Kadın Düşmanlığı Olarak Bilinen Mizojini Nedir?

Mizojini ile ilgili tüm detaylar..

 

 

Kadınlara karşı duyulan soğukluk, antipati veya abartılı düşmanlıktır. İngilizcedeki "misogyny" terimi Yunancadaki kadın (gyne) ve nefret etmek (misein) kelimelerinden türetilmiştir.

Kadın karşıtı cinsiyetçilik ile karşılaştırıldığında kadın düşmanlığı (misogyny), genelde erkeklerde görülen kadın karşıtlığı olduğu gibi bazı kadınlarda da buna ilişkin görüşler görülebilmektedir. Feminist teoride kadın düşmanlığı, erkeklerin kadını ikinci plana attığı düşünülen ırkçılık veya Yahudi-karşıtlığına benzer politik bir ideoloji olarak değerlendirilir.

Ruhsal bir bozukluktan ileri gelebileceği gibi, sıklıkla bireyin çocukluktaki yaşantılarından, bunların özellikle anne ve babaya ilişkin olanlarından kaynaklanabilir. Gerek erkeklerde, gerekse kadınlarda görülebilir. Psikanalist kurama göre, anne ve babanın Oedipus kompleksi dönemini yaşayan çocuklar karşısında takındıkları yanlış tutum, sergiledikleri yanlış davranış böyle bir duruma neden olabilir.

 

Erkek egemen tahakkümün kadınlar üzerinde kurduğu iktidar biçimlerinin köklü bir tarihi var. Bu tarih içinde farklı kırılmalar yaşayan, yeni mekanizmalar geliştiren ve çeşitli biçimler alan erkek egemenliği bugün de toplumsal, ekonomik ve kültürel alanlara sirayet etmiş ve gündelik hayatın içerisinde normalleştirilmiştir. Hiyerarşik bir ikili toplumsal cinsiyet düzenine ve buna bağlı cinsiyet rollerine dayanan heteronormatif patriyarkal sistem, erkeklere kadın üzerinde hakimiyet kurma, şiddet uygulama, emeğini ve bedenini kontrol etme gibi birçok hakkı tanırken, kadınlara ise bu eşitsizliğe ve baskıya boyun eğmeyi ve kendi cinsiyetini erkek cinsiyetinden aşağı görerek ikincilleştirmeyi dayatmıştır. Kadınların emeklerinin ve bedenlerinin değersizleştirilmesi, kıymetsiz görülen ve yok sayılan işlerin “kadın işi” olarak düzenlenmesi ve kadınların ancak hayali bir “aseksüel annelik” konumundayken, yani “kadınlıktan azade” olduklarında değer ve saygı görmeleri mizojininin farklı veçheleridir. Kadınlara yönelik tüm bu şiddeti, baskıyı, sömürüyü ve ayrımcılığı meşrulaştıran mizojininin izlerini tarihin, dinlerin, kültürlerin veya geleneklerin içerisinde izleyebiliriz.

Mizojininin ilk düşünsel izlerine, kadını günahın ve yeryüzündeki kötülüklerin temsili olarak sunan Yunan mitolojisinde rastlıyoruz. Tanrı Zeus ateşi gökyüzünden çalarak yeryüzüne indiren Tanrı Prometheus’u cezalandırmak için ona bir hediye hazırlar. Bu hediye ise örneği görülmemiş bir kötülük olarak tasarlanan bir kadındır. Zeus, emrindeki Olympos Tanrılarına, Pandora’ya “hayvanca bir güdü ve düzenbaz bir davranış” vermelerini emreder. Sonra da onu Prometheus’un kardeşi Epimetheus’a armağan olarak yollar. Epimetheus, Pandora’nın çekiciliğine dayanamayarak onu kendisine eş yapar. Yunan söylencesine göre Pandora’ya yanında çeyiz olarak verilen kutu açıldığında insanlar üzüntüye, zamanından önce yaşlanmaya, hastalığa ve acılar içinde ölüme mahkûm edilmişlerdir (Holland, 2006). Pandora kutuyu açar ve kötülük yeryüzüne böylece bir kadınla birlikte girmiş olur. Fakat burada suçlanan, kötülüğü ve acıyı yaratan erkek Tanrı değil, kendisine hediye olarak verilen ve açmaması gerektiği söylenilen kutuyu açan, böylece merakına yenik düşerek zayıflık gösterdiğine inanılan ve Yunan mitolojisine göre ilk kadın olan Pandora olmuştur.