Devrim Özkan Kimdir? Nerelidir? Sevgilisi Var Mı?

Devrim Özkan kimdir? Sosyal medyada yaptığı paylaşımlarla geniş kitlelerin dikkatini çekmeyi başaran ünlü oyuncu Devrim Özkan ile ilgili bilgiler sosyal medyada ve internette kullanıcılar tarafından sıklıkla merak edilmektedir. Peki Devrim Özkan kimdir? Nerelidir? Sevgilisi var mı? Burcu nedir? Kaç yaşındadır? Cevaplar haberimizde..

 

Devrim Özkan kimdir? Sosyal medyada yaptığı paylaşımlarla geniş kitlelerin dikkatini çekmeyi başaran ünlü oyuncu Devrim Özkan ile ilgili bilgiler sosyal medyada ve internette kullanıcılar tarafından sıklıkla merak edilmektedir. Son dönemde yaptığı açıklamalarla geniş kitlelerin beğenisini kazanan ünlü oyuncu Devrim Özkan ile ilgili bilgiler sosyal medyada ve internette kullanıcılar tarafından sıklıkla merak edilmektedir. Peki Devrim Özkan kimdir? Nerelidir? Sevgilisi var mı? Burcu nedir? Kaç yaşındadır? Cevaplar haberimizde..

 

devrim ozkan kimdir nerelidir sevgilisi var mi

 

Devrim Özkan kimdir? Nerelidir? Sevgilisi var mı?

 

Devrim Özkan kimdir? Devrim Özkan, 2 Eylül 1998 yılında Muğla'da dünyaya gelmiştir. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Bodrum Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Oyunculuk Ana Sanat Dalı'nda eğitimini sürdüren Devrim Özkan, oyunculuk kariyerine Rüya adlı dizide canlandırdığı İpek karakteri ile adım atmıştır. Şimdilerde TRT 1 ekranlarında yayınlanmakta olan Vuslat dizisinde Feride karakterine hayat veren Devrim Özkan, 1.73 metre boyunda ve 52 kilodur. Burcu başaktır. Muğla’da orta halli bir ailenin 2. çocuğu olarak dünyaya geldi. Annesi ev hanımı, babası emekli kepçe operatörü, ablası ise bankacı. Çocukluğunu ve eğitim hayatını Milas’da geçirdi. Çocukluğu sokaklarda oyun oynayarak geçti. Ablası da kendisi de çocukluklarından itibaren sporla iç içe büyüdü. “Babam ve annemin hem oğulları hem kızlarıydık. Güzel bir mahalle kültürü, komşuluk ilişkileri, samimiyet, zor-iyi şartlar. Bunların hepsi şu anki karakterimi oluşturan şeyler. Sokaklarda istop oynadığım günlere bir dakikalığına bile dönmek güzel olurdu. Milli judocuyum. Hayatım o dönemde tamamen spordu. İlkokulda arada bir tiyatro yapardım hayatımın bir yerinde hep vardı tiyatro ama kariyerimi judodan devam ettirecektim. Lisede gerçekten tiyatroyla tanıştığım zaman yedi yıllık spor hayatımı kenara atıp ‘Ben oyuncu olacağım’ dediğim zamanı hiç unutmam. Böylece oyuncu olmaya karar verdim ve bunun için çalışmaya başladım.” Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Bodrum Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Oyunculuk Ana Sanat Dalı’nda eğitimini sürdürmektedir. Okula ara verip İstanbul’a taşınma kararı alması hayatının dönüm noktası oldu. “Sınava girdim, kazandım. Sonra şu anki menajerim Nuray’la (Saygınöz) tanıştık. Sektöre eğitimimi tamamlayıp, sonra başlamak istiyordum. Ama şartlar öyle gelişmedi. Ailemden gizli sayısız deneme çekimine girdim. En sonunda ilk işim ‘Rüya’ oldu ama ailem daha 18 yaşındayken okulu bırakıp, İstanbul’a gelmemi desteklemedi. Fakat ben hayallerimden vazgeçmedim ve bir sırt çantasıyla tek başıma İstanbul’a yerleştim. Bu konuda mütevazi olamıyorum, biraz cesaretli bir insanımdır. Baş edebileceğimi düşündüm. İstanbul’a geldiğimde tek arkadaşım yoktu, kimseyi tanımıyordum. Zaten ilk bir iki ayım vapurlarda geçti. İstanbul’u tanımak için sokaklarda kayboldum, insanlarla tanıştım. Ama yine yalnızdım. Zaten yalnız olmayı çok severim. Sonra bir kedi sahiplendim. Burada onunla birlikte büyüdüm diyebilirim.”

 

Televizyon macerasına, ‘Rüya’ dizisinde canlandırdığı ‘İpek’ karakteriyle başladı. ‘Vatanım Sensin’ dizisinde canlandırdığı ‘Havva’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti. 3. Projesinde başrol üstlendi. Bunu şans olarak görse de kendi şansını kendisinin yarattığını düşünüyor. “Ben şansın bir anda geldiğine inanan biri değilim. İnsan kendi şansını kendi yaratır. Ben de şansımı kendim yarattım. Bu yolda elimden geleni yaptım, yapıyorum da. Yaptığımız işte elbette dış görünüş ve aura çok önemli. Ama sonuçta bir tane güzel insan yok. Güzeli güzel yapan ve projeye dahil olmasını hak ettirecek başka şeyler olmalı.  Şöhret ve para kalıcı şeyler değil. Tabii ki insana getirdikleri kadar götürdükleri de var. İşin içinde sanat varsa kalıcılık da vardır. O yüzden şöhret değil, sanat yapmalı.”