Fevzi Çakmak Kimdir? Nerelidir? Ne Zaman Vefat Etmiştir?

Milli Mücadele'nin kahramanlardan biri olan; Fevzi Çakmak Kimdir? Nerelidir? Ne Zaman Vefat Etmiştir?

 

 

Milli Mücadele'nin kahramanlardan biri olan; Fevzi Çakmak Kimdir? Nerelidir? Ne Zaman Vefat Etmiştir?

 

Fevzi Çakmak Kimdir? Nerelidir? Ne Zaman Vefat Etmiştir?

Fevzi Çakmak Kimdir? Fevzi Çakmak 12 Ocak 1876 tarihinde doğmuştur. İlk ve orta öğrenimini Kuleli Askerî Lisesi'nde tamamladıktan sonra 29 Nisan 1893'te Harbiye'ye kaydolarak 28 Ocak 1896'da piyade teğmen rütbesiyle mezun oldu. Akabinde Mekteb-i Erkân-ı Harbiye'ye girerek 25 Aralık 1898'de kurmay yüzbaşı rütbesiyle bitirdi. Bir süre Erkân-ı Harbiye yani Genelkurmay 4. Şube'de görev yaptıktan sonra 1899'da 3. Ordu'ya bağlı Metroviçe'deki 18. Fırka'nın kurmay heyetinde görevlendirildi. Balkanlar'daki Sırp ve Arnavut çetelere karşı verilen mücadeleye katıldı. Kısa aralıklarla terfi ederek 1907'de miralaylığa yani albay yükseldi. 1908 yılında İkinci Meşrutiyet ilan edildiğinde 35. Fırka Komutanı ve Taşlıca Mutasarrıfıydı.

1910'da Arnavutluk'ta çıkan ayaklanmayı bastırmakla görevlendirilen Kosova Kolordusu'nun kurmay başkanlığına atandı. 1911'de Trablusgarp Savaşı başlayınca Rumeli'nin savunmasıyla görevli Garp 'Vardar' Ordusunun kurmay başkanlığına getirildi. Balkan Savaşı sırasında 21. Yakova Fırka Komutan Vekilliği, 6 Ağustos 1912'de Kosova Kuvay-ı Umumiye Kurmay Başkanlığı ve 29 Ekim 1912'de de Vardar Ordusunda 1. Şube Müdürlüğü yaptı. Sırp Cephesi'nde bu görevde bulunan Fevzi Paşa'nın başarılı askerî faaliyetlerine rağmen, Garp vilayetlerinde 10 Mayıs 1913'ten itibaren Türk hâkimiyeti sona ermiştir. 1913'te 5. Kolordu Komutanlığına atandı. Mart 1915'te rütbesi mirlivalığa yani tümgeneral yükseltildi.

Kurtuluş Savaşı yılları:

 

Mondros Mütarekesi imzalandığında sağlık nedenleri sebebiyle İstanbul'da bulunuyordu. 24 Aralık 1918'den 14 Mayıs 1919'a kadar ferik rütbesiyle Osmanlı Devleti'nin Erkân-ı Harbiye Reisliği bugünkü Genelkurmay Başkanlığı görevinde bulundu. 1. Ordu Müfettişliği, Askerî Şûra üyeliği, Ali Rıza Paşa ve Salih Hulusi Paşa hükûmetlerinde Harbiye Nazırlığı yani Millî Savunma Bakanı yaptı. Harbiye Nazırlığı sırasında Anadolu'daki millî kurtuluş hareketine silah ve cephane gönderilmesini kolaylaştırıcı bir tutum izledi. İstanbul'un İtilaf Devletleri tarafından resmen işgalinin ardından Anadolu'ya geçmeye karar veren Fevzi Paşa, 27 Nisan 1920'de Ankara'ya ulaştı. İstasyonda Mustafa Kemal Paşa tarafından törenle karşılandı. Birinci dönem TBMM'ye Kozan milletvekili olarak katıldı. 26 Mayıs 1920'de İstanbul Hükûmeti tarafından ulusal hareketin önderlerinden biri olarak rütbesinin kaldırılmasına, nişanlarının geri alınmasına ve idamına karar verildi.

