
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması ve sonrasında yaşanan gelişmelerin son dönemde iyileşme sinyalleri veren Avrupa Birliği (AB)-Türkiye ilişkilerini nasıl etkileyeceği tartışılıyor.
BBC Türkçe'de yer alan habere göre, AB, son gelişmelerden hoşnut olmadığını yaptığı biri yazılı diğeri sözlü iki açıklamayla net şekilde ortaya koydu. Bununla birlikte Brüksel'de eskiye oranla daha farklı bir ton hissediliyor. Üye ülke başkentlerinden gelen açıklamaların Brüksel'den yapılanlara oranla daha köşeli olması ise dikkat çekiyor.
İmamoğlu'nun gözaltına alınması sonrasında AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ve Genişleme Komiseri Marta Kos tarafından yapılan ortak açıklamada, son gelişmelerin Türkiye'nin köklü demokrasi geleneğine bağlılığı konusunda soru işaretleri yarattığı vurgulandı. 19 Mart'taki açıklamada, Avrupa Konseyi üyesi ve AB adayı olan Türkiye'den en yüksek demokratik standartları uygulamasının beklendiğinin altı çizildi.
Aynı açıklamada, "Temel haklara ve hukukun üstünlüğüne saygı AB'ye katılım süreci için elzemdir. Bunlar AB-Türkiye ilişkilerinin ayrılmaz bir parçası olmaya devam edecektir" denildi. AB'den İmamoğlu'nun tutuklanması sonrasında ise yazılı bir kurumsal açıklama yapılmadı. AB Komisyonu sözcülerinden Guillaume Mercier, Komisyon'un günlük olağan basın toplantısında soru üzerine, Türkiye'nin AB'ye demirli kalmasını istedikleri vurgusunu da ekleyerek ilk açıklamaya paralel ifadeler kullandı.
Başkentlerden gelen açıklamalar daha sert
AB'nin önde gelen başkentlerinden gelen tepkiler incelendiğinde tonun Brüksel'e göre daha sert olduğu görülüyor. Almanya tepkisini ilk andan itibaren ortaya koyan ülkeler arasında yer aldı. AB Zirvesi'nin düzenlendiği 20 Mart'ta Başbakan Olaf Scholz'la başlayan Alman tepkilerinde gelişmelerin hem Türk demokrasisi hem de AB'yle ilişkiler açısından çok kötü işaret olduğu mesajı odakta yer aldı.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da 24 Mart'taki mesajında, "İmamoğlu ve diğerlerine yapılanlar ışığında Türkiye'nin AB üyeliği hedefine bağlılık taahhüdü kulağa boş ifade gibi geliyor" dedi. Siyasi rakiplerin yerinin hapishane ya da mahkeme olmadığı vurgusu yapan Baerbock, "Geleceğini AB'de gören bir ülkede, hukukun üstünlüğü geçerli olmalı" ifadelerini kullandı. Gelişmelerden derin endişe duyduğunu ifade eden ülkelerden olan Fransa da tutuklamaları demokrasiye ciddi saldırı olarak niteledi.
Stratejik çıkarlar mı etkili?
AB-Türkiye ilişkileri son dönemde al-ver denklemine oturtuldu. Müzakere sürecinin 2018'den bu yana fiilen askıda olması insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü alanlarında AB'nin Türkiye'ye karşı elini zayıflatmış durumda. AB'nin bazı üyelerinde bu alanlarda ciddi sorunlar yaşanması da Brüksel'in manevra alanını daraltıyor. Uluslararası konjonktür şu sıralar Ankara'nın lehine. Suriye'deki gelişmeler, Ukrayna'daki savaş ve AB'nin savunma hamlesi gibi konulardaki rolü ve potansiyel etkisi Türkiye'ye bakışı etkiliyor. Bazı AB diplomatları, Türkiye'yle ilişkilerde stratejik çıkarların ön planda tutulması gerektiğine vurgu yapıyor.
