
Şeker beynin akaryakıtı ama ne yazık ki, beynin işleyişinde çok ciddi sorunlara ve demansa yol açabiliyor.
Stresli veya ruhsal çöküntüde olduğumuzda çikolata, bisküvi ve pasta gibi şeylere el atmayı seviyoruz. Onlardan yedikten sonra rahatladığımızı hissediyoruz. Ancak kısa vadede mutluluk duygusu veren şeker orta ve uzun vadede zararlı etkilerini göstermeye başlıyor.
İsviçre’deki Basel Üniversitesi glükozun beyin sağlığı üstündeki etkilerini inceledi. Sonuç: Evet, beynin işlemesi için şekere ihtiyacı var ama aşırı miktarı beyne zarar veriyor. Hücrelerin ihtiyacını şekeri insüline dönüştüren bünyemiz sağlıyor. Ancak hücreler çok fazla insüline boğulduğunda daha yavaş tepki gösteriyor ve insüline direnç başlıyor. Bu da tip 2 diyabetin habercisi oluyor.
Kandaki şeker oranı sürekli yüksek oranda kalıyor, çünkü insülin artık normal çalışamıyor. Kan damarları yavaş yavaş tahrip oluyor, bu da yanmaya ve iltihaba götürüyor. Ancak bu düşük yoğunluklu olduğu için vücut henüz tepki vermeyebiliyor.
Ama bu tepkiler yavaş yavaş birikiyor ve sonunda şeker fazlası beynin çeperlerinde toplanıyor. İşte bu da beynin diğer besinlere ulaşmasını zorlaştırıyor, hatta engelliyor. Sonuç: Akıl hastalıkları ve demans. Özellikle tip 2 diyabete yakalananlarda bu risk çok daha yüksek oluyor.
O nedenle akıl sağlığını korumanın yolunun şekeri bırakmaktan geçtiği belirtiliyor. Özellikle yapay şekerlerden vazgeçilmesiyle, demans vakalarının yüzde 40 azaltılabileceği vurgulanıyor.