Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi’ye konuştu!
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi’nin köşesinde yer aldı. Depremin ilk gününden beri Hatay’da bulunan Bakan Akar, Selvi’nin sorularını cevapladı.
Deprem anından itibaren yapılan çalışmaları anlatan Hulusi Akar, “Beklentimiz, ülke olarak yaşadığımız bu derin acıya ve Mehmetçiğin ve personelimizin büyük emeğine saygı duyulması” ifadesini kullandı.
Selvi’nin “Asker kışladan geç çıkarıldı” tartışmaları var. Bunun aslı nedir? 1999 depreminde görev alan asker sayısı ile şimdi görev alan askerlerin sayısı nedir? Sorusuna Bakan Akar şu cevabı verdi:
Hulusi Akar,“1999 nerede, 2023 nerede? Bu kıyaslama çok yanlış. O zaman yaşanan sıkıntıları herkes biliyor. TSK birlikleri, personeli ve aileleri de depreme maruz kaldı. Silahlı Kuvvetler’in kendi iç düzeni var. Gerekli bilgi ve raporların alınmasını ve hazırlıkların yapılmasını müteakip karargâhlardan çıkıldı. 2’nci Ordu Komutanı’nı bizzat ben de aradım. “Valilerimizle temas edeceksiniz, destekleyin” dedim. Ve ilk andan itibaren harekete geçiliyor.
Birisi diyor ki: “Ben buraya geldim, burada asker yoktu.” Her yerde aynı anda olmak mümkün mü? Bu bir koordinasyon ve organizasyon meselesi. TSK; AFAD ve valiliklerce belirlenen görev ve sorumluluk sahalarında depremin ilk anından itibaren yer aldı, almaya da devam ediyor.
Diyorlar ki: “2’nci Ordu nerede?” 2’nci Ordu’nun görevi ne? 2’nci Ordu’nun görev alanı, bin kilometreye 240 kilometrelik bir alan. Yani 164 bin kilometrekare, ülkemizin yüzde 21’i. Bunun 911 kilometre Suriye hududu var, 384 kilometre Irak hududu var, 417 kilometre İran hududu var. Bundan sorumlu olan bir birlikten bahsediyoruz. Sahadaki 40 bin Mehmetçikten 22 bini 2’nci Ordu’dan. Diğer birliklerden takviyeyle bunu 40 bine çıkardık.
Kayseri’den, Antep’ten, Şırnak’tan, Mardin’den, Midyat’tan geliyor. Daha da ötesinde Babaeski’den geliyor, Edremit’ten geliyor, İzmir’den geliyor, Kıbrıs’tan geliyor, Kars’tan geliyor. Yani burada Hava Kuvvetleri de var, Deniz Kuvvetleri de var, Genelkurmay da var, MSB de var. Tüm askerleri yığarak olmaz. Teknik olarak bu işten anlayan personeli kullanmak esas. Yani kullanılabilecek ne varsa kullandık, kullanıyoruz.
Uzaktan böyle ahkâm kesmekle olmuyor. Hududu kim koruyacak, Suriye’de kim kalacak? Suriye’yi mi boşaltacağız, Irak’ı mı boşaltacağız? Görmek istemeyen körler ve duymak istemeyen sağırların amacı farklı, bizim derdimiz farklı. Beklentimiz, ülke olarak yaşadığımız bu derin acıya ve Mehmetçiğin ve personelimizin büyük emeğine saygı duyulması” açıklamalarında bulundu.