Bu hafta sonu uzun zamandır gitmek istediğim Yerebatan Sarnıcı’na nihayet gidebildim. Yenilenen yüzüyle herkeste merak uyandıran ‘’Yerebatan Sarnıcı’nın restorasyonu İstanbul Büyükşehir Belediyesinden İBB Miras ekibi üstlenmiş. Öncelikle belirtmek istediğim iki ayrıntı var. Birincisi; yerli turist ve yabancı turist için ayrı fiyatlandırma oluşu. Vatandaşlarımız, yabancı turistlerden çok daha uygun fiyata bilet alabiliyor. Bu kararı alanları tebrik ediyorum. Kendi topraklarımızdaki değerlere, tarihimize ulaşmak asla pahalı ve ulaşılmaz olmamalı. İkincisi ise yoğun ilgi. Evet kuyruk uzadıkça uzuyor…  Sıcağın altında, ayakta uzun zaman beklemek istemeyenler Yerebatan Sarnıcı’nın web sitesi olan ‘’’ Yerebatan.com’’ adresinden online bilet alabilir ve hiç o uzun kuyruklara girmeden ayrı bir girişten Sarnıca hızlıca ulaşabilirler.

Gelelim Yerebatan Sarnıcı’na…  Vallahi bravo! Ben bayıldım. Neden mi?

Sanrım en son yedi yıl önce gitmiştim. O zamanlar karanlık bir yüze sahip olan Sarnıç ilk bakışta izbe bir yer hissi veriyordu. Fakat bugün ki Sarnıç modern restorasyon sayesinde ferah, estetik ve aydınlık bir görüntüye ulaşmış.  Üstelik çok belirgin olan bir havalandırma iyileştirilmesi de yapılmış görünüyor.  

Belirli zaman aralıklarında sütunları aydınlatan ışıklandırmalar renk değiştirerek görsel bir Show yaratıyor.  Telefon kameralarınızı hazırlayın! Bu Show’a kayıtsız kalamayıp anı ölümsüzleştirmeden de yapamıyorsunuz…  Bu ışık gösterileri her koridorda farklılaşıyor. Yani bir koridorda kırmızıyken diğer koridorda mavi veya yeşil sizi karşılıyor. Bu sayede her sütunun derinliği, deseni, heybeti ve kendine has güzelliği daha net ortaya çıkıyor. 

    

Ayrıca hoşuma giden bir diğer ayrıntı ise Sarnıç içerisinde başarılı sanatçıların eserlerine yer verilmiş olması. Bu eserler Sarnıç ruhuyla, bütünlüğüyle öyle güzel iç içe girmiş ki gezerken sanki hep oradalarmış gibi hissediyorsunuz.  Bu kadar önemli ve tarihi bir mekânın içinde böyle özel ve yenilikçi eserlere yer vermek büyük bir cesaret işi doğrusu. Özellikle dikkatimi çeken birkaç eserden bahsetmek istiyorum. İlki Ali Abayoğlu’nun Denizanası çalışması. Sanki boğazın sularından Sarnıç’ın sularına gelivermiş gibi.  Bir diğeri ise Ozan Ünal’ın Anksiyöz Bilgeler adlı eseri. Tamamı beton ve demirden oluşan bu eser; ekolojik, sosyolojik, politik ve etik bozulmaların etkisiyle her geçen gün zorlanan ruhlarımızı yansıtıyormuş.  Derin bir nefes alıp esere şöyle bir tekrar bakınca sanatçıya hak vermeden edemiyor ve eserin bir parçası oluyorsunuz. Ozan Ünal ve Ali Abayoğlu’nun yanı sıra Berkay Buğdan, Jennifer Steinkamp, Aslı İrhan, Malik Bulut gibi birbirinden değerli sanatçıların eşsiz eserleri de

     

Sarnıç içerisinde da sergilenmekte.

Bu arada direkt gözlerine bakanlar taş olmasın inancıyla yan ve ters olarak diğer sütunların arasına konumlandırılan ve Sarnıç ile özdeşleşen Medusaları unuttum sanmayın. Onlar her zaman ki gibi tüm görkemi ile selamlıyor ziyaretçileri.

Keyifli bir gün geçirmek, biraz tarih solumak isterseniz, Yerebatan Sarnıcı’nı etkinlik takviminize not alabilirsiniz.  Ben ‘’iyi ki gitmişim.’’ Diyorum.

 


YAZARIN DİĞER YAZILARI