3 Mayıs 1920'de Millî Müdafaa Vekilliğine yani Millî Savunma Bakanlığı getirildi. 24 Ocak 1921'de Mustafa Kemal Paşa'nın İcra Vekilleri Heyeti Reisliği'nden ayrılması üzerine, Millî Müdafaa Vekilliği üzerinde kalmak kaydıyla İcra Vekilleri Heyeti Reisliğini yani Başbakanlığada üstlendi. İkinci İnönü Muharebesi'nin zaferle neticelenmesinin ardından 3 Nisan 1921'de rütbesi TBMM kararıyla birinci ferîk-i evvelliğe yani orgeneral yükseltildi. Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Vekili ve Garp Cephesi Kumandanı Mirliva İsmet Paşa'nın cephede olması ve Ankara'ya sürekli gelememesi sebebiyle mevcut görevleri uhdesinde kalmak üzere 3 Ağustos 1921'de Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Vekilliği görevine de getirildi. Sakarya Meydan Muharebesi sırasında Büyük Millet Meclisi Reisi ve Başkumandan Mustafa Kemal Paşa ile birlikte bizzat cephede harekâtı yönetti.

14 Ocak 1922'de Millî Müdafaa vekilliği, 9 Temmuz 1922'de İcra Vekilleri Heyeti Reisliği görevlerinden ayrıldı ve Genelkurmay Başkanı olarak Büyük Taarruz'un askerî planlarını hazırladı. Zaferle sonuçlanan Dumlupınar Meydan Muharebesi'nin ardından 31 Ağustos'ta rütbesi Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın tavsiyesi üzerine TBMM tarafından Müşirliğe yani Mareşal terfi ettirildi.

Cumhuriyet dönemi yılları:

Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Vekilliği'nin kaldırılmasıyla 30 Ekim 1924'e kadar TBMM'de Kozan milletvekilliği görevine devam etti. Mustafa Kemal Paşa'nın askerlik yapanların siyasete karışmamaları gerektiğine dair talimatından sonra, 31 Ekim 1924'te askerlik görevini, siyasete tercih ederek Kozan milletvekilliğinden istifa etti. Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği görevini 23 yıl yaptıktan sonra 12 Ocak 1944'te 68 yaşında Askerî ve Mülkî Tekaüt Yasası'na göre Tahdit-i Sin yani yaş haddinden dolayı emekliye sevk edildi.

1946 seçimlerinde Demokrat Parti listesinden bağımsız aday olarak TBMM'de VIII. Dönem İstanbul Milletvekili seçildi. 6 Ağustos 1946'da milletvekili seçilerek 22 sene sonra tekrar Meclise katılan Fevzi Paşa, İsmet İnönü'ye karşı Demokrat Parti'nin Cumhurbaşkanı adayı olarak 59 oy aldı. Demokrat Parti Genel Başkanı Celâl Bayar'ın dönemin Cumhurbaşkanı'nın demokratik seçimlere izin vermesi için söylediği 'Devr-i Sabık yaratmayacağız' yani 'iktidara geldikten sonra yapılan yanlışların ve yolsuzlukların hesabını sormayacağız' demesinden sonra partisinden istifa ederek, 19 Temmuz 1948'de Osman Bölükbaşı ile birlikte Millet Partisi'nin kurucu üyeleri arasında yer aldı. Partinin fahri başkanı oldu.

1950 seçimde Millet Partisi'nin adayı oldu ama seçimden birkaç gün evvel 10 Nisan tarihinde İstanbul'daki Teşvikiye Sağlık Yurdu'nda hayatını kaybetti.