Rusya-Ukrayna savaşındaki gelişmeleri, silahlar susunca ortaya çıkacak yeni jeo-politik tabloyu ve Batı ittifakının olası geleceğini irdelemeye çalıştığım uzun soluklu (Not: 19 bölüm oldu bile) yazı dizime bir hafta ara veriyorum.

 

Gündemin dayattığı zorunlu nedenlerden ötürü.

 

Malum, Avrupa Parlamentosu’nu, yani Avrupa Birliği’nin yasama organını yenilemek için  milyonlarca Avrupalı sandık başına gitti. (Not: Katılım oranı demokrasiler kıtası denilen Avrupa’ya yakışmayacak kadar düşük kaldı. Bu da aşırı sağın ekmeğine yağ sürdü. Çünkü onların militanları ve seçmenleri disiplinli askerler gibi seçim bürolarına akın ettiler.)

 

Ve, Avrupa’nın yeteneksiz, beceriksiz, aklı kıt, vizyondan zerrece nasiplenmemiş sözde liderleri nedeniyle, demokrasiler ağır bir yara aldı.

 

Komünizmden gelip faşizme kaymış olan Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin de bu tabloya bakıp kıs kıs mı, yoksa kahkahalarla mı bilinmez, ama doyasıya olduğu kesin bir gülme krizine tutuldu.

 

Mezarının nerede olduğu bilinmeyen, belki de bir mezardan bile yoksun olan 3’üncü Reich, yani Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler de herhalde 80 yıl sonra rövanş keyfini yaşadı.

 

---

 

Faşist-veya Nazi ideolojilerine sahip partilerin iktidara gelmeleri için benimsedikleri iki yöntem var:

 

Ya sokak.

 

Ya sandık.

 

İtalya’da Benito Mussolini, 27 Ekim 1922’de Napoli’den onbinlerce “Kara gömlekli” militanıyla başlattığı büyük yürüyüş sonrası Roma’da iktidarı devraldı. 1925’te de faşist diktatörlüğünü ilan etti.

 

Mussolini’den özenen Adolf Hitler de  Almanya’da, Bavyera eyaletinin başkenti Münih’te sokak darbesiyle iktiranı ele geçirmeye çalıştı. Ama başaramadı. O da “Kahverengi gömleklileri” ile Burger braukeller birahanesinden başlattığı yürüyüşün sonunda tıpkı olgun bir meyvenin düşmesi gibi iktidarın avucunun içine konulacağına inanıyordu. Dediğim gibi, Bavyera hükümeti, iktidarı Mussolini’ye teslim eden İtalya’daki o dönemin liberal hükümetinden daha cesur çıktı.

 

Darbe girişiminden ötürü Hitler 5 yıl hapse çarptırıldı, 15 ay cezaevinde kaldı. Bu cezayı “Kavgam”ı yazmak için değerlendirdi.

 

---

 

Hitler’in Münih’teki girişimi, iktidarın yolunun sokaktan geçmediğini kanıtlayan tarihi bir örnek oldu.

 

Liderliğini yaptığı Nazi Partisi, seçim yoluyla, sandıkla, yani meşru yollardan iktidara yürüme stratejisine döndü.

 

Hemen her yıl yenilenen seçimlerin sonuncusunda, 1933te çoğunluğa ulaştı.

 

Bu, Almanya’da son demokratik seçim oldu.

 

Çünkü Hitler, Nazi Partisi dışındaki tüm partileri yasakladı.

 

Bunun da sonu İkinci Dünya Savaşı oldu.

 

Savaşın sonunda da aşırı sağcı partiler yasaklandı.

 

---

 

Savaşın acıları unutulup, yaraları kabuk bağlayınca Avrupa’nın tüm ülkelerinde Hitler ve Mussolini özlemcisi partiler mantar gibi bittiler.

 

Ve son Avrupa Parlamentosu seçimleriyle uzun maratonda ipi göğüslemeyi başardılar.

 

Şimdi Fransa’da bu ayın sonunda ilk turun, Temmuz’un ilk haftasının sonunda da  ikinci turun yapılacağı erken genel seçimde, çok büyük olasılıkla ilk kez tek başlarına iktidara gelecekler.

 

Ağlamaya, sızlamaya gerek yok.

 

Çünkü tüm bu gelişmeler veya süreç sadece demokratik yollardan, yani “Sandık” yoluyla yaşandı.

 

Zaten, Mussolini ve Hitler dönemlerindeki gibi sokakla iktidara yürümeleri şansı yoktu.

 

Çünkü, Avrupa’nın hem tüm ülkelerinin tüm kentlerinin hakimi uyuşturucu baronları ve onların torbacıları, yani “Dealer”leri!

 

Mail: erdal.safak@outlook.com


YAZARIN DİĞER YAZILARI