
İstanbul’un Fatih ilçesinde Bizans dönemine ait Botaneiates Sarayı’nın bir bölümü olduğu düşünülen Acımusluk Sokağı Sarnıcı hurda ve kağıt toplayıcıları tarafından depo olarak kullanılıyor. Harabeye dönen tarihi yapının son hali ise havadan görüntülendi.
Fatih’te yer alan bazı tarihçiler tarafından Bizans dönemine ait 1078’de inşa edilen Botaneiates Sarayı’nın bir bölümü olduğu düşünülen Acımusluk Sokağı Sarnıcı’nı kağıt toplayıcıları ve hurdacılar mesken tuttu. Hurda ve kağıt deposu olarak kullanılan tarihi yapı harabeye döndü. İç bölümünde 12 adet sütun bulunan sarnıç, 11 metreye 16 metrelik alanda tonozlu bölümlerden oluşuyor. İç bölümleri de tahrip olan yapının önüne de çuvallarla kağıtların bırakıldığı görüldü. Özel mülke ait olduğu öğrenilen sarnıcın çevresindeki çöp yığınları dikkat çekti. Evsizlerin de kullandığı tarihi yapı güvenlik açısından tehlike oluştururken, yüksek binaların arasında kalan bakımsız haldeki sarnıcın son hali ise havadan görüntülendi.
"Kağıt toplayıcıları ve hurdacılar tarafından kullanılıyor"
Acımusluk Sokağı Sarnıcı hakkında konuşan Arkeolog Ömer Faruk Yavaşçay, "Fatih Eminönü bölgesi Hobyar Mahallesi’nde bulunuyoruz. Bulunduğumuz sokağın eski adı Acı Musluk Sokak. Eser burada bulunuyor. İstanbul’da nadir kalan sarnıçlardan biridir. İstanbul’daki sarnıçların çoğu yer altında. Bu sarnıç ise yer üstünde görünüyor. Sarnıç maalesef yıllardır çok kötü durumda, girip çıkan belli değil. Ayrıca görüldüğü gibi kartonlar ve çöpler var. Kağıt toplayıcıları ve hurdacılar tarafından kullanılıyor. İçeride kıyafetler var, büyük ihtimalle birileri yaşıyor. Turizmin merkezi noktası, Eminönü’nün hemen arkasındayız. Buradan her gün yüzlerce turist geçiyor. Onlar bu görüntüyü görüyorlar. Tarihi yapıyı anlamaya çalışıyorlar ama maalesef bilgilendirme levhası yok. Ondan önce buranın bir restorasyona ihtiyacı var" dedi.
"Eminönü’nün tarihini anlatan bir müze yok, müzeye dönüştürülebilir"
Sarnıcın restore edilerek Eminönü’nün tarihini anlatan müzeye dönüştürülebileceğini ifade eden Yavaşçay,"Burası 11. yüzyılda Botaneiates Sarayı’nın sarnıcı olarak yaptırıldığı düşünülüyor. Bazı kaynaklarda mahzen ya da depolama alanı olarak kullanıldığından bahsediliyor. Osmanlı Dönemi’nde de çevrede hanlar varmış, şu anda da hanlar mevcut. Onlar burayı depolama amaçlı kullanmışlar. Son yıllarda da dediğimiz gibi; maalesef kağıt toplayıcılar ve hurdacılar tarafından kullanılıyor. İlk başta yapıyla alakası olmayan eklentiler bulunuyor. Burada demir bir kapı var. Yapının baştan sona taş duvar olması gerekirken, içine girip çıkabilmek için demir kapı eklenmiş. Onun dışında bazı pencereler eklenmiş. Bunların da yapıyla alakası yok. Yapı çok, büyük ve ihtişamlı. Burası için benim bir önerim var. Eminönü’nün tarihini anlatan bir müze yok. Tarihi anlatan bir müzeye dönüştürülebilir. Ya da hemen arkasında İstanbul Erkek Lisesi var. Osmanlı’nın son döneminden kalmış, muhteşem bir yapı. Bu yapının da tarihini anlatan bir müzeye dönüştürülebilir. İki müzeden biri yapılırsa hem sarnıcı kurtarmış oluruz hem de turizme kazandırmış oluruz"
"Girip çıkan belli olmadığı için burası tehlikeli bir bölge"
Sarnıcın güvenlik açısından tehlike oluşturduğunu belirten Yavaşçay, "İçinde 12 tane sütun var. Bazı kaynaklarda sağ ve sol taraflarında 2 tane oda olduğundan da bahsediliyor. Kaynaklardan okuduğu, edindiğim bilgiye göre 12 sütun olduğu ve bir de apsis bulunduğunu biliyoruz. Belki Hristiyanlar burayı dini amaçlar için kullanmış olabilir. Apsis, kilisenin en uç kısmına denilir. Restore edilirken bir kazı çalışması yapılırsa daha farklı şeylere de ulaşılabilir. Sarnıcın içine bazen yağmurdan dolayı su doluyor. Girip çıkan da belli olmadığı için burası tehlikeli bir bölge. Gece vakitlerinde bazı insanlar buraya yatmaya geliyor. İnsanlarımız için hem gündüz hem de gece burası tehlikeli bir nokta" şeklinde konuştu.
