İstanbul’un Hazin Sonu: Kontrolsüz İkametgah Ve Turizm Tarihi Yarımadayı Yok Edecek!

 

Dünya’da ikametgah izninin en kolay alınabildiği ülkelerden biri Türkiye’dir. İkametgah tanım olarak bir kimsenin sakini olduğu, konutunun bulunduğu yerdir. Göç İdaresi Başkanlığı’nın 22.12.2022 yılında paylaştığı verilere göre ikamet izni olan yabancı sayısı: 1.349.659’dur. Yine Göç İdaresi Başkanlığı’nın 2022 yılında paylaştığı verilere göre yakalanan düzensiz göçmen sayısı 278.313’dir. İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na göre; İstanbul’a yerleşmiş mülteci, sığınmacı ya da bir şekilde oturma izni almış insan sayısı 2.5 milyona yakın. İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, 2022’de İstanbul’a 13 milyon 372 bin yabancı turist geldiğini söyledi.

İstanbul 2022 nüfus tahminlerine göre İstanbul’un güncel nüfusu 16.019.110’dur ve kilometrekareye 2982 insan düşmektedir.

Fransız tarihçi Petrus Gyllius ‘Dünyada büyün kentler ölüme mahkumdur. Fakat İstanbul, insan var oldukça yaşayacaktır.’ demiş. Uyarıyorum, İstanbul bu düzensiz ikamet iznine ve kontrolsüz turizme dur demezse yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak! 

Tarihi kent dokusunun kültürel değerlerin gelecek nesillere aktarılması ve devamlılığın sağlanması için korunması gerekir. Ancak İstanbul’da bu değerlerin varlığını tehdit eden insan kaynaklı nedenler oldukça korkunç! Tarihi çevrelerin etkili bir yönetim planının olması gerektiğini savunuyorum aksi halde yüksek sayıda ziyaretçi sayısı, bilinçsiz ziyaretçi davranışları gibi birçok insan kaynaklı tehdit İstanbul’un tarihi dokusuna hunharca zarar vermektedir. Örneğin, oldukça önemli bir tarihi yapı olan Ayasofya müzeden sonra camiye dönüştürülünce ziyaretçiler tarafından çeşitli tahribat görüntüleriyle gündem oldu. Kimliği belirlenemeyen ziyaretçiler Ayasofya’nın duvarlarını kazıyıp parçalarını poşetlere doldurdu. Yahu ne olacak bu İstanbul’un hali? Bu kontrolsüzlüğe ve tarihi eserlere yönelik hoyratlıklara birinin ya da birilerinin dur demesi gerekiyor mu? Unutmayın dünyada sadece bir tane İstanbul var!

Tarihi yarımada olarak bahsettiğimiz İstanbul’un ilk yerleşim yeri ve içinde bulundurduğu sayısız tarihe şahitlik etmiş eserle, Sarayburnu’ndan Edirnekapı’ya uzanan Haliç’e konumlanmış eşsiz manzara, etrafını zincir gibi saran tarihi surlar ve İstanbul Boğaz siluetiyle gerçek bir kozmopolit yapının dünyada başka bir eşi benzeri yoktur. İstanbul’un en önemli turizm ve yerleşim bölgesi olan tarihi yarımadanın mutlaka önce bir ikamet izni kontrolüne sonra da bir turizm planına ihtiyacı var.

Özellikle ülkemizde ikamet eden göçmenlerin sayısı hiçbir dünya ülkesinde bu denli değildir. Bu problem kültürümüzü, toplumsal yapımızı ve birçok önemli değerlerimizi de yok edebilecek dağınık ve kontrolsüz bir yapıdır. Dünyada birçok ülke yaptığı şehir planlarıyla hem afet hem de insanla mücadele etmeyi tarihi ve kültürel değerleri korumayı başarmıştır. Özellikle Venedik şehir yönetiminde vatandaşların da katılımı ile kültürel mirasını koruma rolünden dolayı Birleşmiş Milletler Afetlerin Azaltılması Sekretaryası (UNISDR) tarafından ödül almıştır. 

Tarihi eserlere zarar veren birini ya da birilerini gördüğünüzde uyarmaktan ya da görevli kişiye şikayet etmekten çekinmeyin bu bir vatandaşlık görevidir. Son kez soruyorum, ne olacak bu İstanbul’un hali?

 


YAZARIN DİĞER YAZILARI