Riyaziyeci Mehmet Nadir Bey Kimdir? Nerelidir? Ne Zaman Vefat Etmiştir?

Türkiye'nin en değerli isimlerinden biri olan Riyaziyeci Mehmet Nadir Bey Kimdir? Nerelidir? Ne Zaman Vefat Etmiştir?

 

 

Türkiye'nin en değerli isimlerinden biri olan Riyaziyeci Mehmet Nadir Bey Kimdir? Nerelidir? Ne Zaman Vefat Etmiştir?

 

Riyaziyeci Mehmet Nadir Bey Kimdir? Nerelidir? Ne Zaman Vefat Etmiştir?

Riyaziyeci Mehmet Nadir Bey Kimdir? Riyaziyeci Mehmet Nadir Bey 1856 yılında Sakız adasında fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Bir gemi kaptanı tarafından koruma altına alınarak İstanbul'da yetiştirildi. İlk ve orta öğrenimini Bursa'da bulunan bir askeri okulda tamamladıktan sonra eğitim hayatına İstanbul'daki Kuleli İdadisi ve Mekteb-I Bahriye okullarında devam etti. Fransızca ve İngilizce öğrendi. Öğrenimini denizci kurmay üsteğmen olarak tamamladı. Mezuniyetinin ardından 3 ay bir gemide mühendis olarak çalıştıktan sonra Divanhane Bahriye Meclis Başkanlığı'nda sekreter olarak görevlendirildi. Heybeliada'daki Deniz Harp Okulu matematik öğretmeni olan Eşref Bey'in talebi ile öğretmen yardımcılığına atandı. Bir sure sonra Darüşşafaka’da da ders vermekle görevlendirilen Mehmet Nadir Bey, bu okulda ileride ünlü bir matematikçi olacak Salih Zeki'nin öğretmeni oldu ve ona çok emek verdi. 

İki sene sonra her iki okuldan da istifa eden Mehmet Nadir Bey'in hayatının bundan sonraki iki yıllık dönemine ne yaptığına ilişkin kesin bilgi yoktur. Matematik eğitimi almak üzere dostu Hüseyin Avni ile Londra'ya gittiği; daha sonra birlikte Kıbrıs'ta gazete çıkardıkları ve yakalanıp hapsedildikleri; askerlikten ihraç edildikleri sanılmaktadır. Hapisteyken çeviriler yaptığı düşünülen Mehmet Niyazi Bey, 1881-1882 yıllarında Victor Hugo'dan ve Shakespeare'den çeviriler yayınladı. Hamlet'i Türkçeye çeviren ilk kişi oldu.

1882 yılında Selânikli Abdi Kamil Bey ile birlikte Şems-ül-maarif Mektebi'ni kurdu; bu okulda öğrencileri sıralara oturtmak; sınıfa çarpım tablosu, harita asmak gibi yenilikler denedi. Bu okulda iki senelik deneyimden sonra Süleymaniye'de bir özel okul kurdu. Bugünkü İstanbul Lisesi'nin temelini oluşturan bu okulun adı Numune-i Terakki Mektebi'dir. Başlangıçta ilk ve orta bölümden oluşan ve erkek öğrencilere hizmet veren okula kızlar bölümü ve lise bölümünü de ekledi. Edirne'de ikinci bir şube açmış, ancak 2 sene içinde kapanmıştır. İstanbul'daki aristokrat ailelerin çcouklarını gönderdikleri okulda öğrenci sayısı 5-6 yıl içinde 600'ü bulmuştu. Mehmet Nadir, bu okuldan çok yüksek bir gelir elde etmiş ve lüks bir yaşam sürmüştür. Okul idaresi ile ilgilenmez oldu ve zamanla okulun eski başarısı ortadan kalktı.

İttihat ve Terakki Cemiyeti ile ilişki içinde olan Mehmet Nadir, padişah II. Abdülhamit'e karşı girişilen bir darbe hazırlığında ile ilgili olarak sorgulanmıştır. Planı hazırlayanların bir kısmının Numune-i Terakki Mektebi öğretmeni olduğu ve Mehmet Nadir'in plandan haberi olduğu öğrenilmiştir. Mehmet Nadir, ele başlarının adlarını vermiştir. Ondan alınan isimlerin sorgulanması sonucu 300 kişi tutuklanmış; yakın arkadaşı Hüseyin Avni Bey dahil birçok kişi sürgüne gönderilmiş; cemiyetin İstanbul şubesi çökmüş ve merkez Cenevre'ye taşınmıştır. 1897'de darbe önlendikten sonra okulu hazineye devredildi ve kendisi okul yönetiminden alınıp saraya bağlı Aşiret Mektebi'ne müdür olarak atandı.

Mehmet Nadir Bey, Aşiret Mektebi müdürü olarak görev yaptığı beş yılık dönemde matematik araştırmaları ile meşgul oldu ve L'Intermediaire der Mathematiciens dergisinde ilk yazıları yayımlanmaya başladı. Özellikle Diofant Denkleminin çözümü ile ilgilendi. 

1902 yılında Cemiyet-i Rüsumiye’ye yani Vergi Dairesi atanan Mehmet Nadir, müdürlükten ayrıldıktan sonra Aşiret Mektebi öğrencilerinin çıkardığı bir isyanı desteklemesi sebep gösterilerek 1903'te İstanbul dışına sürüldü; eğitim müdürü olarak Halep'e atandı. 1908 yılında İttihat ve Terakki Cemiyeti yönetimi ele geçirdiğinde ise Halep'teki görevinden azledildi. 1897'deki ad verme olayı sebep gösterilerek Fizan'a sürülmek istendi. Ancak eski İttihatçı bir dostunun müdahelesi ile Fizan sürgününden vazgeçilerek Trablusgarp'a gönderildi. 1911 yılında Trablusgarp İtalyan işgaline uğrayınca İstanbul'a dönen Mehmet Nadir Bey, Edirne'ye atandı. 1912’de Edirne’nin Bulgar işgaline uğraması üzerine tekrar İstanbul'a döndü.

İstanbul'da kendisine memur olarak bir görev verilmeyince uzun süre yokluk içinde yaşadı. Bir süre Darüşşafaka'da hesap dersleri verdi. 1915'te Darülfünun'da yüksek hesap dersleri hocası olarak tayin edildi. Öğrencisi Salih Zeki, Darülfünun rektörü olunca Nazariye-i adad yani Sayılar Teorisi kürsüsünü kurdu ve Mehmet Nadir Bey bu kürsünün başına getirildi. Hayatının sonuna kadar bu kürsünün başına kalan Mehmet Nadir Bey, Darülfünun Fen Fakültesi Mecmuası'nda on iki makale yazdı ve lise son sınıf öğrencileri için yazdığı Hesabı-ı Nazariye kitabını 1926'da çoğaltırdı. Eserde, kendisine ait bölünebilme genel kuralı da yer almaktadır. 

13 Aralık 1927'de Bebek'teki evinde hayatını kaybetti.