Başrollerinde Kerem Bürsin ve İrem Helvacıoğlu'nun rol aldığu yönetmen Cüneyt Karakuş'un ilk uzun metraj filmi 'Eflatun' 11. Antakya Film Festivali'nde gösterime girecek.  

 

Birgün gazetesinde yer alan habere göre; Başrollerini Kerem Bürsin ve İrem Helvacıoğlu’nun paylaştığı, Yönetmen Cüneyt Karakuş’un ilk uzun metrajlı filmi Eflâtun, 11. Uluslararası Antakya Film Festivali’nde. Hem Türk hem de dünya sinemasından filmlerin yarışacağı festival, 13 -19 Ekim tarihleri arasında Antakya’da gerçekleştirilecek. Bu yıl “Antakya Varsa Ben de Varım” mottosuyla düzenlenecek olan 11'inci Uluslararası Antakya Film Festivali’nde yönetmenlik ve senaristliğini Cüneyt Karakuş’un üstlendiği, başrollerini ise ünlü oyuncular Kerem Bürsin ve İrem Helvacıoğlu’nun paylaştığı Eflâtun filmi uzun metraj kategorisinde yarışacak.

 

Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü'nden yapım desteği alan Eflâtun’un önümüzdeki aylarda vizyona girmesi bekleniyor.. Eflâtun ile Antakya’da bulunmanın kendileri için bir hayli önlemli olduğunu vurgulayan Yapımcı ve Yönetmen Cüneyt Karakuş, “Sosyal medyada, Antakya Varsa Ben de Varım! deyişini öyle duyarlı bir sesleniş olarak hissettik ki Eflâtun ile orada olmayı çok istedik” dedi ve ekledi: “Antakya Varsa Ben de Varım!”

 

"ANTAKYA FİLM FESTİVALİ ÖNEMLİ BİR MİSYON ÜSTLENİYOR”

 

Antakya Film Festivali’nin bu sene her zamankinden daha önemli bir misyon üstlendiğinin de altını çizen Karakuş sözlerini şöyle sürdürdü:

 

“Sinema büyülü bir mekân. İster çok şık bir salon olsun ister açık hava ister çadır kentteki bir çadır sineması… Filmin oynatıldığı mekânın fiziksel özellikleri değil, hep birlikte perdeden yansıyan ışıklara bakarak film izlemenin büyülü atmosferi sinema. Perdede değişen yüzlerin, sahnelerin, ışıkların zor zamanları atlatma çabasında olan dirayetli halkımız için inanılmaz derecede değerli olduğunu düşünüyorum. Haliyle Antakya Film Festivali, özellikle bu yıl her zamankinden daha önemli bir misyon üstleniyor. Bu bakımdan olabildiğince çok depremzedeye ulaşmayı planlayan festival yönetimi ve ekibini canı gönülden tebrik etmek gerekli.”

 

 

FESTİVALDE YER ALMAK GURUR VERİCİ”

 

Festivalin depremin yıkıcılığı karşısında sanatın iyileştirici gücünü hatırlattığını da vurgulayan yönetmen sözlerini şöyle sonlandırdı: 

 

“Antakya Film Festivali bu yıl 11. yaşını kutlayarak ülkemizin köklü festivallerinden birisi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Öte yandan bütün maddi ve operasyonel olanaksızlıklara rağmen deprem gibi yıkıcı bir gücün karşısında sanatın onarıcı, iyileştirici tarafını bize hatırlatması Antakya Film Festivali’nin ne denli güçlü bir festival olduğunu da kanıtlıyor. Bu bakımdan Eflâtun ile festivalde yer almak benim için gurur verici. Festival sayesinde sinemaya erişimi bir süreliğini de olsa kısıtlanan halkımız ve deprem sonrası tanıştığım Antakyalı dostlarımla bir araya gelecek olmak beni inanılmaz derecede mutlu ediyor.”

 

FİLM HAKKINDA

 

Eflâtun, beş yaşındayken görme yetisini kaybeder. Bu süreçte babasının öğrettiği ses ve gölge oyunları ile ekolokasyon yöntemini kullanarak hayata tutunur. Gerçek ile hayalin birleştiği noktada bir yaşam kuran Eflâtun, babasından kalma saat tamircisinde çalışır. Yağmurlu bir günde kendisine bir şemsiye emanet edip giden bir adamın sesine aşık olur. Bir gün bir adamın sesini duymasıyla zaman, onun için durur.