Eşine zor rastlanır bu öykü ABD’de 2018’de yayınlanan “Beyond UFO’s: The Science of Conciousness and Contact with non human intelligence” (UFO’lardan ötesi: Bilinç bilimi ve İnsan olmayan zeka ile temas) adlı kitapta anlatıldı.
Fenoreporter - Dış Haberler Servisi
Kitabın yazarlarından biri Ray Hernandez adlı bir avukat. Evlerinde kendisinin ve ailesinin yaşadığı olayı anlattı. O tarihlerde ailenin Nena adlı bir dişi köpeği vardı. “Jack Russell Terrier” cinsi. 2012’de Nena 15 yaşındaydı ve “Artrit” diye bilinen eklem hastalığına yakalanmıştı..Adımları giderek yavaşladı. Bir süre sonra yürüme zorluğu başladı. Onu böbrek ve kalp rahatsızlıklarının ortaya çıkması izledi. 3 Mart 2012’de Nena artık patilerini oynatamıyordu ve sadece yatıyordu. Sadece arada bir başını kaldırıp havlıyordu. Veteriner çağırdılar. Tavsiyesi: “Köpeğin daha fazla acı çekmemesi için ötenazi yaptırın.” Ertesi gün için ötenazi planlandı.
Dindar bir kadın olan Ray Hernandez’in eşi Dulce ötenazi kararını duyunca çok kötüleşti ve Nena’nın iyileşmesi için sürekli dua etmeye başladı. Ertesi sabah saat 06 sıralarında Nena çırpınarak havlamaya başladı. Dulce Hernandez köpeğin tuvaletinin gelmiş olabileceğini düşündü. Kucağına aldı üst kattan salona doğru inmeye başladı. Sonra kapıyı açıp köpeğin avluda tuvaletini yapmasını sağlayacaktı. Ve Dulce salonun bir köşesinde bir metre kadar yarıçapında gümüş renkli, ışıklar saçan bir cisim gördü. Ters nal şeklindeydi. Zeminin biraz üstünde dolaşıp duruyordu. Dindar Dulce onun bir melek olduğunu zannedip dua etmeye başladı.
Ray Hernandez anlatıyor: “Karım bu cismi görünce hemen yere çöktü ve dua etmeye başladı. Köpek kucağındaydı. Melek sandığı cisme ‘Nen gerçekten melek misin?’ diye sordu, ‘Meleksen köpeğimin acılarına son ver’ dedi.” Birkaç dakika sonra Dulce eşine “Aşağıya iner misin” diye seslendi. Ray yataktan çıkmak istemiyordu. Dulce yukarı çıkıp onu yataktan kaldırdı.
Ray, “Ne oluyor” diye sordu. Dulce’nin cevabı: “Aşağıya in, kendi gözlerinle gör.”
Söz yine Ray Hernandez’in: “Karımla birlikte merdiveni indik. Sırt üstü yere uzanmış olan Nena’nın yanında durdu. Sonra karım ve köpeğim gözümün önünden kayboldu. Hemen hemen aynı anda ben de ‘Trans hipnoz’ gibi bir duruma geçtim. Sanki yarı rüyada, yarı uyanık gibi bir durumdu.”
(Not: “Trans hipnoz” bir medyum aracılığıyla girilen, vücudun dış uyarıcılara kapalı olduğu yarı uyanık duruma verilen ad.)
Ray Fernandez devam ediyor: “Bir bilinç değişikliğine uğramıştım ve eşime ve köpeğime ne olduğunu bile düşünemiyordum. Adeta her tarafım tutulmuş, tüm duygularım körelmişti. Sadece salondaki ışıklı cisme bakabiliyordum.
Cisim yerden aşağı-yukarı 1 metre 20 santimetre yükseklikte duruyordu. Ben bu cisme ‘Plasma enerjili yaratık’ adını verdim. Sonra sanki bir tünele girdim. Sadece ışıklı cismin çevresinde bir metre kadarlık bir alanı görebiliyordum. Salonun geri kalan bölümü benden gizlenmişti. Neler olduğunu anlayamıyordum, gözlerimin önünde kaybolan eşimi ve köpeğimi bile düşünemiyordum. Bir uyurgezer veya bir robot gibi yeniden ikinci kata çıktım, yattım ve hemen derin bir uykuya daldım. ‘Plazma enerjisi’ bilincimi tamamen kontrol altına almıştı.
En az 45 dakika boyunca neler yaşadığımı veya neler yaşandığını hiç mi hiç hatırlamıyorum. Bu “Trans hipnoz durumundan uyanınca koşarak merdiveni indim, Salında eşimi ve köpeğim Nena’yı en son 45 dakika önce gördüğüm yerde buldum. Dulce köpekle oynuyordu. Nena sanki yavru bir köpeğin çevikliğiyle atlıyor, sıçrıyordu. Tamamen iyileşmişti. Dulce bağırıyordu: ‘Bir melek onu iyileştirdi. Bir melek onu iyileştirdi…’
Başımda sanki bir atom bombası patlamış gibi sersemlemiştim. Bildiğim gerçek tamamen alt-üst olmuştu. Olup biteni kavrayamıyordum. Bir hafta sonra Nena’yı Phil Cruz adlı veterinerimize götürdük. ‘Bu köpek nasıl iyileşti? Anlaşılacak gibi değil. Hiçbir bilimsel açıklaması yok’ dedi. Ezilip büzüldük, yaşadıklarımızı ona anlatamazdık. Köpeğin beslenme rejimini değiştirdiğimizi söylemeyi tercih ettik. Tabii bize inanmadı. Çünkü yaşadıklarımız gerçekten inanılmazdı.
Nena’ya eklem iltihabı ve böbrekleri için idrar sökücü olarak verdiği ilaçları kullanmaya devamedip etmememizi sorduk. “Hayır’ dedi, ‘Köpeğiniz sağlığına tamamen kavuşmuş. İlaçlara gerek yok.’ Biz de ilaçları kestik. Nena genç bir köpeğin çevikliğiyle, atlayıp zıplayarak, sürekli oynayarak bir yıl daha yaşadı.
Sonra… Hayatının son 2 haftasında hızla çöktü. Biz de acı çekmemesi için veterinerimizin Phil’in kliniğine götürüp ötenazi yaptırdık. Phil’e gerçeği o zaman açıkladık. Karımı ve beni tuhaf ifadelerle süzdü. İnanmadığı belliydi. Kim bilir belki de bize de deli gözüyle bakıyordu. Biz de konuyu değiştirip olayı kapattık. Sadece veteriner değil, daha sonra Nena’nın ve eşimin yaşadıkları UFO deneyini anlattığımız dostlarımız da bizi deli zannettiler.”