Antarktika’nın buzla kaplı sularının altında Rusya, tüm dünyanın 40 yıl boyunca ihtiyacına yetecek petrol yatakları keşfetti.
Fenoreporter - Dış Haberler Servisi
Ancak bu keşfin iki potansiyel tehlikesi var:
1-Büyük güçler arasındaki jeopolitik gerilimleri kamçılayacak.
2-Küresel iklim değişikliğiyle mücadele için harcanan tüm çabalar boşa gidecek.
Antarktika, aşağı-yukarı insan elinin hiç değmediği bir kıta ve uzmanlara göre öyle de kalmalı.
1959 tarihinde imzalanan Antarktika Sözleşmesi, dünyanın tüm ülkelerinin bu kıtada toprak ve doğal kaynak iddiasında bulunamamasını öngörüyor.
Ancak yeni ve zengin kaynaklar belirlendikçe bu sözleşmenin hükümleri giderek daha fazla göz ardı ediliyor.
Son olarak Rusya, bu buzul kıtasında 511 milyar varil petrol barındıran bir yatak keşfetti.
Bu, Suudi Arabistan’ın bilinen rezervlerinin 2 katı anlamına geliyor.
Antarktika’da çok aktif olan “Rosgeo” şirketinin bu keşfi hem jeopolitik dengeler, hem de iklim açısından tam bir bomba etkisi yaptı.
Uzmanlara göre bu keşif iklim için çok kötü bir haber. Çünkü dünyanın petrol ve doğal gazdan çıkmak için çözümler aradığı bir dönemde çıkara çıkara bitmeyecek bir fosil enerji kaynağı gündeme geliyor. Birkaç yıl önce dünyadaki petrol kaynaklarının tükenmeye başlaması sayesinde yenilenebilir enerji ye geçişin hızlanabileceği umut ediliyordu. Ancak bu umutlarda bir gerçek göz ardı ediliyordu: Dünyada sürekli yeni petrol kaynakları bulunuyor ve petrole talep azalacağına devamlı arttığı için bu yeni keşiflerin değerlendirilmesi mümkün olabiliyor.
Antarktika’da kaynaklar 1959 tarihli uluslar arası sözleşme sayesinde koruma altında. Ne var ki bu sözleşmenin ömrü daha fazla uzayamayacak. Çünkü öncelikle sözleşmenin yürürlülük süresi 2048’de dolacak. Ayrıca jeopolitik gerilimler sözleşmenin süresi dolmadan geçersiz hale gelmesine yol açabilecek.
Rusya bulduğu petrol kaynağını işletmeye kalkarsa, hiç kuşkusuz diğer ülkeler de peşinden gelecek.