Üst düzey bir AB yetkilisi BBC Türkçe'ye, AB'nin son bir yılda Türkiye'yle angajmanı artırdığını, karşılıklı çıkar alanlarında yakalanan olumlu ivmeyi sürdürmek istediklerini ancak açık çek verilmesinin söz konusu olmadığını söyledi. Türkiye, ortak çıkarlar ve karşılıklı saygı çerçevesinde Avrupa ülkeleri ve Birlikle ilişkilerini ilerletmeye hazır olduğu mesajını en üst düzeyden vermeyi sürdürüyor.
Kritik toplantı ertelenir mi?
Gelişmeleri yakından izlemeyi sürdüren AB'nin açıklamaların ötesine geçip geçmeyeceği henüz net değil. BBC Türkçe'ye konuşan AB kaynaklarının üzerinde mutabık kaldıkları noktalardan biri, durumun daha da kötüleşmesi halinde bunun sonuçlarının olacağı. Ne gibi sonuçlar olabileceğine yönelik sorulara ise Brüksel'in şu aşamada net cevap vermekten özenle kaçındığını söylemek mümkün.
AB ile Türkiye arasında 3 Nisan'da Brüksel'de yapılması öngörülen ekonomi alanındaki yüksek düzeyli diyalog toplantısı ilk testlerden biri olmaya aday. Ekonomi alanındaki toplantı içeriğinden çok sembolik boyutuyla öne çıkan bir öneme sahip. Bunun nedeni ise AB'nin Türkiye'ye karşı uyguladığı kısıtlamalar kapsamında yer alması ve bu bağlamda altı yıldır yapılmaması. Bu toplantının yapılması, AB'nin Türkiye konusunda belirlediği yol haritasına uygun şekilde Ankara'yla angajmanı kademeli olarak artırmayı sürdürdüğü ve kısıtlamalardan çıkışın başladığı anlamı taşıyacak. Gerek Ankara gerekse Brüksel, bu toplantı olacakmış gibi hazırlıklarını sürdürüyor. Son durumu BBC Türkçe'ye değerlendiren diplomatik kaynaklar, olası bir erteleme ya da iptal için iki olasılık olduğunu belirtti. Bunlardan ilki Türkiye'deki gelişmeler nedeniyle Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in toplantıya katılamaması, ikincisi ise AB'nin toplantıyı iptal etmesi
Aynı kaynaklar şu aşamada bu olasılıkların gerçekleşeceğine dair somut sinyal olmadığını belirtiyor. Türk yetkililer, toplantının AB tarafından iptal edilmesi halinde Türkiye'nin de Brüksel'in yıllardır yapılmasını istediği ve Ankara'nın sonunda yapılmasına yeşil ışık yaktığı güvenlik ve göç konulu yüksek düzeyli diyalog toplantısı için aynı kararı alabileceğine dikkat çekiyorlar.
Avrupa Parlamentosu'nun tavrı ne?
Türkiye'nin ilişkisinin en zayıf olduğu AB kurumu Avrupa Parlamentosu (AP). Bu da Türkiye söz konusu olduğunda en sert tepkilerin bu kurumdan gelmesi sonucunu doğuruyor. AP'nin ilk fırsatta son gelişmeleri acil bir şekilde resmi gündemine almasına kesin gözüyle bakılıyor.
Şu ana kadar parlamenterlerden ve siyasi gruplardan gelen tepkiler AP'de havanın hiç de iyi olmadığına işaret ediyor. AP'nin Türkiye raportörü Nacho Sanchez Amor, son günlerde yaşananlar için, "Türk makamlarının yetkilerini kötüye kullanmalarının bir başka endişe verici örneği" değerlendirmesinde bulunarak, "Tamamıyla otoriter bir devlete doğru tam hız gidiliyor" dedi. İspanyol raportörün mesajı AP'deki genel bakışı yansıtıyor.
AP çatısı altındaki ilk somut hamle bu kurum ile Türkiye arasında en önemli mekanizma olan AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu'nun (KPK) AB kanadından geldi. KPK Eş Başkanı Emmanouil Kefalogiannis, son gelişmeler ışığında komisyonun bir sonraki toplantısının Avrupa kanadının oybirliğiyle aldığı kararla ertelendiğini duyurdu.
Fotoğraf: İHA