DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Siyasi ve hukuki eşiği atlama zamanı gelmiş, hatta geçmektedir; demokratik entegrasyon için demokratik yasaları yapmak gerekir. Komisyon, zaman kaybetmeksizin Öcalan’ı dinlemelidir" dedi.
Hatımoğulları, partisinin grup toplantısında konuştu. Meclisin tarihi sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini söyleyen Hatımoğulları, "86 milyon yurttaşımızın beklentisi olan, hayati ihtiyaçlar olan bu beş şeyin topluma verilmesi ve sağlanması için gece gündüz demeden meclis çalışmalıdır. Biz biliyoruz ki barış toplumun onurudur. Ve cumhuriyetin ikinci yüzyılında verilecek en büyük armağandır. Demokratik cumhuriyetin inşasının kapılarını ardına kadar açacak olan barıştır. Demokrasi yalnızca bir yönetim işi değil, birlikte eşit ve ortak yaşamın inşasının ta kendisidir. Ekonomi sadece kuru rakamlardan ibaret değildir. Sofrasında emeği ekmeği eksilenin, işsiz kalan gencin, emeği görünmeyen kadının bizatihi hayatının kendisidir. Okul masraflarını karşılayamayan velinin, bastıran soğuklarda doğalgaz ve elektrik faturasını ödeyemeyen yurttaşın, geçinemeyen emeklinin, barınamayan öğrencinin hayatının ta kendisidir. İktidarın açıkladığı doğru olmayan enflasyon rakamlarıyla, büyüme oranlarıyla, orta vadeli programıyla, alıp gücü azalan ücretlerle, insafsız vergilerle yurttaşın açlığı daha da derinleşiyor. Ve bu halkın iktidara güveni kalmadı. Bakın, halk siyaseten çözülmesi gereken, atılması gereken somut adımlarla ilgili beklenti içindedir. Hangi konularda acil bir beklenti içindedir? Durmadan alarm veren açlık ve yoksullukla etkin mücadele. Yaşama felç eden antidemokratik uygulamalara son verme. Muhalif belediye başkanlarını hapse atmaya, kayım atamaya son verme. Yerel demokrasiyi güçlendirme. Yargı sopasını siyasi partilerin muhalefetin başında sallamaktan vazgeçme. Siyasi partilerin önünü açacak yasal düzenlemelerin hayata geçmesi. Barış hukukunu oluşturma konusunda acil adımlar atılmalıdır. Barış Komisyonu 14. oturumunu yapıyor. Dinlenenlerin çoğu, ‘Kürt meselesi amasız, fakatsız çözülmelidir; demokratik haklar ve eşit yurttaşlık konusunda hukuki adımlar mutlaka atılmalıdır’ dedi. O halde barış için ne zaman eyleme geçilecek? Geldiğimiz eşik budur. Unutmamak gerekir ki Öcalan ve hareketi attıkları adımlarla büyük bir eşiğin aşılmasına katkı sundu; komisyonun kurulmasıyla kurumsal eşiğin de önemli bir kısmı geçildi. Artık siyasi ve hukuki eşiği atlama zamanı gelmiş, hatta geçmektedir; demokratik entegrasyon için demokratik yasaları yapmak gerekir. Komisyon, zaman kaybetmeksizin Öcalan’ı dinlemelidir" dedi.
Hatimoğulları şöyle konuştu:
"Barışın anahtarı muhatapta, baş aktördedir; dünyadaki örneklerde görüldüğü gibi İmralı’ya uzanacak doğrudan diyalog, silahları susturup hukuki zemini kuracak en bağlayıcı adım olabilir. Bu, kişisel bir tercih değil; barışın ciddiyetinin ve devlet aklının kurumsallığının gereğidir. Komisyonun, Öcalan ile görüşerek önemli bir eşiğin daha aşılmasına katkı sunmasını bekliyoruz. Öcalan 27 yıldır, halkları karşı karşıya getirmeye çalışanlara karşı çözümü ve barışı ısrarla savunmuştur. Evet; Öcalan’ın umut hakkı tanınmalıdır. ‘Umut hakkı’ sıradan bir hukuk maddesi değil, evrensel hukukun merkezindeki ilkelerdendir. 17 Eylül’de Avrupa Bakanlar Komitesi umut hakkıyla ilgili kararını açıkladı ve komisyondan, Meclis’ten bu konudaki beklentilerini ifade etti. Bu çok önemli bir karardır. Ömür boyu kapıyı kilitleyip anahtarı denize atamazsınız; toplumsal barış süreçleri, yeniden düşünme ve yeniden düzenleme perspektifi ile cesur adımlar atıldıkça ilerler. Öcalan için umut hakkı düzenlemesi bir an evvel acilen hayata geçirilmelidir."
