Akşam yemeği için canınız bir istiridye tabağı veya midye tava ya da somonlu bir sandviç çekti. Ya da taze bir balık, bir deniz ürünleri tabağı…

Fenoreporter - Sağlık Haberleri Servisi

Bu ürünlerin hepsinde en önemli sorun: “Tazelik”. Çünkü taze değillerse, midenizin çekeceği var. O tür sıkıntıları önlemek için saydığımız ürünlerin tazeliği konusunda birkaç kritere bakmak yeterli. Deniz ürünleri çok çabuk bozuluyor. Isı değişikliklerine veya kurallara uymayan stoklamalara çok duyarlılar. En iyi çözüm güvendiğiniz bir balıkçıdan alışveriş yapmak. Balığın taze kalması için, buzda tutulması en iyi çözüm.

Deniz ürünlerinin rengi taze olup olmadığını ele veriyor. Midye, karides, balık fileto açık ve parlak renkli olmalı. Yer yer de olsa rengi koyulaşmış deniz ürünlerinden uzak durun. Bütün balıklar için gözlerini kontrol etmek de önem taşıyor. Gözler açık, parlak olmalı, balık hala canlışmış gibi görünmeli. Gözleri koyulaşmış, solmuş veya peltekleşmiş balıklardan kesinlikle uzak durun.

Bir balığın veya deniz ürünün tazeliğini anlamak için rengine, doku yapısına ve kokusuna bakmalısınız. Bir balığın açık renk ve parlak gözleri tazeliğinin güvencesidir.

Bir başka kriter: Balığın ve deniz ürünlerinin et dokutaları sert olmalı. Dokununca veya yoklayınca parça parça dökülmemeli. Dokusu gevşek ya da yapışkan ise almaya veya yemeye kalkmayın.

İstiridyeler sıkı sıkıya kapalı olmalı. Kabukları açıksa veya kapanmıyorsa, tüketilmemeli.

Midyeler ve istiridyeler için altın kural şu: Kabukları kapalıysa, bu iyi bir işaret. Ama açıksa şüphelenin. Bastırmanıza rağmen kabuklar kapanmıyorsa, bilin ki tüketilmeye uygun değil, dolayısıyla sağlığınız için sorunlu.

Son bir kriter: Hafif iyot ve yosun kokusu, deniz ürünlerinin taze olduğu anlamına geliyor. Amonyak veya iç bulandırıcı koku yaymamalılar, Kötü veya çok güçlü balık kokuyorsa, en iyisi uzak durmanız.