Geleceğin İlgisi!
İnsanlar bilgiye ilgi gösterirler çünkü bilgi ile ilgilerini anlar, tamamlar ve zihinlerini yapıp, düzenlerler. Ancak bugüne kadar ortaya konulan bilgilerin kendisinde değil, bilgilerin birbirini tamamlama ve sıralama aşaması açısından düzensizlik ve yetersizlik hissedilmektedir. Bu yetersizlik hissinden insanların gelecekte yöneleceği bilgisel çalışma alanları Sosyoloji, Psikoloji ve Ontoloji’dir. Belirttiğim bu çalışma alanları birbirini tamamlar ve sıralama aşaması, var olanların tümünü ve nedenlerini, hareket ve durumlarını anlamayı sağlar.
Kök bilginin yer aldığı yani bilmenin ve bilginin başladığı çalışma alanı Sosyoloji’dir; sonrasında zihin bilgisini biriktiren ve açıklamaya çalışan Psikoloji ile devam eder ve sonrasında da var olanların tümünün etkinliğini konu alan ve Varlık Bilimi diye tanımlanan Ontoloji kendi yerini ve anlamını bulur. Sosyoloji bilgisi, zihin bilgisi ve varlık bilgisi insanı ve çevresini anlamanın yoludur ve bir insan anlaşılırsa veya bir insan kendini ve çevresini anlarsa görünen ve görünmeyen her şeyin kendisini ve sebebini anlar. Çünkü insan çevresi ile bütündür ve İnsanlar tek başına yaşamazlar; başka insanlar, hayvanlar, bitkiler ve nesneler ile yaşayıp, Gök Boşluğu, Yıldızlar, Gezegenler, Güneş ve Ay’dan etkilenip, yeryüzünde atmosferin içerisinde Hayat, Tabiat, Akış, Oluş ve Zaman tarafından yapılırlar. Yapılmak: Eksiğin tamamlanması, fazlalıktan kurtulunmasıdır.
Gelecekte insanların ilgi göstereceği ve var olanlar ile beraber yaşayabildiğini anlatabileceği bilgi alanları diye belirttiğim Sosyoloji, Psikoloji ve Ontoloji genel başlıklarıyla ve bu genel başlıklar ile insanın tümden gelim ve tüme varım yapılabildiği içerik kısaca şöyledir;
-Sosyoloji: Bitkiler, Hayvanlar, Nesneler/Eşyalar, İnsanlar ile başlar ve insanın çevresini oluşturan ve etkileşilen yaşam bilgisidir; insan, yaşamı ile çevresini görür, anlar, bilir ve ifade eder. Bunu bilen bir insandır ve bu insanın ismi Küçük Ben’dir. Küçük Ben çevresini anladığında bunların veya benim nelerle ilişkim var diye sorduğunda Hayat, Oluş, Akış, Tabiat, Güneş, Ay, Gezegenler ve Yıldızlar ile ilişkisi olduğunu anlar ve bunların ne ile ilişkisi olduğunu sorduğunda ise hepsini ve insan da dahil hepsini içinde barındıran Gök Boşluğu’nu fark eder ve keşfeder; insan hepsinden etkilenir ve çevresinden etkilendiğini ve etkilediğini buradan bilir. Bu durum fark edildiğinde veya keşfedildiğinde Siyaset, Zanaat ve Sanat, Felsefe, Bilim ve Küçük Ben doğru ifade edebilirse inancını açıklar; iman, din ve inanç usullerini ortaya koyar.
-Psikoloji: Zihin bilgisini açıklayan, biriktiren ve araştıran çalışma alanıdır. Zihin insanlarda, hayvanlarda ve bitkilerde vardır; organ salgılarından etkilenir, bilgi ile düzenlenir, fiziki yetkinliklerin iyi olması ve güven ile güç bulur. Zihnin vücut ile bağlantısı beyin ve sinirlerdir ve bunlar da duyumsama ile ilişkilidirler. Yargısız, koşullanmamış ve şartlanmamış zihin masumiyeti ortaya çıkarttığı gibi, zihnin işlevlerinin durumunu da belirler ve algı doğru çalışıyor olur. Duyumsanan her şey zihin ile algılandığından ve ifade edildiğinden, zihin var olan tüm varlıklar kadar önemli ve etkindir.
-Ontoloji: Varlık Bilimi demektir ve var olmayı, varlık göstermenin nedenlerini açıklamaya çalışır ve bunun bilgisini araştırıp, gözlemler, toparlar. İnsan çevresinden etkilenip ve etkilediği için zaten vardır, etkinliği olmayan şey ise zaten yoktur. “İnsan Ne İle Yaşar?” sorusunun cevabına, insanın çevresi doğal olarak katıldığından, insanın kendisini ve çevresini etkileyenin de Ay, Güneş, Gezegenler, Yıldızlar ve Gök Boşluğu olduğunu fark eder. İnsanı ve çevresini etkileyenlerin Gök Boşluğu içerisinde olduğunu fark ettiğinde insanüstü olan bir kudreti keşfeder ve buna Tanrı ve Tanrısallık, varlıkların nedeni olarak da Varoluş der. Buradan sonrasına Gök Boşluğu için Tanrı’nın bulunuşu der; Varoluş ile sezgisel veya doğrudan etkileşime girdiğinde ise hakikat (Değişmez unsur) olan Gizem’i yani Tanrı’nın bilişini ve bilişlerini bilir ki bu durum Gark denen olayda gerçekleşir. Gark; Tanrı ve Tanrısallk’ın insan (Küçük Ben) ile buluşmasıdır ki bu, bilişlerin buluşmasıdır ve bu olayda Tanrı ve Gizem’in Büyük BEN olduğu ortaya çıkar. Bu durum; Tanrı’nın insandaki varlık hali ile buluşmasını belirtir ve Küçük Ben denen Bilinç’in insan olarak dünyada yaşadığını ve zihnin ise Küçük Ben’in araştırma, bilme, anlama ve bildirme aracı olduğu kavranır. Dualitesiz kavramlar olarak işlenilen eksiksizlik veya aynılık konusu olan Hiç, Tamam, Aşk, Aydınlanmak, Amentu ve Mutmain’in de bu durumdan anlaşılmış ve detaylandırılmış olduğu ortaya çıkar, çünkü sonun da zihinsel ve manevi olarak varılan tatmin durumunun ifadesini belirtir; Tatmin: Zihinsel ve Manevi arayışın yani düşünsel, duygusal, inançsal ve imani arayışın kalmadığı durum.
Murat Dal
Sosyoloji ve Felsefe Araştırmacısı-Yazar