Sinema dünyasının son dönemde yıldızı parlayan isimlerinden Seçil Yeşildirek ve Burçin Ergin kadına şiddetin arttığı bir dönemde yağmur sonrası gökkuşağını seyretmek isteyen bir kadının tüm renklerini kaybetme hikayesini konu alan Rainbow filmlerinin nasıl ortaya çıktığını ve bundan sonraki planlarını anlattılar. 

Sinema dünyasının son dönemde yıldızı parlayan isimlerinden Seçil Yeşildirek ve Burçin Ergin kadına şiddetin arttığı bir dönemde yağmur sonrası gökkuşağını seyretmek isteyen bir kadının tüm renklerini kaybetme hikayesini konu alan Rainbow filmlerinin nasıl ortaya çıktığını ve bundan sonraki planlarını anlattılar. 

İşte Seçil Yeşildirek ve Burçin Ergin ile gerçekleştirdiğimiz keyifli söyleşinin ayrıntıları; 

Rainbow film fikri nasıl ortaya çıktı?

Burçin: Bir buçuk yıl önce  kadın cinayetleri ile ilgili bir haber kuşağına denk gelmiştim. Ve bu durum üzerine arkadaşlarımızla konuşmaya başladık. Sonra fark ettim ki aslında yıllardır aynı öfkeyle aynı cümlelerle haykırıyoruz. Konuşmanın ötesinde hem bir oyuncu hemde senarist olarak aslında sesimi duyurabileceğim bir alanım vardı ve bir derdim.  Bir kadın olarak bir insan olarak kendi alanımda en hızlı şekilde eyleme geçmek istedim. Ve ortaya Rainbow çıktı.

Film daha bir fikir aşamasındayken ‘’bu filmin bir ruhu var’’ diyordum. Film çekimleri bittiğinde ise  ‘’bu filmde bir çok kadının ruhu var’’ demeye başladım. Ve o ruhu hisseden muhteşem bir ekip ile bir araya geldik.

Seçil: Hayatın tüm renklerini barındıran bir kadının renklerini kaybediş hikayesi “Rainbow” Yaşadığımız çağda kadına şiddet o denli arttı ki ya sessiz kalıp bu şiddeti onaylayacaktık ya da bir şeyler yapacaktık. Elimizden sadece bu filmi yapmak geldi. 

Çekimler ne kadar sürdü?

Seçil: Böyle bir film için biraz çılgınca ama sadece bir günde muhteşem bir ekiple çalıştık. Gerçekten şanslıydım. İlk filmim, ben de her zaman yeri apayrı olucak. Sette yaratıcı, işinin ehli, disiplinli bir ekiple ve Gamze Dar gibi karakteri dönüştürebilen bir oyuncuyla çalıştım. Görüntü yönetmeni Uğur İçbak ile çekim öncesi çalışmaya başlamanın faydasını sette gördüm. Hazırlandığımızın dışında birkaç sahne için alternatif açılar da deneyebilmek isterdim. Ancak 1 günde bitirmem gerekiyordu. Ekstra sahne çekme gibi bir lüksümüz olsun, kim istemez..

Çekimler nerede yapıldı ?

Seçil: İstanbul Kemerburgaz Ağaçlı Köyü’nde 3 farklı mekanda yapıldı.

Burçin:  Gerçekten filme çok uygun ıssız bir yerdi. Bir süre sonra sanırım çekimin etkisiyle mekan beni oldukça rahatsız etmeye başladı.

Festival hedefinizde neler var?

Burçin: İçinde barındırdığı tüm renkli kadınların ruhuyla bir çok festivalde yer alacağından eminim.  Bunu söylemek belki biraz klişe ama ödül almanın ötesinde bir çok kişiye ulaşmış olmak içimi rahatlatıyor.  Festival Direktörümüz bize her gün muhteşem haberlerle geliyor J İlgiyle takip ettiğim bir çok festival var.  Dört gözle haber bekliyorum.

Seçil: festival yolculuğumuzun cok başındayız. Uluslararası bir çok festivale başvurduk halen başvurularımız devam etmekte First-Time Filmmaker Sessions ve WOW Film Festival Tunisia resmi seçkisindeyiz

Bundan sonra ne yolda ilerlemek istiyorsunuz?

Seçil: Daha yolun başındayım. aklımda bir süredir kendim yazıp çekmek istediğim bir senaryo var ufak tefek notlar alıyorum projeye başlamadan önce ciddi bir araştırma yapmak için bir sürü kaynak okuyorum.. Daha çok film çekerek yola devam.

Burçin: Kariyerim boyunca durmadan cevapladığım tek soru bu olabilir sanırım. Hem bir oyuncu hem de bir senarist olarak daima geçmiş, gelecek ve anda olmak gibi sınırsız bir zaman diliminde olma durumum söz konusu. Ceplerimdeki hikayelerin, bedenime, ruhuma sıkıştırdığım karakterlerin özgürce yol almasını istiyorum.

Kısa vadede ve uzun vadede planlarınız neler?

Burçin: Plan yapmak benim için pek işe yarayan bir durum değil. Hayatın önüme çıkardıklarını değerlendirmeye, onlarla gelişmeye, öğrenmeye ve yol almaya çalışıyorum. 

Seçil: Daha çok film çekmek, öğrenmek ve daha iyi film çekmek hayalim, sonrasında da kişisel anlamda film çekmek ve ilk günkü tutkuyla film yapmaya devam etmek..