BAĞDAT’TAN HİCAZ’A İKİ VİZYON PROJESİ

 

Sultan 2’nci Abdülhamid Han’ın 1900’lerin başında bugünkü koşullar ve imkanlarla bile “Mega Proje” diye nitelenebilecek iki stratejik ulaştırma yatırımı oldu:

 

1-Bağdat Demiryolu.

2-Hicaz Demiryolu.

 

İkisini de özetle hatırlatayım:

 

Bağdat Demiryolu: Tarihe Berlin-Bağdat Demiryolu olarak geçti. İki nedenden ötürü:

 

-Berlin’den İstanbul’a, İstanbul’dan Konya’ya yolculuk ediliyor, Bağdat Demiryolu orada başlıyor, Adana, Gaziantep, Mardin üstünden bir kolu veya rotası Suriye, diğer kolu ya da rotası ise Irak topraklarına giriyor ve Bağdat’a kadar uzanıyordu. O nedenle Berlin-Bağdat Demiryolu klişesi yerleşti.

 

-Hattı inşa eden “Bağdat Demiryolu Osmanlı Şirketi”ydi. Ama Alman sermayeli bir şirketti. Kökenine gönderme için Bağdat’ın başına Berlin eklendi.

 

Toplam uzunluğu 1597 kilometre olan yapımına 1903 yılında başlanan proje aşamalı olarak 1940 yılına kadar sürdü. 1940’tan 2003’e kadar kesintisiz sefer yapıldı. Sonra Irak’ın işgali, ardından Suriye iç savaşı derken hat atıl hale geldi.

 

Bağdat Demiryolu ile Sultan Abdülhamid, hem imparatorluk topraklarının entegrasyonunu pekiştirmeyi, hem de seferberlik ve savaş halinde hızlı asker sevkiyatını amaçlıyordu. Almanlar’ın amacı ise daha farklıydı: Ortadoğu’ya inmek, bir yandan Mısır’daki, bir yandan da Hindistan’daki İngiliz sömürge yönetimini tehdit etmek ya da en azından kontrol edebilmek.

 

--- ---

 

Gelelim, Hicaz Demiryolu’na…

 

Onun tam adı “Hamidiye Hicaz Demiryolu” idi. Şam’da başlıyor, Medine’ye kadar gidiyordu. Daha sonra Medine’den Mekke’ye uzatılması planlanmıştı.

 

Sultan 2’nci Abdülhamid’in cülusunun, yani tahta çıkmasının 25’inci yıldönümü olan 1 Eylül 1900 tarihinde temeli atıldı. Yapımı yine Abdülhamid’in tahta çıkış yıldönümü olan 1 Eylül 1908’de tamamlandı. 1464 kilometre uzunluğundaydı.

 

Projenin bitirilmesinden sonra Hayfa-Şam arasında her gün, Şam-Medine arasında da haftada üç gün seferler başladı.

 

(Not: Demiryolu, Şam’dan güneye inerken o zamanlar Filistin, günümüzde ise Ürdün olan bölgede, bir yan hat ile Hayfa’ya ulaşıyordu. Bu nokta ya da bilgi çok önemli, çünkü yazımızın asıl konusu tarihte kısa bir gezintiden sonra günümüzdeki projelere odaklanmak.)

 

Demiryolunun Medine ile Mekke arasındaki 450 kilometrelik bölümü dönemin küresel güçlerinin (İngiltere, Fransa) entrikaları ve onların kışkırttığı bedevilerin saldırıları nedeniyle hayata geçirilemedi.

 

Sultan 2’nci Abdülhamid müthiş bir strateji uzmanıydı.

 

“Hamidiye Hicaz Demiryolu” projesiyle de birden çok hedef belirlemişti:

 

-Hac süresini kısaltmak: Şam’dan Mekke-Medine’ye deve sırtında yolculuk 55 gün sürüyordu, demiryolu bunu 5 güne indirecekti.

 

-Demiryolu hattının geçtiği bölgelerde (Suriye, Filistin, Arap yarımadası, yani Hicaz) ekonominin gelişmesine destek vermek.

 

-Osmanlı İmparatorluğu’nun entegrasyonunu güçlendirmek. Tıpkı, Bağdat Demiryolu projesinde olduğu gibi.

 

-İslam dünyasının Halife (Abdülhamid) çevresinde kenetlenmesini sağlamak. Çünkü, “Hamidiye Hicaz Demiryolu” ile hac ibadeti Endonezya-Malezya’dan Afrika’ya, Güney Amerika’ya kadar beş kıtadaki tüm Müslüman topluluklar için daha kolaylıkla göze alınabilir duruma gelecekti.

 

-Ve nihayet İslam dayanışmasını güçlendirmek. Bu amaçla “Hamidiye Hicaz Demiryolu”nun finansmanına katkı için tüm Müslüman ülkelerde ve topluluklarda bağış kampanyası başlatıldı. İlk bağışı da 50 bin lirayla 2’nci Abdülhamid yaptı. Mısır’dan Fas’a, Rusya’dan Sumatra’ya (Günümüzdeki Endonezya) geniş bir coğrafyadan bağış yağdı.

 

 

Gelelim günümüze. Onu da ikinci yazıya bırakayım. Çünkü uzadı.

 

Mail: erdal.safak@outlook.com


YAZARIN DİĞER YAZILARI