Putin Kuzey Kore'yle Neden Çok Derin İlişkiler Kurmak İstiyor?

Rusya'daki gelişmeleri yakından izleyenler aylardır, Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Kuzey Kore'yi ziyaret edeceğini biliyor.

 

BBC Türkçe'de yer alan habere göre; Kuzey Kore lideri Kim Jong Un geçen yıl, büyük yeşil kurşun geçirmez treni Rusya'nın Uzak Doğu bölgelerinde dolaşmış, Kim Putin'i ülkesine davet etmişti. Davete usulüne uygun şekilde olumlu yanıt verildi. Ancak uzun süredir beklenen bu ziyaretin sadece birkaç gün sonra gerçekleşeceği söyleniyor: Güney Kore kaynaklarına göre Putin yarın Kuzey Kore'ye gidebilir. Uydu görüntüleri de Kuzey Kore'de hazırlıkların sürdüğünü gösteriyor. Kesin olan bir şey var: Hem Rusya'da hem de yurt dışında bu ziyaretle ilgili herhangi bir haber için yaygara koparan gazeteciler var.

 

Kremlin, ziyaretle ilgili ayrıntıların zamanı gelince açıklanacağını duyursa da, spekülasyonlar en yüksek seviyede. Peki Putin'in Kuzey Kore ziyareti önemli? Rusya lideri niçin ziyareti bu dönemde yapacak? Öncelikle, Putin'in Kuzey Kore'yi sadece ikinci kez ziyaret edeceğini hatırlatmak gerek. İlk ziyaret 2000 yılındaydı. O dönem Putin yeni Rusya Devlet Başkanı olmuştu. Kim Jong Un'un babası Kim Jong Il hala Kuzey Kore'nin yüce lideriydi. Ancak bunun da ötesinde iki ülke arasındaki ilişki (Sovyetler Birliği dönemindeki düzeyde olmasa da) artık karşılıklı memnuniyetten karşılıklı faydaya dönüştü. Bu da Batı'yı endişelendiriyor. Kremlin'den yapılan açıklamada, Rusya ile Kuzey Kore arasında "çok derin ilişkiler" kurulabileceği belirtildi. Bunun kimseyi ilgilendirmemesi gerektiğini vurgulandı ve ilişkilerini geliştiren iki ülkeye meydan okumayı düşünenlere "bir kez daha düşünmeleri" tavsiye edildi. İki tarafın birbirinden tam olarak ne istediğine dair birçok spekülasyon var. Görünüşe göre bu noktada, ikmal malzemelerinin güvenliği konusu ön plana çıkıyor.

 

'Cephane, inşaat işçileri, gönüllüler’

 

Siyaset bilimci ve Putin'in müttefiki Sergey Markov, Rusya'nın muhtemelen cephane, inşaat işçileri ve hatta Ukrayna'da cepheye gitmek için gönüllüler aradığını söylüyor. Markov'a göre Kuzey Kore de karşılığında, Rusya'dan çeşitli ürünler ve askeri hedefleri için teknolojik yardım alabilir. Markov bu noktada, Kuzey Kore'nin uzun menzilli füze programını hatırlatıyor ve Pyongyang'ın bu programla ABD'yi vurabilecek konumda olduğunu söylüyor.

 

Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından uluslararası alanda giderek tecrit edildi. Hiç şüphe yok ki, Rusya'nın Ukrayna'da sürdürdüğü savaşı "beslemesi" gerekiyor. Bloomberg'in geçtiğimiz günlerde Güney Kore Savunma Bakanlığı'na atıfla verilen bir haberinde, Kuzey Kore'nin Rusya'ya yaklaşık 5 milyon top mermisi gönderdiği iddia edildi. Rusya gibi yaptırımları ve Batı'yı şiddetle küçümseyen, ticaret yapmak isteyen bir ortak bulmak Rusya için çok önemli.

 

Sonuçta Rusya ve Kuzey Kore, dünyada en çok yaptırım uygulanan iki ülke. Kuzey Kore'ye yönelik yaptırımların nedeni, nükleer silah geliştirmesi ve bir dizi balistik füze denemesi gerçekleştirmesi. Moskova, bu yılın başlarında Pyongyang'a yönelik yaptırımlara ciddi bir darbe indirdi. Rusya, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin Kuzey Kore'yi denetleyecek heyetin genişletilmesini öngören karar tasarısını veto etti. Dostça bir diplomatik hamleydi bu.

