Bir Yıldız Kaydı Gördünüz Mü?
Acı haberi duyunca içim acıdı. Hem de çoook.
Mehmet Ali Okumuş hayatını yitirmişti.
Yeni Asır’da en az 20 yılı birlikte paylaştığımız, aynı mutlu, heyecanlı, keyifli havayı soluduğumuz Mehmet Ali Okumuş.
Ağladım. Ve zihnimde, anılarımda geçmişe yolculuk yaptım…
---
Gazetede, yani Yeni Asır’da bir gün hiç kimsenin aklından bile geçmeyecek bir kriz patlak verdi.
Yıl 1971. Spor Servisi Şefimiz Şevket Özçelik ile gözde foto muhabirimiz, aynı zamanda maç eleştirileri yazarımız Mehmet Ali Okumuş, İzmir’in tanınmış bir doktorunun iki kızını kaçırmışlardı. Ortalık karıştı.
Daha doğrusu, önce ailelerini gönderip istetmişler, doktor reddedince kızlarla anlaşmalı olarak kaçmışlardı.
Neyse araya girenlerin çabalarıyla olay sonunda tatlıya bağlandı, sular duruldu.
Rahmetli Şevket Özçelik doktorun büyük kızı Rezzan Hanım’la, yine artık rahmete kavuşmuş olan Mehmet Ali Okumuş ise küçük kardeş Nesrin Hanım’la hayatlarını birleştiler. Yani, Şevket Özçelik ile Mehmet Ali Okumuş bacanak oldular. İki çiftin de nikah şahidi dönemin İzmir Belediye Başkanı Osman Kibar’dı. Yani ünlü ve ölümsüz “Asfalt Osman”.
İki bacanak dünyaya getirdikleri çocuklarla da kayınpederleri doktora dedelik mutluluğunu yaşattılar.
---
Yıllar su gibi akıp geçti. Yeni Asır’da keyifle gazete hazırlıyorduk. Tirajımız sürekli artıyor, reklam gelirlerimiz İstanbul’daki rakiplerimizi kıskandırıyordu.
Spor Servisi Şefi Şevket Özçelik nereden aklettiyse 15 Ekim 1984’te bacanağı Mehmet Ali Okumuş’la Menemen’e gitti. Menemenspor-Bergamaspor maçı için.
Gittiler, izlediler. Okumuş fotoğrafları çekti Özçelik ise maçın kritiğini yazdı. Toprak sahada Mehmet Ali Okumuş kalenin arkasında mevzilenmiş, “Nikon F-3” makinesiyle tetikte bekliyordu. Gerisini Okumuş anlatsın:
“O zaman çim saha nerede? Birinci Lig’teki bazı maçlar bile toprak sahada oynanıyor. Menemen’de toz toprak, göz gözü görmüyor. Elimde Nikon F-3 maçtan önce yer arıyorum. Maçlarda hep kontr-ışıkta kalmayı severim. Çünkü hatları çok güzel ortaya çıkarır. Herkes karşı kalede bana bakardı, Bu adam ne yapıyor diye. Yine aynı pozisyonda ikinci yarının ortalarıydı. Ben ağların arkasında sol tarafta beklerken topun bana doğru arkada bir toz bulutuyla yöneldiğini gördüm. O an deklanşöre basmaya başladım. Fotoğraf kafamda canlandı. Hemen Şevket Özçelik’e koştum, ‘Haydi iş tamam, merkeze dönelim’ dedim. O da maç yazılarını tamamlıyordu. Menemen’den İzmir’e kadar yol bitmek bilmedi. Filmleri banyoya verdim. Çıktığında sevgili Güngör Mengi yumruğu havada ‘İşte bu’ diyerek bağırıyordu. Arka arkaya dialara lüple bakarak ‘ya hangisini kullansak’ diye bir Öztürk Pekin’e, bir Ümit Aktan’a (Not: O dönemde ikisi de Yeni Asır’da çalışıyordu), bir de bana soruyordu. Ertesi gün 8 sütuna çıktı fotoğraf. Çok güzel bir duyguydu. Ardından Ümit Aktan’la fotoğrafı hem Gazeteciler Cemiyeti yarışmasına, hem de Dünya Spor Yazarları Derneği, Adidas ve Kodak’ın ortaklaşa düzenlediği Dünya Spor Fotoğrafları yarışmasına gönderdik. Metni Ümit’le birlikte yazdık. Yaklaşık bir ay sonra bir faks geldi. Ümit’le birlikte okumaya çalıştık. Önce inanamadık. Ardından telefonla aradık ve o günü unutamıyorum. Ben, Yeni Asır ve Türkiye için büyük gururdu. 600 fotoğraf arasından birinci seçilmişti. O dönemde büyük para değildi, ama 5 bin Frank ödül ve sertifika verilmişti. O dönem Togay Bayatlı’nın girişimiyle ödül töreni İstanbul’da yapıldı. Ondan sonra da spor fotoğrafı dalında Türkiye’den dünyada dereceye giren olmadı.”
Mehmet Ali Okumuş, Yeni Asır’da iki farklı dönemde çalıştı:
İlki 1965-1976 yılları arasında.
Sonra askere gitti. Terhisinden sonra rahmetli Abdi İpekçi’nin teklifiyle Milliyet gazetesinin İzmir bürosunda görev yaptı. 1983’te Dinç Bilgin’in isteğiyle Yeni Asır’a döndü. Dünya birinciliği bu dönemde geldi.
Sonra 1987’de Hürriyet’in İzmir bürosuna transfer oldu. Sonra rahmetli Çetin Emeç’in önerisiyle İstanbul’a gitti. Ancak, 7 Mart 1990’da Emeç hain bir suikastte hayatını yitirdi. Bu ölüm Okumuş’un da hayatını alt-üst etti. Hürriyet’i yöneten Ertuğrul Özkök’ün ısrarına rağmen İzmir’e döndü ama yine Hürriyet’te çalışmaya devam etti. 1995 yılına kadar.
Sonra gazeteciliğe elveda. Bir süre Türkiye Spor Yazarları Derneği İzmir Şube Başkanlığı’nı yürüttü. Daha sonra köşesine, yani evine çekildi. Ve geçen hafta sonunda sessiz sedasız hayata veda etti. Pınarbaşı’ndaki mezarlıkta toprağa verildi. 1944 doğumluydu.
Bacanağı Şevket Özçelik ise 2013 Ekim’inde hayatını yitirdi. Çeşme mezarlığında yatıyor. 1940 doğumluydu.
Mail: erdalsafak029@gmail.com
YAZARIN DİĞER YAZILARI
BÜLTEN ABONELİĞİ
Hemen bülten abonesi olun yeni haberlerden anında haberdar olun!