Rusya’nın çok ciddi bir nüfus sorunu var. Dünyanın en geniş ülkesi, giderek azalan nüfus sorunuyla karşı karşıya. Ukrayna savaşında en az 100 bin gencini yitirmesi, bu sorunun üstüne tuz biber ekti. Ancak Rusya’da nüfus azalması Sovyetler Birliği’nin çökmesinden bu yana süre geliyor.

 

Fenoreporter - Dış Haberler Servisi

 

Doğumlardaki düşüş, ortalama yaşam süresindeki azalma, alkole ve alkolün neden olduğu hastalıklara bağlı ölümlerdeki artış, trafik kazalarındaki ölümlerdeki tırmanış ve şimdi de Ukrayna savaşı… Rusya’nın nüfus açısından tüm göstergeleri kırmızıyı gösteriyor. Dahası gelecek daha da kötü gelişmelere gebe: Her 2 Rus gencinden biri dönmemek üzere ülkesini terketmek istiyor.

 

Tüm bu işaretler, gelişmelerde köklü bir yön değişikliği olmazsa, Rusya’nın pek de uzak olmayan bir gelecekte, çok nüfuslu Asya ülkeleri tarafından yutulacağı ya da en azından istila edileceği anlamına geliyor. O nedenle Rusya için en büyük tehdit, dışarıdan değil, içeriden, nüfustaki dramatik azalmadan kaynaklanıyor. Yine o nedenle Devlet Başkanı Vladimir Putin sık sık nüfustaki azalmayla ilgili olarak alarm veriyor. Son konuşmalarından birinde aynen şöyle dedi: “Rusya’nın kaderi ve geleceği, kaç kişi olacağımıza bağlı!”

 

Karanlık gibi görünen bu geleceği değiştirebilmek amacıyla önce doğumlar teşvik edildi. Daha sonra kürtajın yasaklanması gündeme geldi ve her ailenin en az 3 çocuk sahibi olması gerektiği dile getirildi. Ama Kremlin’in ve Rus Ortodoks Kilisesi’nin bu yöndeki çağrılarına rağmen, toplumdan olumlu tepki gelmedi.

 

Söz yine Putin’in: “Hatırlayın, büyük annelerimiz ve onların anneleri zamanında Rus aileleri 7, 8, hatta daha fazla çocuk sahibiydiler. Gelin, bu güzel geleneği canlandıralım.” Demek istiyor ki Putin, her kadın yeniden en az 8 çocuk doğurma geleneğine dönmeli… Ama kadınların dinlediği yok. Tabii eşlerinin de…