Youtube'da yayınladığı sanat, teknoloji ve tasarım hikayeleri ile geniş kitlelerin beğenisini kazanan ünlü Youtuber Barış Özcan, kanalında yayınladığı yeni videosunda bu kez takipçileri ile 100 bebeğin aynı odaya kapatılıp büyütülürse olacaklardan bahsettiği içeriğini paylaştı.
Youtube'da yayınladığı sanat, teknoloji ve tasarım hikayeleri ile geniş kitlelerin beğenisini kazanan ünlü Youtuber Barış Özcan, kanalında yayınladığı yeni videosunda bu kez takipçileri ile 100 bebeğin aynı odaya kapatılıp büyütülürse olacaklardan bahsettiği içeriğini paylaştı.
Ünlü Youtuber geçenlerde yeni çıkan bir bilim-kurgu film izledi: I am mother. Dünyadaki tüm insanları yok eden büyük bir olay sonrasında geçiyor. Olayın öncesinde yerin altında yapılan korunaklı bir yere 63.000 insan embriyosu saklanmış. Bir robot bu embriyolardan birini alıp büyütmeye başlıyor.
Filmdeki hikayenin bundan sonra ünlü Youtuberın anlatacaklarıyla bir ilgisi yok ama sadece bu açılış sekansı aklında bazı soruların oluşmasına yol açtı. Dış dünyaya tamamen kapalı bir ortamda doğan bebekler ileride nasıl bir insan olurdu acaba? Böyle bir ortamda hiçbir insanla görüşmeden o bebekleri büyütebilmek mümkün olsaydı birbirleriyle nasıl iletişim kurarlardı? Aralarında hangi dili konuşurlardı?
Tabi bu sorular ilk kez Barış Özcan’ın aklına gelmedi. Tarih boyunca pek çok kez yeni doğmuş bebekler herkesten izole edilerek deneyler yapılmış. Bu sırada onların dış dünyayla yazılı ya da sözlü olarak herhangi bir dilde iletişim kurulması engellendiği için de bu girişimlere “dil yoksunluğu deneyleri” adı verilmiş. Amaç lisanın kaynağını bulmak ve daha da derinlerde insan doğasının temellerini anlamak.Tabi böyle bir şeyi anlayabilmek için bebekleri izole etmek son derece etik dışı bir davranış. O yüzden Roger Shattuck gibi kültür tarihçileri bu tür deneylere başka bir isim vermeyi tercih etmiş: Yasak Deney.
Detayları aşağıda bulabilirsiniz.