Çevre Plancısı Doç. Dr. Pelin Pınar GiritoÄŸlu Deprem Bölgesinde Åžehirlerin Nasıl Ä°nÅŸa Edilmesi GerektiÄŸini Açıkladı!

TMMOB Åžehir Plancıları Odası Ä°stanbul Åžubesi Yönetim Kurulu üyesi ve aynı zamanda Ä°stanbul Üniversitesi KentleÅŸme ve Çevre Sorunları Ana Bilim Dalı öÄŸretim görevlisi Doç. Dr. Pelin Pınar GiritlioÄŸlu Hürriyet’e konuÅŸtu!

 

Ä°pek Ä°zci’nin ÅŸehirler nasıl inÅŸa edilmeli sorusuna Pelin Pınar ÅŸu ÅŸekilde cevap verdi:

 

40 YIL ÖNCESÄ°NDE GÖRE DAHA GERÄ°DEYÄ°Z

 

Pelin Pınar, ''KahramanmaraÅŸ depremlerinden etkilenen ÅŸehirler yeniden inÅŸa edilecek. 13.5 milyon insanı fay hattı üzerine yığmışız, yeni yer seçiminde öncelikle buna dikkat edilmeli. Ancak fay hattından uzaklaÅŸmak demek, fay hattından uzak herhangi bir yere yerleÅŸmek deÄŸildir. Yeni bir planlama yaparken tarım arazilerini, ormanları, meraları feda etmememiz gerekiyor.

 

Hükümetin, halkın barınma sorununu çok hızlı bir ÅŸekilde çözmek isteÄŸini anlayabiliyorum. Ama hızlı olmak, bilimi dışlamak anlamına gelmemeli. Meslek odalarıyla, üniversitelerle organize olunmalı. Elbette hızla yerleÅŸim alanları inÅŸa edilebilir ama bunlar gerçek anlamda bir kent olmaz. Kent bir sistemdir. Açık ve yeÅŸil alanlarıyla, kamu yapılarıyla, eÄŸitim, saÄŸlık, spor vb. fonksiyonlarıyla, ulaşım ağıyla bir bütündür. ‘Yeni ve güvenli yapı yaptık’ demek, oranın bir kent haline getirildiÄŸi anlamına gelmiyor. Bu sistemi bir bütün olarak düÅŸünmek ve planlamak gerekiyor.

 

Bu 10 ilimiz dışında da yapılması gerekenler var. Park gibi açık, kamusal alanlar yani afet toplanma alanları çoÄŸaltılmalı. Kamu hastaneleri ÅŸehir içinde adil bir ÅŸekilde dağıtılmalı. Deprem olduÄŸunda devlet dairelerinin, okulların, hastanelerin ayakta kalması gerek ki bölgede hayat devam edebilsin. Yüksek mühendislikle tasarlanmış, acil afet tahliye yolları yapılmalı. Hiç yardım gelemeyeceÄŸi senaryosunu da hesaba katarak kentlerin dışında bir tarım alanı olmalı. Bu tarım alanları kentin gıda sorununu birkaç gün çözecek ÅŸekilde planlanmalı.

 

Ä°stanbul-Maltepe’yi düÅŸünün, doÄŸru düzgün bir açık alanı yok. Deprem sonrasında insanlar refleks olarak kendini kıyıya atacaktır, kıyı dediÄŸimiz yer de dolgu alanı! Aynı ÅŸekilde Tarihi Yarımada’da da açık alan yok, yıllarca süren plansızlık ve belirsizlik ortamı bu sonucu hazırladı. Olası bir depremde, bölge halkı Yenikapı dolgu alanına gidecektir. Ama bu dolgu alanları depremden ilk etkilenecek yerler ve mühendisler “Dolgu alanlarda beklemeyin” diye uyarıyor. Ä°stanbul afet toplanma alanı açısından depreme hazır deÄŸil. Ne yapacağız? Afet toplanma alanı üzerine inÅŸa edilen Zorlu AVM’nin, Torunlar GYO’nun içine mi gireceÄŸiz?

 

Ben 80’lerde öÄŸrenciyken kentleri her mahallede yürüme mesafesinde saÄŸlık ve eÄŸitim tesisi, en az bir park olacak ÅŸekilde tasarlıyorduk. Bugün 40 yıl öncesine göre daha gerideyiz.Yatay mimari son zamanlarda çok konuÅŸuluyor ama mesele bu deÄŸil. Bazı kentlerde veya kentin bazı bölgelerinde yatay olur, bazılarında dikey olur. Ä°stanbul bir tarafta Gebze’ye dayanmış, bir tarafta TekirdaÄŸ’a, daha ne kadar ileri gidebilir ki! Ä°stanbul’un nüfusunu seyreltmek gerekiyor. Yalnızca kentsel politikalarla bu sorunu çözmek mümkün deÄŸil. Bölgesel politikalar ortaya koymalı, nüfusu bölgeye yayacak istihdam politikaları, üretim merkezleri yaratılması üzerine düÅŸünmeliyiz'' ifadelerini kullandı.