 

Hatta Rusya ve Kuzey Kore liderleri, temkinli ve iş odaklı olsalar da, birbirlerinin gerçek bir dostu bile olabilir. Putin, Şubat ayında Kim'e, lüks bir Rus limuzin hediye etti (BM yaptırımlarını ihlal ederek). Kim, Putin'e yakın zamanda gönderdiği mesajda, Kuzey Kore'nin Rusya'nın "yenilmez silah arkadaşı" olduğunu söyledi. Ancak bu sadece, başka seçeneklerin olmadığı iş odaklı bir ilişki olabilir. Açıkça söylemek gerekirse Kuzey Kore, tecrit edilmiş bir Rusya için artık daha büyük bir değere sahip. Pyıongyang, Moskova'nın dostlara ihtiyacı olduğunu düşünüyor.

 

Kuzey Kore, nükleer programı nedeniyle uluslararası yaptırımlara maruz kaldı. Putin, Kuzey Kore'yi ziyaret ederek kendisini eleştirenlere istediğini yapabileceğini ve yapacağını basitçe gösterebilir. Batı'nın ülkesine uyguladığı yaptırımlara şimdilik bir çözüm bulabilir. Görünüşe bakılırsa başka ülkeleri de, yaptırımları ihlal etmeye ve Rusya'ya silah satmaya ikna etmeye çalışıyor. Putin, Ukrayna'da “özel askeri operasyon” yürütmesine rağmen dünyanın dört yanındaki ülkelerle yeni ilişkiler mi kuracak? Evet, kesinlikle bunun için çabalıyor.

 

Rusya lideri, komşu ülke Ukrayna'ya asker gönderme emri vermesinden bu yana, Batı'nın hakimiyetinin sona erdiğini öne sürdü. Kendisiyle aynı fikirde olan ya da en azından bu felsefeye açık olanlara da kur yaptı. Yakın zamanda St. Petersburg'da düzenlenen bir ekonomi forumunda, Putin'in önemli konuklarından birinin, yaptırımların acısını sert şekilde hisseden bir diğer ülke olan Zimbabve'nin başkanı olması tesadüf değil. Rusya, dünyada aynı şarkıyı söyleyen birçok dostunun olduğunu göstermek için kendisini zorluyor. Asya'dan, Latin Amerika'dan, Afrika'dan, ABD liderliğindeki dünyaya inançlarını kaybetmiş herkesi saflarına bekliyor. Gerçekten de, Zimbabve Devlet Başkanı Emmerson Mnangagwa forumda sahneye çıktığında, konuşmasında Putin'in moda sözcüklerini kullandı. "Küresel hegemonyasını" desteklemeye kararlı kibirli Batı'ya karşı, ne pahasına olursa olsun, yeni bir "çok kutuplu dünya" kurulması gerektiğini söyledi.

 

Putin, İran'la da yakın ilişkiler kurma çabasında

 

Putin ayrıca, askeri ürünlerini (Tahran örneğinde insansız hava araçlarını) satmaya hevesli olan, yaptırımlardan dolayı darbe alan bir diğer ülke olan İran'la da daha yakın ilişkiler kurma çabasında. Ve eğer bu Batı'yı rahatsız ederse, Putin için çok daha iyi olur. Başkan Putin sonunda Pyongyang'a giden uçağına bindiğinde, bu görüntülerin dünyayı büyüleyeceğini ve seçeceği ortaklarla hem iş hem de siyaset yapmaya istekli olduğuna dair hiçbir şüphe bırakmayacağını biliyor. Çin'in, Rusya'nın Kuzey Kore'yle yakınlaşması konusunda çekinceleri var. Ancak Rusya lideri görevdeki beşinci döneminin ilk yurt dışı gezisini Çin'e yapmıştı. Vladimir Putin ve Şi Cinping bir araya geldiklerinde tüm kırmızı çizgileri çizmişlerdi. Rusya'nın Doğu'ya yöneldiğini duyurmasının sembolüydü bu gezi. Çok az ülke diktatörlük törenini Rusya kadar gösterişli yapar ancak Kuzey Kore bu konuda kesinlikle herkese parasının karşılığını verebilir. Rusya'nın geleneksel demokrasiden uzaklaşmasıyla birlikte iki ülkenin liderleri arasındaki fark azalıyor gibi. Elbette bu, Avrupa ve Batı ile kültürel ve tarihi bağları göz önüne alındığında, sıradan Rusların ülkelerinin Kuzey Kore ile artan yakınlığını memnuniyetle karşıladığı anlamına gelmiyor. Putin'in katlanmak zorunda kalacağı potansiyel risklerden biri bu. İki güçlü liderin görüşmesi sonrası, Batılı güçlerin atacağı yeni adımlar da cabası.

 

Sonuçta iki liderin hangi konularda anlaşmaya vardığını büyük olasılıkla öğrenemeyeceğiz. Kim Jong Un geçen yıl Rusya'ya geldiğinde de öğrenememiştik. Ancak görünen o ki, Batı'ya meydan okuyan Putin'in, dünyanın en fazla tecrit edilen ülkesi Kuzey Kore'de şu mesajı vermesi için sahne hazırlanacak:

 

"İstediğimi yapabilirim - beni izleyin."