Ana Sayfa Arama
Erdal Şafak'tan Gündem Değerlendirmesi "Barışın Son Yazını Mı Yaşayacağız?"

Fenoreporter Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak yayınladığı yeni yazısında dünyadaki siyasi gelişmeleri ele alırken, dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. 

 

Fenoreporter Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak yayınladığı yeni yazısında dünyadaki siyasi gelişmeleri ele alırken, dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. 

 

İşte Erdal Şafak'ın "Barışın Son Yazını Mı Yaşayacağız?" yazısı.. 

 

Başımızı iç politika çöllerinin kumuna iyice gömdük. Kaçınılmaz olarak.

 

Bir başka deyişle, ister istemez hepimiz deve kuşuna dönüştük.

 

Buna rağmen ne kadar iç karartıcı olsa da, arada bir dünya, özellikle de Batı Avrupa gündemine göz atmakta fayda var.

 

Çünkü dünya, daha doğrusu Avrupa, hırsı aklından önde giden bir grup aptal politikacı (Not: Hiçbir isim vermediğim, vermeyeceğim için hakaret sayılmaz) yüzünden göz göre göre Üçüncü Dünya Savaşı’na sürükleniyor.

 

Adım adım…

 

Her gün biraz daha yaklaşarak…

 

Zaten Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’nın sahnesi de Avrupa olmadı mı?

 

---

 

Sadece Rusya’nın değil dünya edebiyatının gelmiş geçmiş en büyük hikayecilerinden ve tiyatro yazarlarından olan Anton Çehov şöyle der:

 

“Ben bir öykünün başında duvara asılı bir tüfekten söz ediyorsam, bilin ki öykünün sonuna doğru o tüfek patlayacaktır. Yoksa durup dururken, süs olsun diye o tüfeği neden duvara asayım ki?”

 

Aynı onun gibi…

 

Avrupa ülkelerini Ukrayna savaşının da etkisiyle veya korkusuyla son bir-iki yıldır Rusya kabusu sardı. 

 

Hele ABD’nin başına Donald Trump’ın gelmesi, Avrupalılar’ı bir buz gibi soğuk, bir kaynar suya itip durması, bu korkuyu paranoya düzeyine çıkardı.

 

Elbette bunda varlık nedenini savaşa, ya da en azından savaş tehlikesine bağlayan, yani krizlerden beslenen NATO’nun vebali çok fazla.

 

Brüksel’deki NATO merkezinde asker-sivil tüm bürokratlar “Ne yapsak da örgütümüzü hükümetlerin de ötesinde yüce, dokunulmaz bir kurum olarak göstermeye devam ettirsek” diye, her gün yeni bir kıyamet senaryosu kaleme alıyor.

 

Bir yandan da üyelerini silahlanmaya, savunma bütçelerini artırmaya çağırıyor…

 

O silahlar savaş olmadıkça ne işe yarayacak? Tıpkı, Çehov’un dediği gibi…

 

---

 

Almanya’nın yaşayan önemli askeri tarihçisi Sönke Neitzel geçenlerde çok ciddi bir uyarıda bulundu ama kimse tınmadı. Ona göre bu yaz “Batı Avrupa’da barışın son mevsimi olabilir.” Tarihçi sonbahardan itibaren Rusya’nın öncelikle Litvanya’yı hedef alan bir saldırısının son derece mümkün olduğuna inanıyor, şöyle diyor: “Putin inanılmaz bir müttefik buldu. Trump, ona destek vererek küresel dengeleri yeniden kurmak istiyor.”

 

Neitzel, Trump’ın arabuluculuğuyla Ukrayna’da silahlar geçici olarak sussa da, Litvanya cephesinden savaş tamtamlarının duyulacağı inancında. Bir bombası daha: Rusya, eskiden kendi nüfuz alanı olan Doğu Avrupa’ya saldırırsa, ABD parmağını bile kıpırdatmayacak.

 

Hani, NATO sözleşmesinin 5’inci maddesi, üye ülkelerden birine yapılacak saldırı tüm üyeler yapılmış sayılacağını öngörüyordu? Ne oldu? O bildiğimiz ittifak kavramı, kaynaşması, dayanışması tarihe mi karışıyor?

 

Devamı var… Haftaya…