'Uncanny Valley' akımı nedir? TikTok'ta ortaya çıkan yeni viral akım 'Uncanny Valley' ile ilgili bilgiler sosyal medyada ve internette kullanıcılar tarafından sıklıkla merak edilmeye başlandı. Peki 'Uncanny Valley' akımı nedir? Cevaplar haberimizde..

 

'Uncanny Valley' akımı nedir? TikTok'ta ortaya çıkan yeni viral akım 'Uncanny Valley' ile ilgili bilgiler sosyal medyada ve internette kullanıcılar tarafından sıklıkla merak edilmeye başlandı. Peki 'Uncanny Valley' akımı nedir? Cevaplar haberimizde..

 

'Uncanny Valley' akımı nedir?

 

Duvar'ın haberine göre; TikTok başta olmak üzere sosyal medya platformlarında sık sık karşılaştığımız 'Uncanny Valley' ne anlama geliyor? Sosyal medya platformu TikTok'ta son haftalarda popüler olan 'Uncanny Valley' akımı, ürkütücü bir makyaj trendi olarak öne çıksa da söz konusu terim yaklaşık yarım asırdır kullanımda. Peki, sosyal medya platformlarında sık sık karşılaştığımız 'Uncanny Valley' aslında ne demek? 'Uncanny Valley', yani 'Tekinsiz Vadi' kavramı, ilk olarak Masahiro Mori'nin 1970 yılında yazdığı makalenin ardından popüler olarak kullanılmaya başlandı. Mori, robotların insana benzer nitelikler kazandıkça daha sevimli hale geldiğini savunuyordu. Mori'ye göre bu benzerlik fazla ileriye gittiğinde, durum tersine dönüyordu. Mori makalesinde, bir robot ne kadar gerçekçi olursa, insanların hissettiği 'tekinsizlik' duygusunun da aynı oranda artacağını söylüyordu. Mori'nin hazırladığı 'Uncanny Valley' grafiğinde, bir robot ne kadar insana benzerse, onu o kadar tanıdık bulacağımız gösteriliyor. 'Burada bir istisnanın devreye girdiğini' anlatan Oxford Üniversitesi'nden deneysel psikoloji profesörü Fabian Grabenhorst, şu ifadeleri kullanıyor:

 

"Ancak Mori bunun bir istisnası olduğunu fark etti. Bir noktada, eğer yapay bir şey insana çok fazla benzerse, o zaman bu tür bir yakınlık veya sempati tersine döner ve ürkütücü, hatta tiksinti duygularını doğurur.” Mori, bu 'tekinsizlik' hissinin ancak robotlar 'ayırt edilemez hale geldiğinde kaybolacağını' da aktarıyor.

 

Bu durumun nedenini araştıran bilim insanları, 'algısal uyumsuzluğun' tekinsizlik hissini artırabileceği sonucuna vardı. Buna göre, gerçekçi gözler ama gerçekçi olmayan cilt gibi uyumsuz özellikler fark ettiğimizde rahatsızlık hissi artıyor. Bilişsel psikolog Alex Diel, bir insan kopyasındaki kusurları, onların fiziksel olarak hasta olabileceğinin bir işareti veya potansiyel bir bulaşıcı hastalık kaynağı olarak görebileceğimizi ve bunun da tiksinti tepkimizi tetiklediğini söylüyor.