Ana Sayfa Arama
Erdal Şafak'tan Medya Eleştirisi! "Türk Medyasının Utanç Dönemi"

Fenoreporter Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak kaleme aldığı yazısında medya dünyasına eleştirilerini sıraladı..

 

Fenoreporter Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak kaleme aldığı yazısında medya dünyasına eleştirilerini sıraladı..

 

İşte Erdal Şafak'ın "Türk Medyasının Utanç Dönemi" başlıklı o yazısı.. 

 

Hemen baştan uyarayım: Bu yazının siyasetle zerrece ilgisi yok. Konum, yazılı basınıyla, internet siteleriyle, haber kanallarıyla Türk medyasının içine düştüğü zavallı, acınacak, ağlanacak durum.

 

Konum, medyada insan, yani çalışan kalitesinin ne yazık ki sözcüğün tam anlamıyla çökmüş olması.

 

Ömrünü basına, medyaya vermiş biri olarak bugünleri görmek, samimiyetle ifade ediyorum, beni kahrediyor. 

 

---

 

Bu girişten sonra yazılı-sözlü-görüntülü-dijital medyamızın hali pür melalini sadece bir örnekle anlatacağım.

 

Hafta başında tüm medyanın alıntı yaptığı bir ölüm haberi açıklandı:

 

1965 genel seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi’nden milletvekili seçilmiş olan Yusuf Ziya Bahadınlı 97 yaşında hayatını yitirmişti.

 

Haberlerde şöyle yazıyordu:

 

“1965’te Meclis’e giren 5 TİP’li milletvekilinden biri olan Yusuf Ziya Bahadınlı 97 yaşında hayatını kaybetti.”

 

Oysa 10 Ekim 1965 Pazar günü yapılan, “Milli bakiye sistemi”nin ilk kez uygulandığı ve Türkiye İşçi Partisi’nin tarihinde ilk kez katıldığı o seçimde “Eski Tüfekler” Meclis’e 15 milletvekili göndermeyi başarmıştı. Adlarını sayayım:

 

Mehmet Ali Aybar, Rıza Kuas, Muzaffer Karan, Tarık Ziya Ekinci, Sadun Aren, Yahya Kanbolat, Cemal Hakkı Selek, Adil Kurtel, Behice Boran, Yunus Koçak, Şaban Erik, Yusuf Ziya Bahadınlı, Ali Karcı, Kemal Nebioğlu, Çetin Altan.

 

---

 

Üşenmedim, onlarca haber sitesine ve yazılı basının dijital versiyonuna girdim.

 

Hepsinde aynı haber imla hatalarına varıncaya kadar bire bir aynen yayınlanmıştı.

 

Yani, hepsi bir kaynaktan “Kopyala yapıştır” yöntemiyle alıp sitelerine koymuşlardı.

 

Ne doğrulama, ne sorgulama..

 

Araştırmaktan vazgeçtim, insan hiç değilse Google’a başvuramaz mı?

 

Belki, Türk Solu’nun bu önemli adıyla ilgi ek bilgi ihtiyacı duyup haberini renklendirmek, vazgeçtim zenginleştirmek için birazcık çaba harcarken, yapılan fahiş hatanın belki farkına varmaz mı?

 

Hali pür melalimiz bu. Böyle başa böyle traş…

 

Yazıklar olsun emeklerimize…

 

Yazıklar olsun bilgi çağında tembellerin, cahillerin, yeteneksizlerin cirit attığı Türk medyasına.

 

Gerçekten yazıklar olsun…