İtalyan basını Türkiye ile ortak EURO 2032 ev sahipliği için haberlerine geniş yer verirken çarpıcı ifadeler kullandılar.  

 

BBC Türkçe'den Övgü Pınar'ın haberine göre; 2032 Avrupa Futbol Şampiyonası’nın (EURO 2032) Türkiye ve İtalya tarafından ortaklaşa düzenlenmesi kararı İtalya’da polemiklerle kutlanıyor. Uzun yıllar sonra böyle bir turnuvaya ev sahipliği yapılacak olması genel olarak sevinçle karşılansa da ülkenin altyapı sıkıntıları nedeniyle tek başına aday olamaması ve insan hakları ihlalleri eleştirileri altındaki Türkiye ile iş birliği yapılması başlıca tartışma başlıkları. Ülkede sokakta, basında ve sosyal medyada yaygın hissiyat, bugün merkez soldaki Demokratik Parti’den milletvekilliği yapan, erkek milli voleybol takımının eski teknik direktörlerinden Mauro Berruto şöyle özetledi:

 

"EURO 2032’nin İtalya'ya verilmesinden mutluyum. Bunu, insan haklarına saygı göstermeme konusunda öne çıkan, bu hakların spor alanında da tehdit altında olduğu Türkiye ile yapmak zorunda kaldığımız için mutlu değilim.”

 

UEFA’nın dünkü kararı sonrası bugünkü gazetelerde de Türkiye ile ortaklık kararı benzer görüşlerle yer aldı. 42 yıl aradan sonra böyle büyük bir futbol turnuvasına ev sahipliği yapılacak olması sevinçle karşılansa da Türkiye ile ortaklık eleştirel yorumlara da yol açtı. Avrupa Şampiyonası’na 1968 ve 1980’de ev sahipliği yapan İtalya, EURO 2020'nin 11 ev sahibi ülkesi arasında yer aldı. Ev sahipliği yaptığı son büyük organizasyon ise 1990 Dünya Kupası’ydı.

 

İtalya Futbol Federasyonu Başkanı Gabriele Gravina da buna atıfla EURO 2032 kararını, "Bizim için tarihi bir dönüm noktası. Yıllardır bu hedefin peşinde koştuk. 1990'dan bu yana bu kadar önemli bir futbol turnuvasını düzenleme imkanımız olmamıştı" diye kutladı.

 

Futbol realpolitiği

 

İtalya'nın en büyük gazetelerinden La Repubblica haberi baş sayfasından, "Futbol realpolitiği Erdoğan’dan daha güçlü" başlığıyla anonsladı. Makalede, ‘’Roma ile Ankara arasında seken topun utanç verdiği" yorumu yapıldı.

 

"İki yıl önce (eski başbakan) Mario Draghi tarafından net biçimde diktatör olarak tanımlanan adam, şimdi mega bir sportif, siyasi, ticari ve finansal projede müttefikimiz. İnfialle tepki verebiliriz, sosyal medyadaki ilk yorum dalgası da bu şekilde ama realpolitik Twitter’da yapılmaz" denilen yazı şöyle sürdü:

"Uluslararası sahnede rahatsızlık verici ancak giderek güçlenen bir ortak olan Türkiye ile uzlaşmak, bu kez de kaybetmemenin tek yoluydu. Bu ortak organizasyon, Roma ve Ankara arasındaki ilişkilerde yaşanan evrimin bir başka kanıtı. Büyük spor etkinlikleri jeopolitik bir sahnedir.”

 

Corriere della Sera gazetesi ise hem İtalya’nın hem de Türkiye’nin zayıf noktaları nedeniyle ortaklık kararı alındığını vurguladı:

 

"Türkiye modern stadyumlara sahip ve iki Şampiyonlar Ligi finaline ev sahipliği yaptı ancak ancak hiç Avrupa Şampiyonası düzenlemedi, üç kez reddedildi… Kritik bir mesele Erdoğan'ın ülkesini zayıf hale getiriyor: Sürekli ve kabul edilemez insan hakları ihlalleri. "İtalya ise daha fazla siyasi ağırlığa ve nüfuza sahip ancak nadir istisnalar dışında stadyumları hurdaya çıkarılacak halde. Bu nedenle geçen Temmuz ayında ortaklık fikri ortaya çıktı.”

 

Il Giornale de benzer şekilde, "UEFA, İtalya ve Türkiye'ye evet dedi. Avrupa şampiyonası ortaklaşa yapılacak. Kritik sorunlar: Bizim için beş stadyum, onlar için insan hakları’’ ifadelerini kullandı. Spor gazetesi La Gazzetta dello Sport da İtalya’nın stadyum sıkıntılarına odaklanması gerektiği görüşüne ağırlık verdi. "Türkiye ile yarı yarıya da olsa Avrupa şampiyonasını aldık. Şimdi bunu hak etmeye çalışmalıyız. Tercümesi: 2032'ye hazır olmak için stadyumlarımızı yenilemeliyiz" diye yazdı. La Stampa ise "İstanbul mu Roma mı, final için düello" başlıklı haberinde, iki ülkenin de turnuvanın final maçına ev sahipliği yapmak isteyeceğine dikkat çekti. Hem İtalya hem de Türkiye’nin final maçı için 'tüm kartlarını oynayacaklarını' yazan gazete, İtalya’nın Roma ya da Milano’da yeni bir stadyumla finale talip olması gerektiğini savundu.