Japonya, çok zor ve sıkıntılı geçen Kovid-19 salgını döneminden sonra çok daha tehlikeli bir bakteriyle karşılaştılar. “Et yiyen bakteri” diye tanımlanan bu yeni felaket, dadandığı insanların yüzde 30’unu öldürüyor, kalanların da sakatlanmasına, organlarının bir bölümünü yitirmesine neden oluyor.

Fenoreporter - Dış Haberler Servisi

Aslında, “Et yiyen bakteri” tanımı pek doğru değil. Çünkü cilde ve derinin altındaki tabakaya yuvalanan bu bakteriyi çeşitli mikro organizmalar üretiyor. En yaygın türü “Beta mikrobu” olarak bilinen bu tür bakteri bademcik iltihabı, boğaz ağrısı, kızıl, zatürre, toksik şok gibi rahasızlıklara yol açıyor.

Daha ağır vakalarda ise kalbe ve böbreklere çok ciddi zarar verebilecek komplikasyonları tetikliyor. Bu da ölüme kadar götürüyor. Son zamanlarda dünyada epeyce yaygınlaşan bu bakteri işte şimdi Japonya’yı panikletiyor. Çünkü bu bakteri vücuda hiç sezdirmeden sızacak kadar akıllı. Herhangi bir cerrahi müdahaleden sonra doku bozulması ortaya çıkarsa, bu bakteri için vücuda girme kapıları açılmış oluyor. Ve bir kez vücuda girdikten sonra ne gibi hasarlara ve hastalıklara neden olabileceği kestirilemiyor. Dahası tetiklediği ağrılara dayanmak pek de kolay değil.

Zira ateş yükseliyor, bağışıklık sistemi teklemeye başlıyor ve dokular ölmeye başlıyor. Erken teşhis konulursa hastanın kurtarılması mümkün. Ancak doktorlar genellikle bakterin bulaştığı ve dokularını yediği  oranları kesme yoluna gidiyorlar. Enfeksiyon o kadar güçlü oluyor ki, hasta toksik şok nedeniyle ilk belirtilerin ortaya çıkmasından 12-24 saat sonra hayatını yitirebiliyor. Verilere göre bu bakterinin girdiği her 4 kişiden biri ölüyor.