BUYURUN BEYLER SOFRA HAZIR; LÜTFEN YEMEKLERİ  SOĞUTMAYIN!

 

Geçen yazımda  Ukrayna’nın yavaş  yavaş “Kurtlar Sofrası”na gelmekte veya getirilmekte olduğunu savunmuştum.

 

Dünyada ama özellikle Avrupa’da “Kurtlar sofrası” çok kuruldu”.

 

Bir kaçını hatırlatayım:

 

1-Viyana Kongresi  (1815)

 

Fransız İmparatoru  Napolyon  Bonapart’ın kesin yenilgiye uğratılmasından ve Atlas Okyanusu’nda, Güney Afrika  açıklarındaki  Saint Helena  adasında hayatının sonuna kadar kalacağı sürgüne gönderilmesinden sonra Avrupa’da  yeni  bir düzen kurmak amacıyla gerçekleştirildi. Öncülüğünü Avusturya  Başbakanı Klemens Wenzel Lothar von Metternich yaptı. ABD’nin efsane Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’ın ilham perisi diyebileceğimiz bir diplomattı.

 

Viyana Kongresi’ne tüm Avrupa devletleri katıldı.

 

Tüm? Hayır. Osmanlı İmparatorluğu masanın dışında bırakılmıştı.

 

Kongrede Birinci Dünya Savaşı’na kadar sürecek Avrupa düzeninin ve paylaşımının temel ilkeleri belirlendi.

 

2-Berlin Kongresi (1878):

 

Sözde Osmanlı’ya biraz soluk aldırmak için düzenlendi. Ama aslında Avrupa devletleri Osmanlı’nın kaderi konusunda anlaşamadıkları için onun hayatta tutulmasında uzlaşmak zorunda kaldılar.

 

Kongrede Osmanlı İmparatorluğu,Rus İmparatorluğu, Büyük Britanya, Alman İmparatorluğu, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, İtalya Krallığı ve Fransa arasında 13 Temmuz 1878 tarihinde barış antlaşması imzalandı.

 

Osmanlı-Rus  savaşında, Çar orduları Yeşilköy’e kadar dayandı. Bunun üstüne, 3 Mart 1878 tarihinde iki devlet arasında Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması  imzalandı.  Bu antlaşma Osmanlı için çok ağır hükümler içeriyordu. Neredeyse Balkanlar’dan silinip gidiyordu.

 

2’nci Abdülhamit’in yoğun diplomatik çabalarıyla Almanya  Başbakanı  Prens Bismark’ın girişimleriyle Osmanlı , Rusya, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya ve Avusturya-Macaristan’ın katılımıyla 13 Haziran 1878’de Berlin Kongresi  toplandı.

 

Osmanlı  için antlaşmanın şartları  çok ağırdı:

 

Sırbistan, Bulgaristan, Romanya, Karadağ neredeyse bağımsız denebilecek bir konuma (Kendi kendilerini yönetecek prenslikler) geldi. Diğer şartlar şöyleydi:

 

-Bosna-Hersek imtiyazlı vilayet oldu.

 

-Doğu Rumeli imtiyazlı vilayet haline geldi.

 

-Bulgaristan Prensliği kuruldu.

 

-Kıbrıs Sancağı İngiltere'ye kiralandı.

 

-Niş Sancağı Sırbistan'a bırakıldı.

 

-Teselya Sancağı Yunanistan'a (1881) bırakıldı.

 

-Kars, Batum, Artvin ve Ardahan sancakları Rusya'ya bırakıldı.

 

-Dobruca Sancağı Romanya'ya bırakıldı.

 

-Bunların dışında birkaç kaza Karadağ'a bırakıldı.

 

-Van'ın doğusundaki Kotur yöresi İran'a verildi.

 

Osmanlı, artık Avrupa’nın “Hasta Adam”ı olmuştu.

 

3-Paris Barış Konferansı: (1919):

 

Birinci Dünya Savaşı sonrasında mağlup devletlerin defterlerini dürmek için düzenlendi. Konferans, mağlupların lideri Almanya İmparatorluğu’nun kuruluş yıldönümü olan 18 Ocak 1919’da açıldı.Tam aşağılamak için.

 

Mağlupların her biriyle ayrı anlaşmalar imzalandı. Osmanlı ile Sevr, Almanya ile Versay, Avusturya ile Saint-Germaine, Bulgaristan’la Neuilly, Macaristan ile Trianon…

 

Kıtaya yüzyıllar boyunca hükmetmiş imparatorluklar tarih sahnesinden siliniyordu.

 

4-Yalta ve Potsdam konferansları (1945):

 

İkinci Dünya Savaşı’nın sonu ve sonucu görülüyordu. Galip devletlerin liderleri Winston Churchill, (İngiltere) Franklin D. Roosevelt (ABD) ve Josef Stalin (Sovyetler Birliği) 4 Şubat 1945 -11 Şubat 1945 tarihleri arasında Sovyetler’in tatil beldesi Yalta'nın 3 kilometre güneyinde bulunan Livadia Sarayı'nda bir araya geldiler. Gündem: Savaş sonrası Avrupa’nın yeni düzeni ve sınırların yeniden çizilmesi.

 

Savaş bitti, silahlar sustu. Galipler bu kez Berlin’in 26 kilometre güney-batısındaki Potsdam’da bulunan Cecilienhof Sarayı’da buluştular.17 Temmuz-2 Ağustos 1945 tarihleri arasında yapılan konferansın aktörleri Yalta’ya göre epey değişmişti.

 

ABD’yi yeni Başkan Harry Truman temsil etti. Çünkü, Roosevelt hayatını kaybetmişti.

 

İngiltere yine Churchill ile başladı. Ama arada yapılan seçimi Churchill yitirince, yerini yeni Başbakan Clement Attlee’ye bıraktı.

 

Değişmeyen tek lider Sovyetler Birliği diktatörü Stalin’di.

 

İşte Yalta ve Potsdam konferanslarından.bugünkü Avrupa düzeni doğdu.

 

Tabii günümüzden önemli bir farkla: Avrupa’nın yarısı, Baltık cumhuriyetlerinden İtalya sınırına kadar doğuda kalan ülkeler Sovyetler Birliği’nin etki alanına girdi. Yani, Churchill’in ünlü ifadesiyle Avrupa’nın ortasına bir demir perde indi.

 

Şimdi sıra Ukrayna savaşı sonrası yeni Avrupa düzeninin masaya yatırılacağı konferansa geldi. Kim bilir ne zaman, nerede, hangi koşullarda?

 

Ama bir şey kesin: Ukrayna ana mönü olarak masaya getirilecek.

 

Buyurun beyler… Yemekler hazır.

 

Lütfen soğutmayın!

 

(Not: Ukrayna konferansının olası perspektifleri önümüzdeki yazının konusu olacak.)

 

Mail: erdal.safak@outlook.com


YAZARIN DİĞER YAZILARI