BATI’DA HALK YOKSULLUĞUN PENÇESİNDE HÜKÜMETLER İSE HALKLARINA DEĞİL UKRAYNA’YA PARA AKITIYORLAR

 

Bu uzun soluklu dizinin son iki-üç bölümünü de Avrupa ve ABD’den insan manzaralarına ayıracağım.

 

Daha doğrusu, kapılarına dayanmış olan sosyal felakete.

 

Ve de çalmakta olan alarm zillerine.

 

Zaten bunun ilk “Patlama”sını önümüzdeki günlerde yapılacak olan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde göreceğiz.

 

Milyonlarca Avrupalı seçmen yönetimleri protesto için oylarını aşırı sağcı partilere verecekler.

 

Ve Avrupa’daki siyasal manzara deprem etkisi yapacak kadar değişecek.

 

Buyurun, Eski Dünya’dan (Avrupa) ve Yeni Dünya’dan (ABD) örnekleri sıralamaya başlayayım…

 

---

 

Fransa’da geçenlerde bir vatandaş, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a basit mi basit bir soru yöneltti:

 

“Milyonlarca Fransız’ın açlıktan nefesi kokarken, Ukrayna’ya yüz milyonlarca Euro göndermek ne demek oluyor?”

 

Macron ülkenin kuzeyindeki Tourcoing kentine yaptığı ziyaret sırasında bu soruyla karşılaştı. Önce şaşırdı, sonra soluklanıp şu yanıtı verdi:

 

“Halkımıza da sosyal yardım politikalarıyla destek oluyoruz. Fransa, Avrupa’nın en geniş sosyal yardım politikaları uygulayan ülkelerinden biri. Bazı insanların hayatlarının çok güç olduğunu biliyorum.

 

Ukrayna’ya gelince, orada geleceğimiz belirleyecek bir mücadele yürütülüyor. O nedenle tüm Avrupalılar gibi bizim de Ukrayna’ya yardım etmemiz doğal.”

 

Macron’un bu yanıtından tatmin olmayan vatandaş bir başka soru yöneltti: “Peki, Elysee (Not: Cumhurbaşkanlığı sarayı) için 11 bin şişe şampanya sipariş etmek ne demek oluyor? O içkiler kimin için? Ukrayna’yı için mi? İddiaya girerim, şu anda benzinin ne kadar olduğunu bile bilmiyorsunuz. Söyleyeyim; litresi 2 Euro’yu geçti. İnsanların neler çektiklerinden haberiniz yok.”

 

Macron’un yanıtı gerçek dışı bir dünyayı yansıtıyordu: “Televizyon vergisini lağvettik! Az mı?”

 

Korumalar uzaklaştırmaya çalışırken vatandaş bağırıyordu: “Sayın Macron, önce Fransızlar’ı düşünün, daha sonra diğer milletleri…”

 

---

 

Bu kez Belçika’dan bir haber:

 

Göğüs kanseri tedavilerinin sosyal güvenlik sistemi tarafından karşılanmasının kapsamı epey daraltılıyor. Bundan böyle özel sağlık kurumlarında veya özel kliniklerde yapılan tedavinin faturası devlet tarafından ödenmeyecek!

 

Aslında tasarruf için alınan bu önlemin açıklanan gerekçesi son derece soylu: Neymiş,  özel kliniklerdeki göğüs kanseri tedavilerinde ölüm riski yüzde 30 daha yüksekmiş!

 

---

 

Ve bir de İsviçre’den bir haber:

 

Yoksulluk sınırına yakın bir hayat sürenlerin dişlerini tedavi ettirmeleri için 1,8 milyon İsviçre Frangı tutarında fon oluşturuldu.

 

Bu fon sayesinde 2 bin 500 hanede en az 7 bin kişinin dişlerini tedavi ettirebilecekleri hesaplanıyor.

 

---

 

Avrupa zengin bir kıta, Avrupalılar da en azından rahatlıkla ay sonunu getirebilecek insanlar olarak biliniyor; değil mi ?

 

Madalyonun öbür yüzü hiç de öyle değil.

 

Ve, Avrupa yönetimleri kendi halklarından kıstıklarını Ukrayna’nın çürümüş, kokuşmuş, hırsız elitlerine aktarıyorlar.

 

Onlar da çaldıklarıyla çırptıklarıyla Avrupa’da villalar alıyorlar!

 

---

 

Bir sonraki yazıda daha da trajik örnekler vereceğim.

 

Mail: erdal.safak@outlook.com


YAZARIN DİĞER YAZILARI