Youtube'da yayınladığı videolar ile tanınan ünlü Youtuber 5 Yaşındayım Gibi Açıkla, videosunda Göbeklitepe'nin nasıl inşa edildiğine ve tarihi neden yeniden yazdırdığına odaklanıyor. Göbeklitepe tarihi ve hikayesi açısından benzersiz özelliklere sahip, peki ama Şanlıurfa'da bulunan Göbeklitepe'yi bu kadar önemli ve özel kılan şeyler neler? Göbeklitepe belgeseli tüm bu soruların cevabını veriyor.
Son zamanlarda Göbeklitepe’nin adını sıkça duyuyoruz. Tarihin yeniden yazılmasına neden olduğu için Göbeklitepe’nin önemi gün geçtikçe daha fazla anlaşılıyor. Peki Göbeklitepe hangi özelliği sayesinde tarihin yeniden yazılmasına neden oldu ve Göbeklitepeyi bu kadar önemli bir keşif yapan şey ne?
Yunan mitolojik tanrılarından, Hitit ve Sümerlerden hatta meşhur Mısır tanrılarından bile önce şuan Anadolu dediğimiz yerde yaşayan insanlar, dini inançlar geliştirmişlerdi. Bu dinin merkezi Şanlıurfa’nın doğusundaki Göbeklitepe denilen yerdi. Kadim Anadolu toprakları sadece günümüzde değil binlerce yıl öncesinde de bir çok topluluğa ve kültüre ev sahipliği yapmıştı.
Günümüzden 12 bin yıl önce etrafta yaşayan insanlar Göbeklitepe’yi yılın belirli zamanlarında ziyaret ediyorlardı, arkeologlara göre bu ziyaretlerin amacı hac benzeri dini bir toplanmaydı çünkü Göbeklitepe’nin kalıntıları bir yerleşim alanından çok bir tapınak olduğuna işaret ediyordu.
İnsanoğlunun tarım yaparak yerleşik hayata bile geçmeden bir tapınak inşa edip hac benzeri dini toplantılar yapmış olması, Göbeklitepe’yi keşfeden bilim insanlarını hayrete düşürdü ve bölge 2018 yılında Unesco dünya mirası listesine alındı. Görünen o ki, Şanlıurfa peygamberler şehri takma adını boşuna almamıştı, Urfa binlerce yıl öncesinde bile dini inanışlara sahip topluluklara ev sahipliği yapmıştı.
Barındırdığı gizemler ve Unesco dünya mirası listesine alınması nedeniyle dünyanın gözü bir anda Göbeklitepe’ye çevrilmiş oldu. Ayrıca ülkemizde de 2019’un Göbeklitepe yılı ilan edilmesi nedeniyle bölgeye giden turistlerin sayısı bir hayli arttı.
Göbeklitepe’nin yapılışı milattan önce 10 Bin yılına yani taş devri denilen döneme kadar uzanıyor, Göbeklitepe bilinen en eski yapılardan olan Mısır Piramitleri ve Stonehenge’ten bile binlerce yıl daha önce inşa edilmiş. Arkeologlar Göbeklitepe’nin yaşını etrafta bulunan o dönemki insan ve hayvanlara ait kemik kalıntıları yardımıyla hesaplamışlar.
Göbeklitepe ismi Şanlıurfa halkı tarafından hafif eğime sahip bir tepe olması nedeniyle verilmiş. Göbeklitepenin keşfedilmesi ve kazılmaya başlaması ise oldukça zor olmuş, 1963 yılında İstanbul ve Şikago üniversiteleri ortak bir çalışma ile bölgede kazı yapmak istemişler ancak kazı o dönemki şartlar nedeniyle bir türlü başlayamamış.
Aradan 30 yıl geçtikten sonra Alman arkeolog Klaus Schmidt Göbeklitepe kazısını başlatarak yaklaşık 20 yıl boyunca kazıyı yönetmiş ve Göbeklitepe’nin gün yüzüne çıkmasını sağlamış. Ayrıca arazinin sahipleri ve bölge halkı da kazıyı desteklemişler ve kazılarda görev almışlar.
Göbeklitepenin inşa edildiği dönemde insanlar alet olarak sadece taş ve sopaları kullanıyorlardı, tekerleğin icadına bile yaklaşık 6 bin yıl vardı. Bu yüzden Göbeklitepe’yi inşa etmek için çok sayıda insana ve olağanüstü büyüklükte bir insan gücüne ihtiyaç duyuluyordu. Her biri 30 ile 60 ton arasında değişen devasa taş blokların bir tanesini kaldırabilmek için yaklaşık 500 kişinin aynı anda güç uygulaması gerekliydi ve Göbeklitepe’de bu devasa taşlardan yüzlercesi dikilmişti.
Detayları aşağıda bulabilirsiniz.