Küçücük bir bakteri. Ama o kadar dirençli ki…En ölümcül saldırılarda bile hayatta kalıyor, daha doğrusu hayata dönüyor. İşte bu bakteri yaşlanmanın kimyasal teorileriyle ilgili tüm varsayımları çöp tenekesine atmaya aday gösteriliyor.
Fenoreporter - Sağlık Haberleri Servisi
Bakterinin adı: “Deinococcus Radiodurans”. En aşırı koşullarda bile hayatta kalıyor. Radyasyon, kutup soğuğu, su kaybı, vakum ve asit gibi bir çok aşırı şartlara bana mısın demiyor.Hiç yağmurun düşmediği çöllerde kumların arasında varlığını sürdürüyor. Gamma ışınlamasıyla sterilize edilen et konservelerinde hayatta kalıyor. İnsanlar için ölümcül olan radyasyon dozunun 5 bin katında bile varlığını sürdürüyor.
Yapılan araştırmalarda bu bakterinin DNA’sı hasar görse ve şiddetli bir stres nedeniyle yüzlerce parçaya ayrılsa bile ölmediği ortaya çıktı. Sadece birkaç saatte genetik birikimini yeniden oluşturup hayata dönüyor. Bu, DNA’sının daha dirençli olmasından değil, en aşırı radyasyonda bile yok olmayan proteinler tarafından onarılmasıyla mümkün olabiliyor. Yani, bu bakterinin gücü protein deposunun, özellikle DNA’sını onaran proteinlerin ölümsüzlüğünden geliyor.
Bu da insan ömrünü uzatmak için yeni ufuklar açıyor: DNA’yı değil, protein birikimimizi korumak. Gerçekten de, bir organizmanın hayatta kalması proteinlerinin faaliyetine bağlı. Yaşlanmanın başlıca nedeni olan protein birikiminin bozulması önlenebilirse, ömür uzatma olasılığı çok yükseliyor. Hayatta kalmanın sırrı bu kadar basit. Ve bu sır mini minnacık bir bakterinin proteinlerinde gizli.