve küresel mega kentlerde (Sadece birkaçını sayayım: Brüksel, Paris, Londra, Roma, Washington, New York, Moskova, Pekin, Tokyo, Bakü, Riyad, Kahire, Tahran, Doha, Lefkoşa, Atina, Bağdat) temsilcilikler açmak artık her babayiğit gazetenin, belki de hiç birinin belki de harcı değil.

 

Hele hele yazılı basının reklam pastasından aldığı payın sürekli küçüldüğü bir dönemde.

 

Çare? Haber ihtiyacınızı çok büyük ölçüde ajanslardan karşılıyorsunuz. Üstelik genellikle, hatta çoğunlukla yerli ajanslardan (AA, İHA, DHA).

 

Çünkü yabancı ajanslara (Rus, Çin, Japon ajanslarını saymayayım; sadece Reuters, AP, AFP’yi örnek göstereyim) abonelik ücretinin ki bir hayli yüksek yanı sıra, o haberleri tercüme edecek en az iki çevirmen (İngilizce ve Fransızca) istihdam edilmesi gerektiriyor.. Onların  çevirilerini gazete diline göre düzenlemesi gereken editör ihtiyacından hiç söz etmeyeyim.

 

Sonuç: Gazetelerin pek çoğu özel haber yerine genel haberlerle, yani yerli ajans haberleriyle ve de o ajansların çevirdiği dış haberlerle hazırlanıyor. Kaçınılmaz olarak.

 

Bir başka sonuç: TV’ler, özellikle de haber kanalları gün boyu aynı haberleri didik didik ettikleri için, siz gazete olarak ertesi gün aynı haberlerle çıktığınızda, “Bayat” bir ürün olarak görülüyor, dolayısıyla okunmuyor, okunmayınca da satın alınmıyorsunuz.

 

Tek kozunuz olarak köşe yazarlarınız kalıyor. Ama ne yazık ki, onların da çoğu, pek çoğu, ezici çoğunluğu okunmuyor.

 

Nedeni: Ya yazıların konuları okuru ilgilendirmiyor, ya da okurlar zaten yazının konusu hakkında habe TV’lerinin yorumcuları ve sosyal medya gibi kaynaklar sayesinde yeterince bilgilendikleri için.

 

--- ---

 

Özel habere yöneldiğinizde ise bir dizi sinsi tehlike sizi bekliyor: Dezenformasyon, fake news, asparagas…

 

Daha vahimi, genç kuşağın bu asılsız haberlere ilgi duyması veya itibar göstermesi.

 

Daha daha vahimi, genç kuşağın bu asılsız haberlerin bizzat üreticisi olmaları. “Vatandaş gazeteciliği” dediğimiz, herkesin internet başında, veya yolda giderken, evde otururken, ne bileyim işyerinde, gittikleri kafelerde ve restoranlarda kendilerine ilginç gelen olayları görüntüleyip altına ekledikleri aslı astarı olmayan yorumlarla ilgi, daha doğrusu “Tıklanma” odağı olmak istemeleri.

 

Çünkü, daha sonraki bölümlerde anlatacağım gibi, her tık para demek. Ne kadar çok tık, o kadar para.

 

Bir de Ukrayna-Rusya, İsrail-Hamas savaşları gibi olayların fırsat bilinerek herkesin kendi tarafı lehine kamuoyu oluşturmak için kimbilir hangi çatışmalardan kalma görüntüleri servise koymaları yok mu?

 

Ve bu sahte görüntülerin retweet ile tüm dünyaya yayılması yok mu…_

 

Gel de bu koşullarda veya böyle bir ortamda gerçeğe ama sadece gerçeğe ve de sağduyuya dayalı bir gazete hazırla…

 

Bir de Twitter’ı satın alıp adını “X” diye değiştiren Elon Musk’un sırf para için göze aldığı veballeri ekleyin

 

Neyse… O başka bir yazının konusu.

 

Mail: erdalsafak029@gmail.com


YAZARIN DİĞER YAZILARI