Çok sayıda hayvanı esaret altında tutan İngiltere Hampshire’daki Marwell Hayvanat Bahçesi’nde, Kuş gribi yüzünden çok sayıda penguen hayatını kaybederken, hayvanat bahçesinden bu konuda herhangi bir açıklama yapılmadı. 

 

1200’den fazla hayvanı esaret altında tutan İngiltere Hampshire’daki Marwell Hayvanat Bahçesi’nde, “avian influenza” (AI) olarak bilinen kuş gribi salgınının ardından açıklanmayan sayıda penguen öldü. Hayvanat bahçesinden yapılan açıklamada bazı penguenlerde kuş gribi testinin pozitif çıktığı, kuşların hastalık sebebiyle hayatını kaybettiği belirtildi.

 

Virüsün oldukça bulaşıcı olan H5N1 türü İngiltere Çevre, Gıda ve Köy İşleri Bakanlığı (DEFRA) tarafından bölgede doğrulandı. Antarktika’ya özgü bu kuşların virüs sebebiyle ölmesine ve bulaşı engellemek için çeşitli önlemler alınmasına rağmen hayvanat bahçesi hâlâ ziyaretçilere açık.

 

Kuş gribinin görüldüğü tek hayvanat bahçesi burası değil. Denver, Hattiesburg ve Nebraska gibi ABD’deki pek çok hayvanat bahçesinde ve Almanya’nın Berlin, Greifswald, Karlsruhe, Rostock, ve Heidelberg şehirlerindeki hayvanat bahçelerinde salgın görülmüş durumda.

 

Ömür boyu doğal ortamlarından, ailelerinden uzaklaştırılan, kronik stres ve çaresizlik sonucu fiziksel ve psikolojik zarar gören tutsak hayvanların halihazırda yaşadığı sorunlara ve hak ihlallerine salgın ile birlikte bir yenisi ekleniyor. Hayvan hapishaneleri olarak varolan hayvanat bahçeleri, “önleyici uygulama” adı altında kuşları öldürmeye devam ederken, halk ve hayvan sağlığı açısından insan dahil diğer memelileri de bulaş riski ile tehlikeye atıyor. Artan salgınlar, başta hayvan hakları ve etiği olmak üzere hayvanat bahçelerinin yaaklanıp kapatılması için pek çok sebepten biri olarak karşımıza çıkıyor.  

 

 

Fotoğraf: Unsplash /Nikolina Mickovska

 

Salgın toplu katliamları beraberinde getiriyor

 

İngiltere tarihinde yaşanan en yıkıcı kuş gribinden etkilenen yalnızca penguenler değil. Geçen ay Birleşik Krallık’ta hindilerin yarısının hastalık salgınları nedeniyle ya öldüğü ya da katledildiği bildirildi. Bu, 600 binden fazla kuşa eşit, fakat aynı zamanda buzdağının görünen kısmı.

 

DEFRA, Ekim ayından bu yana çeşitli türlerden 2,3 milyondan fazla kuşun enfeksiyon veya önleyici amaçlarla öldürüldüğünü doğruladı. Ayrıca, 1 Ekim’den bu yana Birleşik Krallık’ta 140 doğrulanmış H5N1 kuş gribi vakası olduğunu da ortaya koydu.

 

Mevcut kuş gribi salgını, Birleşik Krallık tarihinin en kötüsü olarak biliniyor. İnsanlara bulaşma riski henüz düşük. Ancak Çin’de toplam 5 kişide virüs tespit edildi. Avrupa’da mesleki olarak kuşlarla temaslı kişilerde hastalığın ortaya çıkma ve bulaşma riski ise “düşük ila orta” seviyede değerlendirildi. Avrupa geneline baktığımızda; Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi tarafından yayımlanan rapora göre, 2021-2022 verileri Avrupa kıtasında bugüne kadar görülen en büyük kuş gribi salgınının yaşandığını gösterdi. Portekiz’den Norveç’in kuzeyine ve Ukrayna’ya kadar tüm kıtada 37 ülkede kuş gribi vakaları görüldü. Kuş gribi salgını nedeniyle 2 bin 500’e yakın tavuk, ördek ve hindi, 47,7 milyon kuş ile 3 bin 500 yabani kuş öldürüldü.

 

Yaban hayat da zarar görüyor

 

Avrupa’nın kuzeybatı kıyılarında kuş gribi nedeniyle yüksek sayılarda deniz kuşu ölümleri kaydedildi. Özellikle Haziran-Ağustos 2022 döneminde yabani kuşlarda daha önce kaydedilmemiş sayılarda vaka tespit edildiği, bu nedenle evcil kuşlarda da vakaların arttığı belirtildi.

