Bağışıklık sistemini harekete geçirmeye dayanan ve kanserli hücrelerle uğraşmak yerine doğrudan doğruya tümörü hedef alan "İmmünoterapi", giderek yaygınlaşıyor.

Fenoreporter - Sağlık Servisi

Önce bu tedavinin ne olduğunu anlatalım: Kanser hastalığında yeni nesil tedavi yaklaşımlarından biri olan immünoterapi, bağışıklık sistemini harekete geçirerek, vücudun kanseri kendi kendine yenmesini sağlamayı hedefliyor. Kemoterapi ve hedefe yönelik akıllı tedavilere göre çok daha az yan etki gösteren immünoterapi, bağışıklık hücrelerinde bir hafıza oluşturarak, daha iyi, uzun süreli ve kalıcı yanıtlar verilmesini sağlıyor. 

Kanserle mücadelede son yılların en önemli hamlelerinden biri olan “İmmünoterapi” giderek daha çok vakada gösterdiği etkiyle tıpta çığır açıyor. Bilim insanları “Avrupa Medikal Onkoloji Derneği”nin Barselona’da düzenlenen yıllık kongresinde bu tedavi “Devrim” diye tanımladılar.

Araştırmacılar ve hekimler immünoterapi ile akciğer ve cit kanserinde önemli başarılar elde edildiğini, diğer tümör türlerinde ise hastaların hem ömürlerinin uzadığını, hem de yaşam kalitelerinin iyileştiğini açıkladılar. Örneğin, “Üçlü negatif göğüs kanseri1 diye bilinen ve çoğu genç yaşta olan binlerce kadını etkileyen hastalığın tedavisison derece güç. Çünkü ne “Ostrojen”, ne “Projesteron” etkili olabiliyor. Oysa diğer göğüs kanseri türlerinde bu tedavi cevap olabiliyor.

Oysa ameliyattan önce kemoterapinin yanısıra immünoterapi uygulandığında “Üçlü negatif göğüs kanseri”ne yakalanmış kadınların ömürlerinin uzatıldığı belirlendi. Verilere göre immünoterapi sayesinde ölümlerde yüzde 34 düşüş sağladı, yaşam süresi de 75 ay uzadı. Bir önemli nokta daha: İmmünoterapi sayesinde göğüs kanserinin nüksetmesi olasılığında da ciddi azalma oldu.