
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammet Bahadır, 4,6 büyüklüğündeki Taşova depremini değerlendirerek, "1943 yılın Lâdik merkezli büyük bir deprem yaşandı. Bu depremde Orta Karadeniz bölümünde Kuzey Anadolu Fayı büyük ölçüde enerjisini boşalttı. Bu sahada çok büyük bir deprem olacak demek çok doğru bir yaklaşım olmaz" dedi.
Amasya’nın Taşova ilçesinde meydana gelen 4,6 büyüklüğündeki deprem Samsun’da da hissedildi. Bu deprem akıllara, "Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerindeki şehirlerde deprem olacak mı, olursa etkileri nasıl olur?" sorularını getirdi.
Depremle ilgili değerlendirmelerde Doç. Dr. Muhammet Bahadır, "Deprem dediğimiz olay çok büyük bir doğal afettir. Ülkemiz aktif tektonik hatlar üzerinde yer alan bir ülke durumundadır. Ülkemizin birçok yeri deprem açısında risk barındırıyor. Kuzey Anadolu Fayı, Doğu Anadolu Fayı ve Batı Anadolu Fay zonları başta olmak üzere, çok büyük ölçekli depremler yaşayabiliyoruz. Son yaşanan Taşova depremi ise küçük ölçekli bir depremdir. Ortaya çıkarmış olduğu ise küçük bir enerji birikimidir. Burada önemli olan nokta ise ’Kuzey Anadolu Fayı’nın bu segmentinde büyük bir deprem olur mu?’ sorusunu akıllara getiriyor. 1943 yılın Lâdik merkezli büyük bir deprem yaşandı. Bu depremde Orta Karadeniz bölümünde Kuzey Anadolu Fayı büyük ölçüde enerjisini boşalttı. Kuzey Anadolu Fayı’nın şöyle bir özelliği var: Kronolojik bir deprem silsilesi görüyoruz. Bu sahada çok büyük bir deprem olacak demek çok doğru bir yaklaşım olmaz. Türkiye’nin her an her bölgesinde belirli bölgelerimiz hariç, büyük bir deprem yaşama ihtimalimiz var. Şu an elimizdeki mevcut teknolojik verilere bakıldığında depremin yeri ve zamanını maalesef net olarak belirlemek mümkün değil. Onun için yapabileceğimiz en önemli şey, depreme hazırlıklı olmalıyız. Bunun için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının yaptığı önemli bir çalışma var. Samsun geneline baktığımızda 2 bin 188 riskli yapı var. Bu oldukça yüksek bir rakam. Normalde şehirlerimizi kentsel dönüşüme sokuyoruz. Eski binalarımızı yıkıyoruz. Yerine yenisini yapıyoruz. Bu oldukça maliyetli bir iş. Bu nedenle yapacağımız binaları kuralına ve kanuna uygun olarak yaparsak, binaların hem ömrü uzayacak hem de deprem gibi doğal afetlerden etkilenme oranı azalacaktır" diye konuştu.
Amasya’nın Taşova ilçesinde meydana gelen 4,6 büyüklüğündeki deprem Samsun’da da hissedildi. Bu deprem akıllara, "Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerindeki şehirlerde deprem olacak mı, olursa etkileri nasıl olur?" sorularını getirdi.
Depremle ilgili değerlendirmelerde Doç. Dr. Muhammet Bahadır, "Deprem dediğimiz olay çok büyük bir doğal afettir. Ülkemiz aktif tektonik hatlar üzerinde yer alan bir ülke durumundadır. Ülkemizin birçok yeri deprem açısında risk barındırıyor. Kuzey Anadolu Fayı, Doğu Anadolu Fayı ve Batı Anadolu Fay zonları başta olmak üzere, çok büyük ölçekli depremler yaşayabiliyoruz. Son yaşanan Taşova depremi ise küçük ölçekli bir depremdir. Ortaya çıkarmış olduğu ise küçük bir enerji birikimidir. Burada önemli olan nokta ise ’Kuzey Anadolu Fayı’nın bu segmentinde büyük bir deprem olur mu?’ sorusunu akıllara getiriyor. 1943 yılın Lâdik merkezli büyük bir deprem yaşandı. Bu depremde Orta Karadeniz bölümünde Kuzey Anadolu Fayı büyük ölçüde enerjisini boşalttı. Kuzey Anadolu Fayı’nın şöyle bir özelliği var: Kronolojik bir deprem silsilesi görüyoruz. Bu sahada çok büyük bir deprem olacak demek çok doğru bir yaklaşım olmaz. Türkiye’nin her an her bölgesinde belirli bölgelerimiz hariç, büyük bir deprem yaşama ihtimalimiz var. Şu an elimizdeki mevcut teknolojik verilere bakıldığında depremin yeri ve zamanını maalesef net olarak belirlemek mümkün değil. Onun için yapabileceğimiz en önemli şey, depreme hazırlıklı olmalıyız. Bunun için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının yaptığı önemli bir çalışma var. Samsun geneline baktığımızda 2 bin 188 riskli yapı var. Bu oldukça yüksek bir rakam. Normalde şehirlerimizi kentsel dönüşüme sokuyoruz. Eski binalarımızı yıkıyoruz. Yerine yenisini yapıyoruz. Bu oldukça maliyetli bir iş. Bu nedenle yapacağımız binaları kuralına ve kanuna uygun olarak yaparsak, binaların hem ömrü uzayacak hem de deprem gibi doğal afetlerden etkilenme oranı azalacaktır" diye konuştu.

İhlas Haber Ajanası
Fenoreporter’deki bu bölümde, İhlas Haber Ajansı (İHA) tarafından sağlanan haberler, herhangi bir editoryal müdahale olmaksızın doğrudan ajans kanallarından iletildiği şekliyle yayınlanmaktadır. Bu alanda yer alan tüm haberlerin hukuki sorumluluğu, haberi ileten ajanslara aittir.