Serap Tibuk Tahliye Edildiği Yalı Dairesiyle İlgili Haberler İçin Açıklama Yaptı! 'Yalı Değil Apartman Dairesi!'

Cemiyet hayatının ünlü ismi ve ünlü iş insanı Besim Tibuk'un eşi olan Serap Tibuk bir süreden beri yaşadığı kiralık apartman dairesinden ev sahibi tarafından tahliye edilmek isteniyordu. Dava sürecini istinafa taşıyan Serap Tibuk'un avukatı Av. Dr. Gökçe Yıldırım "Yargısal süreç kendi mecrasında ilerlerken; henüz mahkemece gerekçeli karar dahi yazılmadan, müvekkilin bir an önce konuttan tahliyesini sağlamak amacıyla davacı tarafından yalan ve iftira dolu bilgiler üzerinden haberler yaptırılmıştır. Kişisel menfaat beklentisi üzerinden yalan haberlerle müvekkile itibar suikastı yapılması kabul edilemez" diyerek açıklama yaptı.

 

İş insanı Net Holdig'in sahibi Besim Tibuk'un eşi olan ve cemiyet hayatının renkli ismi Serap Tibuk'da ev sahibi ile sorun yaşayan kiracılar kervanına katılmıştı. Yedi yıldan beri Bebek'teki ünlü Arif Paşa Korusu içerisinde bulunan kısmen deniz manzarası olan apartman dairesinde oturduğunu ve kiralık dairenin kesinlikle bir yalı olmadığını belirten Serap Tibuk yasal hakları çerçevesinde zam yaptığı dairesinin sahibi ile mahkemelik olmuştu. Davanın kendi mecrasında devam ettiğine ve gerekçeli kararın da yazılmamış olmasına rağmen gerçeği yansıtmayan haberler ile itibar suikastine uğradığını belirten Serap Tibuk, avukatı Av. Dr. Gökçe Yıldırım vasıtasıyla bir basın açıklaması yaptı. Tibuk'un avukatı yaptığı basın açıklamasında şu satırlara yer verdi;

 

serap tibuk ev sahibi magduru

 

"Basın Açıklaması;

 

13.06.2024 tarihi itibariyle müvekkil Serap Tibuk hakkında basında yer alan ve gerçeği yansıtmayan "tahliye haberleri" nedeniyle kamuoyunu doğru biçimde bilgilendirme zorunluluğu doğmuştur.

 

Müvekkil 01.01.2017 tarihinden beri haberlere konu edilen yerde kiracı olarak oturmaktadır. Müvekkil her kira yılı başlangıcında, kira sözleşmesine uygun biçimde, güncellenmiş kira bedelini yıllık ve peşin olarak banka kanalıyla ev sahibine ödemiştir. 2023 yılı yeni kira döneminde davacı yan; vekili vasıtasıyla nezaketsiz biçimde müvekkile cep telefondan mesaj göndermek suretiyle, emsal yıllık kira bedellerinin çok üzerinde bir kira bedelini mevcut sözleşme koşullarına da aykırı biçimde aylık olarak ödenmesini talep etmiş, bu haksız talep müvekkilce reddedilmiştir. Bunun üzerine davacı yan, henüz öğrenci olan ve kendi anne babasıyla birlikte oturan torununun konuta ihtiyaç duyduğu iddiasıyla tahliye davası açmıştır. Yargılama sonucunda gerçek ve samimi bir konut ihtiyacı olmamasına, davanın tamamen kötü niyetle ve yasal ihbar sürelerine bile uyulmadan açılmış olmasına rağmen; İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesi hukuka aykırı biçimde davanın kabulüne karar vermiştir. Bu karar aleyhine tarafımızca istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.

 

Yargısal süreç bu şekilde kendi mecrasında ilerlerken; henüz mahkemece gerekçeli karar dahi yazılmadan, müvekkilin bir an önce konuttan tahliyesini sağlamak amacıyla davacı tarafından yalan ve iftira dolu bilgiler üzerinden haberler yaptırılmıştır. Bu haberler gerçeğe aykırı ve müvekkilin kişilik haklarını ihlal eder niteliktedir. Basit bir hukuki ihtilafın kendi yargısal mecrasından uzaklaştırılarak, müvekkili karalamaya ve toplumsal itibarını zedelemeye doğru evrildiğini görmek üzücüdür. Bu haberler üzerinden davaya ilişkin yasal süreçlerin tamamlanması beklenmeden müvekkilin bir an önce konuttan tahliyesinin amaçlandığı ve kamuoyunun da anlamsız biçimde meşgul edildiği ortadadır. Kişisel menfaat beklentisi üzerinden yalan haberlerle müvekkile itibar suikastı yapılması kabul edilemez. Belirtmek gerekir ki; kamuoyuna servis edilmek üzere yaptırılan haberlerde müvekkilin oturduğu bahse konu konut yalı değil, kısmen deniz manzarasına sahip, denizden oldukça uzak, koru içerisinde sade bir apartman dairesidir. Müvekkilin sahip olduğu taşınmazların açılan tahliye davasıyla bir ilgisi yoktur. Aksine davacı yanın aynı bölgede sayısız taşınmazları olduğu tespit edilmiştir. Davacının mevcut taşınmazlardan herhangi birisi ile ihtiyaç çözülebilecek iken, neden müvekkilin oturduğu dairenin özellikle tercih edildiği sorusuna makul ve mantıklı bir yanıt da ortaya konulamamıştır. Bu bağlamda müvekkilin haklarını korumak için her türlü yasal yollara başvurulduğunu kamuoyuna saygıyla duyururuz"    

 

Serap Tibuk vekili   - Av. Dr. Gökçe YILDIRIM