Tarihi geçmiş BionTech ve Sinovac aşısı kullanılırsa ne olur? Sağlık bakanlığı'nın covid-19 omicron varyantı ile mücadele kapsamında serbest bıraktığı 3. doz aşılarla ilgili son kullanma tarihi geçmiş aşı uygulaması iddiaları bulunurken, internette ve sosyal medyada tarihi geçmiş aşıların uygulanması durumunda yaşanabilecekler merak edilmeye başlandı. Peki tarihi geçmiş BionTech ve Sinovac aşısı kullanılırsa ne olur? Cevaplar haberimizde..
Tarihi geçmiş BionTech ve Sinovac aşısı kullanılırsa ne olur? Sağlık bakanlığı'nın covid-19 omicron varyantı ile mücadele kapsamında serbest bıraktığı 3. doz aşılarla ilgili son kullanma tarihi geçmiş aşı uygulaması iddiaları bulunurken, internette ve sosyal medyada tarihi geçmiş aşıların uygulanması durumunda yaşanabilecekler merak edilmeye başlandı. Peki tarihi geçmiş BionTech ve Sinovac aşısı kullanılırsa ne olur? Cevaplar haberimizde..
Tarihi geçmiş BionTech ve Sinovac aşısı kullanılırsa ne olur?
Uygun şekilde muamele edilmeyen ve uygulanmayan aşılar sağlıklı, normal bireylerde beklenen bağışıklığı oluşturmayacaklardır. Modifiye canlı bakteriyel ve viral aşılar, ancak aşı uygulandığında canlılığını muhafaza ediyor ve uygulandıktan sonra aşılanan bireyde çoğalıyorsa etkili olurlar. Aşının depolama koşullarına ve uygulama yöntemine dikkat edilmesi, aşının canlılığının garanti altına alınması açısından son derece önemlidir.
Aşının buz dolabı koşullarında muhafazası esnasında meydana gelen hatalar yada güneş ışığına maruz kalma aşıyı inaktive edebilir. Uygun şartlar altında muhafaza edildiğinde bile aşının zaman içersinde canlılığını kaybedeceği unutulmamalıdır (Dietert ve Golomboski 1994; Tizard 2000). Bu sebeple son kullanma tarihini geçen aşılar kullanılmamalıdır. Enjektör ve iğnelerin kimyasal dezenfektanlarla muamele edilmesi, canlı aşının inaktivasyonu ile sonuçlanacaktır. Uygun olmayan sulandırıcıların kullanılması ve aşıların aynı enjektör içinde birleştirilmesi de inaktivasyon ile sonuçlanacaktır. Liyofilize aşılar için kullanılan sulandırıcılar, her aşı için özel olarak hazırlanmıştır. Bir aşının sulandırıcısı diğerinide inaktive edebilir.
Aşılar içinde bulunan prezarvatif maddeler de diğer aşılar için zararlı özelliklere sahip olabilir. Bu sebeblerden dolayı farklı aşılar bilimsel verilerle desteklenmedikçe aynı enjektör içerisinde karıştırılarak uygulanmalıdır (Dale ve Foreman 1989; Aşılama başarızlıklarının pek çoğu aşılanan bireyin gerekli cevabı oluşturamamasından kaynaklanmaktadır. Bağışıklık biyolojik bir olaydır ve aşılanan populasyon içersindeki tüm bireylerde eşit oranda bağışıklık gelişmesini garanti etmez. Çok sayıda farklı genetik ve çevresel faktör bağışıklığı etkiler. Aşılanan bireylerin pek çoğu aşılamaya beklenen cevabı geliştirirken, küçük bir kısmı beklenenden iyi ve yine küçük bir kısmı beklenenden kötü cevap verebilir. Dolayısıyla halkın tamamında aşılama sonrası % 100 immunite gelişmesi beklenmemelidir. Aşıya cevap vermeyen bireylerin sayısı aşının kalitesine ve hastalığın yapısına bağlı olarak değişiklik gösterir. Yeni doğan bireylerde görülen aşılamaya cevap alamama vakaları maternal antikor müdehalesinden kaynaklanıyor olabilir (Arda ve ark. 1994).
Maternal antikorların aşı başarısızlığına neden oldukları iyi bilinmektedir. Bu sebeple yeni doğan bireylere yapılacak ilk aşılamanın zamanı çok önemlidir (Pastoret ve ark. 1999; Tizard 2000). Aşırı soğuk ve sıcak, yorgunluk ve gebelik gibi faktörlerden kaynaklanan stres, yetersiz beslenme, beraber seyreden enfeksiyonlar yada gelişmemiş veya yaşlanmış bağışıklık sistemi gibi faktörlere bağlı olarak gelişen immunosupresyon aşılamada başarısızlığa yol açabilir. Eğer immunosupresyon aşılama zamanında oluşursa, aşı yeterli bağışıklık oluşturamaz. İmmunosupresyon vücutta steroid üretiminden kaynaklanmaktadır. (Pastoret ve ark. 1999). Kullanılan aşı hastalık etkeni organizmanın farklı suşlarını ya da farklı antijenlerini içerebilir. Böyle bir durumda korumayı sağlaması beklenemez. Aşının üretim metodu önemlidir. Çünkü, hatalı üretim prosedürü antijenik yapının bozulmasına yada aşı içerisinde yeterli olmayan miktarda antijen kalmasına yol açabilir. Bu tür problemler ancak kalitesi bilinen üreticilerden elde edilen aşıların kullanılması ile aşılabilir. Aşılar, dondurulmamalı ve çalkalanmalıdır. Kullanılan aşıların kalan kısmı daha sonra kullanım için saklanmamalıdır (Arda ve ark. 1994; Tizard 2000).