Fatih’te yer alan bazı tarihçiler tarafından Bizans dönemine ait 1078’de inşa edilen Botaneiates Sarayı’nın bir bölümü olduğu düşünülen Acımusluk Sokağı Sarnıcı’nı kağıt toplayıcıları ve hurdacılar mesken tuttu. Hurda ve kağıt deposu olarak kullanılan tarihi yapı harabeye döndü. İç bölümünde 12 adet sütun bulunan sarnıç, 11 metreye 16 metrelik alanda tonozlu bölümlerden oluşuyor. İç bölümleri de tahrip olan yapının önüne de çuvallarla kağıtların bırakıldığı görüldü. Özel mülke ait olduğu öğrenilen sarnıcın çevresindeki çöp yığınları dikkat çekti. Evsizlerin de kullandığı tarihi yapı güvenlik açısından tehlike oluştururken, yüksek binaların arasında kalan bakımsız haldeki sarnıcın son hali ise havadan görüntülendi.
"Kağıt toplayıcıları ve hurdacılar tarafından kullanılıyor"
Acımusluk Sokağı Sarnıcı hakkında konuşan Arkeolog Ömer Faruk Yavaşçay, "Fatih Eminönü bölgesi Hobyar Mahallesi’nde bulunuyoruz. Bulunduğumuz sokağın eski adı Acı Musluk Sokak. Eser burada bulunuyor. İstanbul’da nadir kalan sarnıçlardan biridir. İstanbul’daki sarnıçların çoğu yer altında. Bu sarnıç ise yer üstünde görünüyor. Sarnıç maalesef yıllardır çok kötü durumda, girip çıkan belli değil. Ayrıca görüldüğü gibi kartonlar ve çöpler var. Kağıt toplayıcıları ve hurdacılar tarafından kullanılıyor. İçeride kıyafetler var, büyük ihtimalle birileri yaşıyor. Turizmin merkezi noktası, Eminönü’nün hemen arkasındayız. Buradan her gün yüzlerce turist geçiyor. Onlar bu görüntüyü görüyorlar. Tarihi yapıyı anlamaya çalışıyorlar ama maalesef bilgilendirme levhası yok. Ondan önce buranın bir restorasyona ihtiyacı var" dedi.
"Eminönü’nün tarihini anlatan bir müze yok, müzeye dönüştürülebilir"
Sarnıcın restore edilerek Eminönü’nün tarihini anlatan müzeye dönüştürülebileceğini ifade eden Yavaşçay,"Burası 11. yüzyılda Botaneiates Sarayı’nın sarnıcı olarak yaptırıldığı düşünülüyor. Bazı kaynaklarda mahzen ya da depolama alanı olarak kullanıldığından bahsediliyor. Osmanlı Dönemi’nde de çevrede hanlar varmış, şu anda da hanlar mevcut. Onlar burayı depolama amaçlı kullanmışlar. Son yıllarda da dediğimiz gibi; maalesef kağıt toplayıcılar ve hurdacılar tarafından kullanılıyor. İlk başta yapıyla alakası olmayan eklentiler bulunuyor. Burada demir bir kapı var. Yapının baştan sona taş duvar olması gerekirken, içine girip çıkabilmek için demir kapı eklenmiş. Onun dışında bazı pencereler eklenmiş. Bunların da yapıyla alakası yok. Yapı çok, büyük ve ihtişamlı. Burası için benim bir önerim var. Eminönü’nün tarihini anlatan bir müze yok. Tarihi anlatan bir müzeye dönüştürülebilir. Ya da hemen arkasında İstanbul Erkek Lisesi var. Osmanlı’nın son döneminden kalmış, muhteşem bir yapı. Bu yapının da tarihini anlatan bir müzeye dönüştürülebilir. İki müzeden biri yapılırsa hem sarnıcı kurtarmış oluruz hem de turizme kazandırmış oluruz"
"Girip çıkan belli olmadığı için burası tehlikeli bir bölge"
Sarnıcın güvenlik açısından tehlike oluşturduğunu belirten Yavaşçay, "İçinde 12 tane sütun var. Bazı kaynaklarda sağ ve sol taraflarında 2 tane oda olduğundan da bahsediliyor. Kaynaklardan okuduğu, edindiğim bilgiye göre 12 sütun olduğu ve bir de apsis bulunduğunu biliyoruz. Belki Hristiyanlar burayı dini amaçlar için kullanmış olabilir. Apsis, kilisenin en uç kısmına denilir. Restore edilirken bir kazı çalışması yapılırsa daha farklı şeylere de ulaşılabilir. Sarnıcın içine bazen yağmurdan dolayı su doluyor. Girip çıkan da belli olmadığı için burası tehlikeli bir bölge. Gece vakitlerinde bazı insanlar buraya yatmaya geliyor. İnsanlarımız için hem gündüz hem de gece burası tehlikeli bir nokta" şeklinde konuştu.

İhlas Haber Ajanası
Fenoreporter’deki bu bölümde, İhlas Haber Ajansı (İHA) tarafından sağlanan haberler, herhangi bir editoryal müdahale olmaksızın doğrudan ajans kanallarından iletildiği şekliyle yayınlanmaktadır. Bu alanda yer alan tüm haberlerin hukuki sorumluluğu, haberi ileten ajanslara aittir.