“ABD, günümüzün Roma’sı. Roma’nın cumhuriyet rejimini yitirip bir imparatorla karşı karşıya kalması deneyiminin benzerini şimdi Amerikalılar yaşamak üzere.”

Fenoreporter - Dış Haberler Servisi

Coppola’nın sözünü ettiği benzetme, Milattan Önce 63 yılında Lucius Sergius Catilina’nın işbaşındaki konsül Cicero’ya karşı darbe girişimini anlatıyor. “Catilina kumpası” diye bilinen bu darbe girişimi tarihçiler tarafından Roma Cumhuriyeti’nin çöküşünün ilk işaretleri olarak değerlendiriliyor.

Coppola, Roma ile günümüz arasındaki paralelliği o kadar önemsedi ki, filminin iki başrol oyuncusuna Cicero ve Catilina adlarını verdi.

2 saat 20 dakika süren film 1980’ler New York’unda ikisi de ihtiraslı ama idealleri farklı iki adam arasındaki çatışmayı konu alıyor. Aktör Giancarlo Espositor, filmde “Yeni Roma” diye söz edilen Neeew York’u yöneten Belediye Başkanı Franklyn Cicero’yu oynuyor. Karşısında Adam Driver’in canlandrdığı idealist mimar Cesar Catilina var.

Catilina, kenti “Megalon” denilen ve zaman ile uzayı kontrol etmeyi sağlayan bir malzemeyle inşa etme iznini alınca, kalıcı bir ütopya yaratmak için Cicero’nun kızı Julia’yı (Nathalier Emmanuel) işe alıyor.

Catilina seçkin bir aileden gelen bir “Patrisyen” idi. (Not: “Patrisyen”, Antik Roma’da seçkin ailelerden oluşan sınıfa verilen addı. Çok özel konumları ve imtiyazları vardı.) General Sylla’nın yanında savaşmış, Milattan Önce 88’de Roma’daki ilk iç savaşı kazanmasına yardım etmiş, bu zaferle birlikte sıyaset merdiveninin basamaklarını hızla tırmanmıştı. Cicero ise “Yeni bir adam”dı, yani ailesinden siyasete soyunan ilk kişiydi.

Milattan Önce 64’te Catilina her yıl Roma Senatosu tarafından yenilenen iki konsülden birine adaylığını koydu. Popülistti. Borçları azaltmayı, ülkedeki mali krizi hafifletmeyi vaat ediyordu. Cicero ise daha zengin Romalılar tarafından destekleniyordu. Catilina rüşvet almakla suçlanınca konsül seçimini Cicero kazandı. İki adam arasında tarifsiz bir düşmanlık başladı. Ciceron onu tutuklatmak için her yola başvuruyordu. Cicero kazandı.

Yenilen Catilina soylulardan ve borç yükü altındaki atlılardan oluşan bir ordu kurmak için İtalya’nın kuzeyine çekildi. Bu ordu sonra Catilina komutasında Roma’ya yürüdü. Ancak yine yenildi.

Ancak Catilina kumpası bir gerçeği açığa çıkardı: Halkın yoksulluğunun ve borcunun büyük boyutlarını. Sonra ülkede bir paranoya ortamı oluştu ve birbiri peşi sıra iç savaşlar patlak verdi. Bu savaşlar sonunda Roma Cumhuriyeti yıkıldı, Augustus’ün ülkeyi demir yumrukla yöneteceği imparatorluk dönemi başladı. Roma artık yıkılıncaya kadar bu yeni rejimle yönetilecekti.

Francis Ford Coppala filmde halkı borçlarından kurtarmak isteyen ihtiraslı Catilina’ya yoğunlaştı. Şöyle diyor: “Catilina’yı kötü, Cicero’yu iyi gösteren klişelerin doğru olup olmadığını sorguladım. Catilina kazanıp yeni bir toplum yaratsaydı neler olabileceğini araştırmaya çalıştım.”

Tarihçiler, Roma Cumhuriyeti’ni çöküşe götüren ortam ile bugün sisteme karşı derin güvensizlik beslenen siyasi iklim arasında büyük benzerlikler olduğunu ifade ediyorlar.