
Araştırmalara göre, emziren kadınlarda meme kanseri riski yüzde 4,3 oranında azalıyor; emzirmenin hormon dengesi, kemik sağlığı ve ruhsal iyilik hali üzerinde de çok yönlü etkiler sağladığı bilimsel verilerle ortaya konuyor. Doç. Dr. Cihan Karadağ, emzirmenin annenin hem kısa hem uzun vadeli sağlığı için faydalarını anlattı.
Dünya genelinde yapılan araştırmalara göre emzirme; annenin doğum sonrası toparlanma sürecini hızlandırıyor, uzun vadede meme ve yumurtalık kanseri başta olmak üzere birçok hastalığa karşı koruyucu etki gösteriyor. Medicana Kadıköy Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Cihan Karadağ, emzirmenin sadece bebek için değil, anne sağlığı için de güçlü bir koruyucu mekanizma sunduğunu belirtti.
Ruhsal dengeyi destekler, stresi azaltır
Emzirme sırasında salgılanan oksitosin hormonu, annenin hem fiziksel hem de ruhsal durumunu doğrudan etkiliyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Doç. Dr. Cihan Karadağ, "Oksitosin hormonu emzirme sırasında yoğun şekilde salgılanır. Bu hormonun, rahim kasılmalarını sağlayarak doğum sonrası iyileşmeyi desteklediği bilinmektedir. Aynı zamanda oksitosin düzeyindeki artış, annenin stresle başa çıkma kapasitesini artırır. Emziren annelerde serum kortizol ve adrenalin düzeyleri daha düşük ölçülmektedir. Bu da annenin daha sakin, huzurlu ve dayanıklı bir ruh haline sahip olmasına katkı sağlar" dedi.
Meme ve yumurtalık kanserine karşı koruyucu etki sağlar
"Emziren kadınlarda östrojen hormonunun salgısı geçici olarak baskılanır. Bu durum meme dokusundaki hücre çoğalmasını azaltarak meme kanseri gelişme riskini düşürür" diyen Doç. Dr. Cihan Karadağ, şu bilgileri paylaştı:
"12 ay emziren kadınların meme kanserine yakalanma riski, hiç emzirmeyenlere göre yüzde 4,3 oranında azalır. Ayrıca, 30 yaşından önce doğum yapmış ve bir yıl boyunca düzenli emzirmiş kadınlarda yumurtalık kanseri riski de ciddi oranda düşer."
Kemik sağlığını korur, doğum sonrası kiloların verilmesine yardımcı olur
Doç. Dr. Cihan Karadağ, bu sürecin kemik sağlığı ve kilo kontrolü açısından da olumlu etkiler oluşturduğunu belirterek, "Emzirmenin ilk 6 ayında kemik yapımını gösteren biyolojik belirteçlerde artış, kemik yıkımında ise azalma gözlemlenmiştir. Bu da osteoporoz riskinin düşmesini sağlar. Aynı zamanda emzirme, annenin günlük enerji ihtiyacını ortalama 500 kalori artırır. Bu artışın bir kısmı annenin besin tüketimiyle, bir kısmı ise gebelikte depolanan yağların kullanımıyla karşılanır. Sonuç olarak emziren anneler, doğum sonrası dönemde daha kolay kilo verir" şeklinde konuştu.
Emzirme, doğurganlığı geçici olarak baskılar
Düzenli emzirmenin, doğumdan sonraki dönemde doğurganlığı doğal olarak baskıladığını ifade eden Doç. Dr. Cihan Karadağ, "Emziren kadınlarda prolaktin hormonunun yüksek düzeyde salgılanması, yumurtlamayı geçici olarak baskılar. Bu nedenle emziren kadınlar doğumdan sonraki 10 haftalık dönemde genellikle gebe kalmaz. Ancak bu sürenin kişiden kişiye değişebileceği unutulmamalıdır" ifadelerini kullandı.
Dünya genelinde yapılan araştırmalara göre emzirme; annenin doğum sonrası toparlanma sürecini hızlandırıyor, uzun vadede meme ve yumurtalık kanseri başta olmak üzere birçok hastalığa karşı koruyucu etki gösteriyor. Medicana Kadıköy Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Cihan Karadağ, emzirmenin sadece bebek için değil, anne sağlığı için de güçlü bir koruyucu mekanizma sunduğunu belirtti.
Ruhsal dengeyi destekler, stresi azaltır
Emzirme sırasında salgılanan oksitosin hormonu, annenin hem fiziksel hem de ruhsal durumunu doğrudan etkiliyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Doç. Dr. Cihan Karadağ, "Oksitosin hormonu emzirme sırasında yoğun şekilde salgılanır. Bu hormonun, rahim kasılmalarını sağlayarak doğum sonrası iyileşmeyi desteklediği bilinmektedir. Aynı zamanda oksitosin düzeyindeki artış, annenin stresle başa çıkma kapasitesini artırır. Emziren annelerde serum kortizol ve adrenalin düzeyleri daha düşük ölçülmektedir. Bu da annenin daha sakin, huzurlu ve dayanıklı bir ruh haline sahip olmasına katkı sağlar" dedi.
Meme ve yumurtalık kanserine karşı koruyucu etki sağlar
"Emziren kadınlarda östrojen hormonunun salgısı geçici olarak baskılanır. Bu durum meme dokusundaki hücre çoğalmasını azaltarak meme kanseri gelişme riskini düşürür" diyen Doç. Dr. Cihan Karadağ, şu bilgileri paylaştı:
"12 ay emziren kadınların meme kanserine yakalanma riski, hiç emzirmeyenlere göre yüzde 4,3 oranında azalır. Ayrıca, 30 yaşından önce doğum yapmış ve bir yıl boyunca düzenli emzirmiş kadınlarda yumurtalık kanseri riski de ciddi oranda düşer."
Kemik sağlığını korur, doğum sonrası kiloların verilmesine yardımcı olur
Doç. Dr. Cihan Karadağ, bu sürecin kemik sağlığı ve kilo kontrolü açısından da olumlu etkiler oluşturduğunu belirterek, "Emzirmenin ilk 6 ayında kemik yapımını gösteren biyolojik belirteçlerde artış, kemik yıkımında ise azalma gözlemlenmiştir. Bu da osteoporoz riskinin düşmesini sağlar. Aynı zamanda emzirme, annenin günlük enerji ihtiyacını ortalama 500 kalori artırır. Bu artışın bir kısmı annenin besin tüketimiyle, bir kısmı ise gebelikte depolanan yağların kullanımıyla karşılanır. Sonuç olarak emziren anneler, doğum sonrası dönemde daha kolay kilo verir" şeklinde konuştu.
Emzirme, doğurganlığı geçici olarak baskılar
Düzenli emzirmenin, doğumdan sonraki dönemde doğurganlığı doğal olarak baskıladığını ifade eden Doç. Dr. Cihan Karadağ, "Emziren kadınlarda prolaktin hormonunun yüksek düzeyde salgılanması, yumurtlamayı geçici olarak baskılar. Bu nedenle emziren kadınlar doğumdan sonraki 10 haftalık dönemde genellikle gebe kalmaz. Ancak bu sürenin kişiden kişiye değişebileceği unutulmamalıdır" ifadelerini kullandı.

İhlas Haber Ajanası
Fenoreporter’deki bu bölümde, İhlas Haber Ajansı (İHA) tarafından sağlanan haberler, herhangi bir editoryal müdahale olmaksızın doğrudan ajans kanallarından iletildiği şekliyle yayınlanmaktadır. Bu alanda yer alan tüm haberlerin hukuki sorumluluğu, haberi ileten ajanslara aittir.