Levanten mimar Alexandre Vallaury'nin İstanbul Mirası sergisi 17-18 Eylül Avrupa Miras Günleri kapsamında düzenlenirken, 17 Eylül’den itibaren Institut français İstanbul’da ziyarete açılıyor.
Levanten mimar Alexandre Vallaury'nin İstanbul Mirası sergisi 17-18 Eylül Avrupa Miras Günleri kapsamında düzenlenirken, 17 Eylül’den itibaren Institut français İstanbul’da ziyarete açılıyor. Levanten mimar Alexandre Vallaury'nin İstanbul Mirası sergisi 17-18 Eylül Avrupa Miras Günleri kapsamında düzenlenirken, 17 Eylül’den itibaren Institut français İstanbul’da ziyarete açılıyor.
17-18 Eylül Avrupa Miras Günleri kapsamında düzenlenen « Alexandre Vallaury’nin, İstanbul mirası » sergisi 17 Eylül’den itibaren Institut français İstanbul’da ziyarete açılıyor. Institut français, Avrupa Miras Günleri kapsamında, "Alexandre Vallaury'nin İstanbul mirası" adlı fotoğraf sergisini sanatseverler ile buluşturacak. 23 Ekim'e dek sürecek sergide, sanatseverler fotoğrafçı Bilal İmren'in objektifinden Levanten mimar Alexandre Vallaury'nin (1850-1921) İstanbul'a bıraktığı mirası keşfedecekler.
Paris Güzel Sanatlar Ulusal Yüksek Okulunda öğrenim görmüş mimar, Boğaz kıyısında 19. yüzyıl sonlarında ve 20. yüzyıl başlarında inşa edilen binaları tanımlayan neo-osmanlı stilinin yaratıcılarından ve ileri taşıyanlarından biri olmuştur. Alexandre Vallaury’nin yaratıcısı olduğu binalar arasında, neo-rönesans stilinde Osmanlı Bankası binası (1892) ya da neo klasik stildeki Müze-i Hümayun (1907) ya da şatafatlı, gösterişli ve lüks tarzları harmanlayarak içinde bulunduran meşhur Pera Otelini (1894) sayabiliriz.
Sergi Güzel sanatlar fakültesi mezunu genç Türk fotoğrafçı Bilal İmren’in objektifinden, İstanbul’da Alexandre Vallaury’nin mirasını –kendi seçkisi ve perspektifinden– keşfetmeyi öneriyor. 1994 senesinde Ağrı’da doğan İmren, 2014 yılında Güzel Sanatlar Fakültesi fotoğraf bölümünde okudu. Mimari ve belgesel fotoğraf alanında yaptığı çalışmalarla çeşitli sergilere katıldı. Toplumsal bilincinin ve belleğin oluşması açısından önemli bir güce sahip olduğunu düşündüğü bu görsel sanat alanında üretim yapmaya devam ediyor.
Fotoğrafçı, profesyonel belgesel fotoğrafçısı olarak, her stilize köşe ve kıvrımın, detay ve perspektif çizgisinin, gölgenin ya da yönlendirilmiş ışık izinin arkasında mimarı ortaya çıkartmayı amaçlıyor. Fotoğraflarının akademik boyutu bu masif ve hacimli taşınmaz özneleri en iyi şekilde ortaya koyuyor. Günümüz sanatçısı, saf ve öz kareler ve güzel bakışını ortaya koyarken, geçtiğimiz yüzyılların önünde saygıyla eğiliyor. Bir Fransız ve Avrupa kültür geleneği haline gelen, 39. Avrupa Miras Günleri vesilesiyle düzenlenen bu sergi, hem şehirde sanatsal bir yolculuğa davet hem de dün, bugün var olan ve yarın da var olacak olan Fransa ve Türkiye arasındaki sağlam kültür ilişkisinin bir nişanesi olarak karşımıza çıkıyor