Ana Sayfa Arama

Saat gece yarısını gösterdiğinde, babam Hulusi Tunca’nın telefon açıp, neşeyle “Nice mutlu senelere İlhan abiciğim” dediği o anlar artık sadece birer anı. Yıllardır süregelen bu doğum günü kutlaması, bir dostluğun, bir vefanın ve hiç bitmeyen bir sevginin göstergesiydi. Fakat bu 1 Nisan’da o telefon sessiz. İlhan İrem’siz geçen bir doğum günü daha…

 

Onu anlatmak kolay değil. İlhan İrem, yalnızca bir sanatçı, bir şarkıcı değildi. O, bir ruhun, bir felsefenin, bir idealler dünyasının temsilcisiydi. Müziğinde, sözlerinde ve yaşam tarzında hep bir derinlik, bir bilinç vardı. Sadece şarkılar söylemedi, bir yol gösterici oldu. Ve şimdi, fiziken aramızda olmasa da, sesi hâlâ yankılanıyor.

 

ZAMANSIZ ŞARKILAR, ÖLÜMSÜZ BİR MİRAS

 

Her sanatçı unutulmaz eserler bırakmaz; ama İlhan İrem’in şarkıları yalnızca dinlenen melodiler değil, hissedilen duygular oldu. “Boşver boşver arkadaş…” derken bir kaybın hüznünü paylaştık, “Olanlar olmuş bir kere…” sözleriyle hayatın getirdiklerine teslim olmayı öğrendik. “Anlasana…” dediğinde ise, aşkın ve özlemin en derin halini yaşadık.

 

bir 1 nisan daha ilhan irem siz

 

Onun şarkıları, sadece müzik listelerinde değil, kalplerimizde yaşıyor. Ne zaman bir yerlerde “Sazlıklardan havalanan” dizelerini duysak, hepimiz bir anlığına geçmişe gidiyoruz. Çünkü İlhan İrem, sadece bir ses değil, bir hatıra, bir hissiyat, bir yaşam tarzıydı.

 

BİR 1 NİSAN’DA DAHA EKSİĞİZ… AMA O HÂLÂ BİZİMLE

 

Bu sene de 1 Nisan geldi. Ama eskisi gibi değil. Artık o telefon konuşmaları yok, doğum günü kutlamaları eksik. Ama İlhan İrem unutulmadı, unutulmayacak da. Onun sesi hâlâ bizimle, şarkıları hâlâ yol gösteriyor.

 

Babam artık gece yarısı telefon açamıyor, ama eğer İlhan İrem bir yerlerden bizi izliyorsa, eminim ki gülümsüyor. Çünkü o bize sevgiyi, ışığı ve sonsuzluğu öğretti. Ve biz de onu sevgiyle, ışıkla ve özlemle anıyoruz.

 

İyi ki doğdun İlhan İrem…

 

Sevgi ve ışıkla…