 

ABD’de ise, 2022’nin başından bu yana 46 eyalette 49 milyondan fazla kuş ya kuş gribi virüsü enfeksiyonu sonucu öldü ya da enfekte kuşlara maruz kalmaları nedeniyle öldürüldü. Bu sayı, 2015 yılında meydana gelen en büyük kuş gribi salgınından etkilenen 21 eyaletteki 50,5 milyon kuşa yaklaşmış durumda.

 

Şiddetli ölüm oranları ile kuş gribi, hem gıda amaçlı tutsak edilen tavuk, hindi ve ördek gibi hayvanların hem de yabani kuşların sağlığını büyük ölçüde etkiliyor. Çoğunlukla hastalığın vektörleri olarak kabul edilen, hatta nesli tükenmekte olan türler de dahil olmak üzere yabani kuşlar da kitleler halinde yaşamını yitirebiliyor.

 

Salgının yaban hayatı üzerindeki olumsuz sonuçları, potansiyel olarak ekosistemlerin biyolojik çeşitliliği üzerinde yıkıcı bir etkiye yol açabiliyor. Örneğin; Güney Afrika’da soyu tehlike altında olan bir penguen kolonisi Ağustos ortasından Ekim başına kadar yaklaşık 30 üyesini kuş gribi nedeniyle yitirdi. Bir kısmı hastalık sebebiyle ölürken, bazıları da önlem olarak öldürüldü. 2019’daki kuş gribi salgınında Namibia kıyılarındaki üç farklı adada yaşayan ve nesli tükenen 500 penguen de salgın sebebiyle hayatını kaybetmiş ve öldürülmüştü. Uzmanlar yiyecek bulamamaktan habitat tahribatına ve okyanus ekosisteminin çöküşüne kadar farklı stres faktörlerine maruz kalan hayvanların, salgın sebebiyle yaşam sınırına itilebileceğinden endişe ediyor. Ayrıca kuş gribi tür bariyerini aşarak fare, gelincik, domuz, kaplan, kedi, köpek ve at gibi memelileri de enfekte edebiliyor.

 

Komşu Bulgaristan’da ve Asya’da da görüldü

 

Türkiye’de henüz kuş gribi salgını olduğuna dair herhangi bir resmi açıklama yapılmamış olmasına rağmen, komşu Bulgaristan’da salgının görülmesi hayvanlar ve insanlar için riskin oldukça yüksek olduğunu gösteriyor. Bulgaristan yetkilileri Ekim ayında, ülkenin güneyindeki bir endüstriyel yumurta çiftliğinde yaklaşık 19 bin tavuğun toplu halde öldürüleceğini açıklamıştı. Ulusal Gıda Güvenliği Ajansı da, bunun Haskovo şehri yakınlarındaki Krivo Pole köyündeki çiftlikte son üç yılda üçüncü salgın olduğunu bildirdi.

 

Kuş gribi genellikle ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde görülüyor. Ancak son salgın yaz mevsimi boyunca da sürdü. Avrupa Gıda Güvenliği Ajansı (EFSA), Ekim ayında yaptığı açıklamada hastalığın yaz mevsiminde görülmeye devam etmesinin gelecek sezonlarda yayılması riskini artırdığını söylemişti. Salgın Asya’da da yayılıyor. Kuş gribinin bu sene yeniden görüldüğü Güney Kore’de Kasım’da Seul yakınında 155 bin kuşun yetiştirildiği bir çiftlikte kuş gribine rastlandığı bildirilmiş, bölge karantina altına alındıktan sonra hayvanlarının tamamının öldürüleceği açıklanmıştı.

 

Çiftlik çalışanları ve avcılar bulaştırma riski taşıyor

 

Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü’ne (WOAH – OIE) göre kuş gribinin yayılmasına neden olan başlıca faktörler sırasıyla küreselleşme ve uluslararası hayvan ticareti, hayvancılık ve hayvan yetiştiriciliği, canlı hayvan pazarları ve yabani kuş göçleri. Kuşlarda AI virüsleri dışkı ve solunum salgılarıyla saçılıyor. Özellikle dışkı veya virüsle kontamine olmuş besin ve su yoluyla, enfekte kuşların salgılarıyla doğrudan temas yoluyla yayılabiliyor. AI virüsleri, düşük sıcaklıklarda uzun süre hayatta kalma yetenekleri ve dirençli doğaları nedeniyle çiftlik ekipmanları aracılığıyla taşınabilir ve çiftlikten çiftliğe kolayca yayılabilir. Özellikle çiftliklerde hayvanlarla yakın temas halinde çalışanlar ve avcılar, kuş gribine yakalanma ve bulaştırma riski en yüksek olan insan grubu arasında yer alıyor.