Ahmet Bilek Kimdir? Nerelidir? Ne Zaman Vefat Etmiştir?

1960 Yaz Olimpiyatları'nda altın madalya, Dünya Güreş Şampiyonası'nda 1953 ve 1959'da gümüş madalya, Balkan Şampiyonası'nda 1960 yılında gümüş madalya, Akdeniz Oyunları'nda 1955 yılında altın madalya sahibi Ahmet Bilek Kimdir? Nerelidir? Ne Zaman Vefat Etmiştir?

 

 

1960 Yaz Olimpiyatları'nda altın madalya, Dünya Güreş Şampiyonası'nda 1953 ve 1959'da gümüş madalya, Balkan Şampiyonası'nda 1960 yılında gümüş madalya, Akdeniz Oyunları'nda 1955 yılında altın madalya sahibi Ahmet Bilek Kimdir? Nerelidir? Ne Zaman Vefat Etmiştir?

 

Ahmet Bilek Kimdir? Nerelidir? Ne Zaman Vefat Etmiştir?

 

Ahmet Bilek Kimdir? Ahmet Bilek 1 Ocak 1932 tarihinde Manisa ili Kula ilçesine bağlı Meyne köyünde dünyaya gelmiştir. Çocukluğu, köyünde çiftçilikle ve at bakıcılığı yapan babasına yardım ederek geçmiştir. 15 yaşında Kızılçullu Köy Enstitüsü'nde başladığı ortaöğrenimini, 1951'de Ortaklar Köy Enstitüsü'nde bitirmiştir. Bu bağlamda, döneminde, Türk güreşinin öğrenimli iki sporcusundan birisi olma özelliğini taşımaktadır. Ahmet Bilek, köyün çayırlarından sonra minder üzerinde de güreş yapıldığını ilk kez Kızılçullu'da görmüştür. Aslında spora ilk yüksek atlama ile başlamış ama 1948 Londra Olimpiyatları şampiyonlarından Yaşar Doğu ve Celal Atik'in Kızılçulluyu ziyaretleri, onda güreşe karşı ilgi ve istek uyandırmıştır. Beden Eğitimi öğretmeninin ilgisiyle İzmir Demirspor Kulübü’nde güreşe başlamış ve art arda başarılı güreş karşılaşmalarıyla adını duyurmuştur. 1950 Mayısında işbaşına geçen Demokrat Parti iktidarı, köy çocuklarının kızlı erkekli okumalarında sakınca görmüş Kızılçulluyu salt kızların okuyacağı bir okula dönüştürmüştür. Ahmet Bilek'in de aralarında bulunduğu Kızılçullunun erkek öğrencileri Ortaklar Köy Enstitüsü'ne gönderilmiştir. Bilek, Ortaklarda hafif siklette güreşen Ahmet Kozak'la birlikte çalışmalarını sürdürmüştür.

Ahmet Bilek, Ortaklar Köy Enstitüsü’nü, adını Türkiye birinciliklerine yazdırmış millî bir güreşçi olarak bitirince ataması Eskişehir ilkokullarından birine yapılmış, orada Demirspor Kulübü’nün sporcusu olarak güreşmiştir. Bir yandan öğretmenlik yapmış, bir yandan güreşe çalışmış, bir yandan da güreşçi yetiştirmek için çaba harcamıştır. Askerlik görevini Ankara’da önce yedek subay olarak yaparken de ulusal takımla birlikte çalışmalarını sürdürmüştür. Eskişehir’deki görevine döndüğünde antrenmanlardan ve kamplardan arda kalan kısıtlı zamanlarda öğrencilerine yeteri kadar yararlı olamadığını düşünerek öğretmenlikten ayrılmıştır. Güreşte etkili ve yetkili kişilerin devreye girmesiyle Eskişehir Devlet Demiryolları Hastanesi’nde az maaşlı bir küçük memur olarak işe başlamıştır. 1953’te İtalya’da grekoromende dünya ikinciliğini, 1955’te Barselona’da serbestte Akdeniz Olimpiyatları şampiyonluğunu kazanmıştır. Türk ve dünya güreşinin dev ismi Hüseyin Akbaş’ın sırtını da aynı yıl yere getirmiştir. Bir ara Gazi Eğitimi Enstitüsü Beden Eğitimi Bölümü’nü bitirmek istemiş ama kaldığı ev okula uzak olduğundan, yatılı olmadığı halde okulun yatakhanesinde kaldığı için Fransızca öğretmeni tarafından azarlanmayı içine sindiremeyip öğrenimini yarım bırakmıştır. Gazi’de okurken Demiryolları Çıraklık Okulu’nda Beden Eğitimi öğretmenliği yapmıştır. Ulusal takımda, günlük ve meslek yaşamında sessiz, sakin, gösterişsiz ama hep saygılı, ve kibar kişiliğiyle bilinen Ahmet Bilek, 1959’da Tahran’da serbestte dünya ikinciliğini elde etmiş ve 1960 Roma Olimpiyatlarında boynuna altın madalyayı geçirmiştir.

Ahmet Bilek, aynı yıl, olimpiyat şampiyonluğu düşüyle birlikte, nicedir nişanlı oldukları ev sahiplerinin kızı Ayten’le evlenme hayalini de gerçekleştirmiştir. Olimpiyat şampiyonu güreşçiler anısına basılan pulda Bilek, kendisiyle özdeşleşen yılan dolaması oyununu yaparken resmedilmiştir. Roma dönüşü şampiyonlara beklenen ilgi gösterilmemiş, verilen ev sözü tutulmamıştır. Bu ilgisizliğin de etkisiyle Ahmet Bilek, Almanların kendisine önerdiği güreş antrenörlüğünü kabul ederek Almanya'ya taşınmıştır. Daha sonra diğer şampiyon güreşçiler de Bilek’in açtığı yoldan gitmişlerdir.

Bir Türkiye ziyaretinde Eskişehir'den İstanbul'a kendi kullandığı arabayla giderken yaptığı kazada bacanağının ölümüne neden olması, Ahmet Bilek'in yaşamında bir dönüm noktası olmuştur. Kendini bağışlayamayan Bilek, o güne kadar ağzına koymadığı içkinin başından kalkmaz olmuş, girdiği ruhsal bunalımdan çıkamamıştır. Öyle ki tedavi gördüğü için kardeşi Mehmet Ali’nin Almanya'da yaptığı güreş karşılaşmalarını bile izleyememiş, 1968'de ise güreşi tümüyle bırakmıştır. Bunalımdan kurtulamayınca kendisini Almanya'nın Köllerbach kasabası yakınlarındaki bir köprüden aşağı atarak 38 intihar etmiştir.