Tetris Neden Bu Kadar Bağımlılık Yapıyor?

Youtube'da yayınladığı ilginç tasarım, sanat, ve teknoloji hikayeleri ile tanınan ünlü Youtuber Barış Özcan bu kez Tetris oyununun neden bağımlılık yaptığını anlattı.

 

Dünyanın gelmiş geçmiş en çok satan oyunu çok basit bir şeklin ya da karelerin yan yana gelmesinden oluşuyor. 4 tane kare I şeklinde, O şeklinde, L şeklinde, S ve T şeklinde bir araya gelince tetrominolara dönüşüyor. Karşıdan üzerinize doğru gelen tetrominoları düzgün bir şekilde yerleştirme çabasıyla da “Tetris” oyunu ortaya çıkıyor.

 

4’lü karelerle oynanan bir tenis oyunu gibi. Zaten adı da buradan geliyor. 4 anlamına gelen “tetra” ve “tenis” kelimelerinin birleşiminden. Tasarım yaparken aklınızda olsun: Yeni bir şey ortaya koymak için iki farklı şeyi daha önce hiç olmadığı biçimde bir araya getirin.

 

Bu oyun 1984 yılında ortaya çıktığında bir Sovyetler Birliği malıydı. Çünkü Moskova Sovyet Bilim Akademisi’nde çalışan bir bilgisayar programcısı olan Alexey Pajitnov bu oyunu iş saatlerinde geliştirmişti ve o sırada devletten maaş alan bir memurdu. Amacı yeni donanımları test etmekti ve bunun için de küçükken çözmeye çalıştığı bulmacaları bilgisayar programına dönüştürme fikri aklına geldi.

 

Evet, Tetris’in atası bu tür oyunlar. Bu, Katamino. Buna benzer çeşitli pentomino bulmacaları var. Farklı şekilleri kullanarak dikdörtgen yapmaya çalışıyorsunuz. Alexey bunu bilgisayar programına çevirirken şekilleri sadeleştirmek zorunda kaldı. Çünkü yazılımı geliştirdiği Electronika 60 adlı bilgisayar günümüzdeki bilgisayarlara göre o kadar ilkeldi ki, tetromino bloklarını oluşturabilmek için harfleri kullanmak zorunda kalıyordu.

 

Tasarım yaparken aklınızda bu da bulunsun. Kısıtlı imkanlar yaratıcılığı kamçılar. Yeni bir şey, bir proje, bir ürün geliştirirken sınırsız imkanların peşinde koşmayın. Tam tersine o an sahip olduklarınızı en verimli şekilde nasıl kullanabilirim diye düşünün.

 

Alexey bunu yaptı. Pentomino bulmacalarını sadeleştirdi. 5 kareden oluşan 12 parçalı bulmacayı, 4 kareden oluşan 7 parçalı bir oyuna dönüştürdü. Bir şeyi geliştirmek sadece ona yeni şeyler eklemek anlamına gelmiyor. Ondan bir şeyleri çıkartarak da geliştirebilirsiniz.

 

Sanatçılar da bunu yapar. “Mermerdeki fazlalıkları atıyorum, geriye heykel kalıyor” diyen Michelangelo’yu hatırlayın. Bir şeyleri eksilterek de tasarım yapılabilir.

 

Tetris oyununun ilk versiyonu böyle ortaya çıktı. Başlangıçta geleneksel bulmaca versiyonundan hiç de farklı değildi. Alexey bu versiyona “genetik mühendislik” adını vermişti. Fakat hem adı hem de kendisi ona biraz sıkıcı geldiği için üzerinde çalışmaya devam etti.

 

Dikdörtgeni dikey hale getirip şekillerin aşağıya doğru düşmesine karar verdi. Fakat bu kez de yeni bir problem ortaya çıkmıştı. Aşağıya düşen parçalar hızla ekranı dolduruyordu. Tasarım problem çözmektir.

 

Alexey bu problemi tamamen dolan satırları silerek çözdü. Artık oyun kolayca bitmemeye başladı ve böylelikle dünyanın en sevilen oyunlarından biri haline geldi. Aynı zamanda en çok bağımlılık yapan oyunlarından biri.

 

Videonun detaylarını aşağıda bulabilirsiniz.