Hatımoğulları, partisinin grup toplantısında konuştu. Meclisin tarihi sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini söyleyen Hatımoğulları, "86 milyon yurttaşımızın beklentisi olan, hayati ihtiyaçlar olan bu beş şeyin topluma verilmesi ve sağlanması için gece gündüz demeden meclis çalışmalıdır. Biz biliyoruz ki barış toplumun onurudur. Ve cumhuriyetin ikinci yüzyılında verilecek en büyük armağandır. Demokratik cumhuriyetin inşasının kapılarını ardına kadar açacak olan barıştır. Demokrasi yalnızca bir yönetim işi değil, birlikte eşit ve ortak yaşamın inşasının ta kendisidir. Ekonomi sadece kuru rakamlardan ibaret değildir. Sofrasında emeği ekmeği eksilenin, işsiz kalan gencin, emeği görünmeyen kadının bizatihi hayatının kendisidir. Okul masraflarını karşılayamayan velinin, bastıran soğuklarda doğalgaz ve elektrik faturasını ödeyemeyen yurttaşın, geçinemeyen emeklinin, barınamayan öğrencinin hayatının ta kendisidir. İktidarın açıkladığı doğru olmayan enflasyon rakamlarıyla, büyüme oranlarıyla, orta vadeli programıyla, alıp gücü azalan ücretlerle, insafsız vergilerle yurttaşın açlığı daha da derinleşiyor. Ve bu halkın iktidara güveni kalmadı. Bakın, halk siyaseten çözülmesi gereken, atılması gereken somut adımlarla ilgili beklenti içindedir. Hangi konularda acil bir beklenti içindedir? Durmadan alarm veren açlık ve yoksullukla etkin mücadele. Yaşama felç eden antidemokratik uygulamalara son verme. Muhalif belediye başkanlarını hapse atmaya, kayım atamaya son verme. Yerel demokrasiyi güçlendirme. Yargı sopasını siyasi partilerin muhalefetin başında sallamaktan vazgeçme. Siyasi partilerin önünü açacak yasal düzenlemelerin hayata geçmesi. Barış hukukunu oluşturma konusunda acil adımlar atılmalıdır. Barış Komisyonu 14. oturumunu yapıyor. Dinlenenlerin çoğu, ‘Kürt meselesi amasız, fakatsız çözülmelidir; demokratik haklar ve eşit yurttaşlık konusunda hukuki adımlar mutlaka atılmalıdır’ dedi. O halde barış için ne zaman eyleme geçilecek? Geldiğimiz eşik budur. Unutmamak gerekir ki Öcalan ve hareketi attıkları adımlarla büyük bir eşiğin aşılmasına katkı sundu; komisyonun kurulmasıyla kurumsal eşiğin de önemli bir kısmı geçildi. Artık siyasi ve hukuki eşiği atlama zamanı gelmiş, hatta geçmektedir; demokratik entegrasyon için demokratik yasaları yapmak gerekir. Komisyon, zaman kaybetmeksizin Öcalan’ı dinlemelidir" dedi.
Hatimoğulları şöyle konuştu:
"Barışın anahtarı muhatapta, baş aktördedir; dünyadaki örneklerde görüldüğü gibi İmralı’ya uzanacak doğrudan diyalog, silahları susturup hukuki zemini kuracak en bağlayıcı adım olabilir. Bu, kişisel bir tercih değil; barışın ciddiyetinin ve devlet aklının kurumsallığının gereğidir. Komisyonun, Öcalan ile görüşerek önemli bir eşiğin daha aşılmasına katkı sunmasını bekliyoruz. Öcalan 27 yıldır, halkları karşı karşıya getirmeye çalışanlara karşı çözümü ve barışı ısrarla savunmuştur. Evet; Öcalan’ın umut hakkı tanınmalıdır. ‘Umut hakkı’ sıradan bir hukuk maddesi değil, evrensel hukukun merkezindeki ilkelerdendir. 17 Eylül’de Avrupa Bakanlar Komitesi umut hakkıyla ilgili kararını açıkladı ve komisyondan, Meclis’ten bu konudaki beklentilerini ifade etti. Bu çok önemli bir karardır. Ömür boyu kapıyı kilitleyip anahtarı denize atamazsınız; toplumsal barış süreçleri, yeniden düşünme ve yeniden düzenleme perspektifi ile cesur adımlar atıldıkça ilerler. Öcalan için umut hakkı düzenlemesi bir an evvel acilen hayata geçirilmelidir."

İhlas Haber Ajanası
Fenoreporter’deki bu bölümde, İhlas Haber Ajansı (İHA) tarafından sağlanan haberler, herhangi bir editoryal müdahale olmaksızın doğrudan ajans kanallarından iletildiği şekliyle yayınlanmaktadır. Bu alanda yer alan tüm haberlerin hukuki sorumluluğu, haberi ileten ajanslara aittir.