Eski adı “F vitamini” olan “Omega 3 ve 6” sağlık için hayati önemdeki esas yağlı asitlerin kaynağı olarak biliniyor. Kolestrolu düzenliyor, kan dolaşımını kolaylaştırıyor ve yağların sindirilmesinde önemli rol oynuyor.
Ancak dikkat: Aşırı “Omega 6” tüketimi vücudun ve beynin dengesinde büyük görevi olan “Omega 3”e zarar veriyor. “Omega 3”ten çok fayda sağlamak için yağlı balıkları, taze sebzeleri, kuru meyveleri ve bitkisel yağları ihmal etmeyin.
“Omega 3” ve “Omega 6” organizmanın iyi çalışması için vazgeçilmez yağlı asitler. Hücrelerdeki iplikçiklerin oluşumuna katkı veriyor, hormonların ve bağışıklık sisteminin düzene girmesini sağlıyor. Vücut bunları üretemediği için beslenmeyle sağlamak gerekiyor.
1-“Omega 3” için en iyi kaynaklar hangileri? Cevap: Öncelikle yağlı balıklar. Baltık ringası, uskumru, sardalye, somon. Bu balıkların herhangi birini sofranıza koyduğunuzda, ağzınıza atacağınız her lokma size şifa olacak.
Gelelim bitkisel kaynaklara… Ispanak, brokoli, lahana size ihtiyacınız olan tüm “Omega 3”ü sağlayabilir. Ayrıca, mercimek, kuru fasulye ve soya favasını da alternatif kaynak olarak düşünebilirsiniz.
Kuru meyvelerin de “Omega 3” deposu olduğunu hatırlatalım: Ceviz, badem, fındık, antep fıstığı… Bunların karışımı çerezden bir avuç yemek, “Omega 3” açığını kapatmaya yetiyor.
Ve nihayet bitkisel yağlar… Herhangi bir bitki yağını (Kolza, fındık, buğday filizi) biraz zeytinyağı ile karıştırın, tüketin. “Omega 3” için çok faydasını göreceksiniz.
Peki, ya “Omega 6”? Onun da kaynakları bol: Yağlı meyvelerin çekirdekleri, bitkisel yağlar… Örneğin üzüm çekirdeği, ceviz, Ayçiçek çekirdeği gerçek birer “Omega 6” deposu.
Ette ve yumurtada da “Omega 6” var. Ama dikkat: Aşırı tüketirseniz, “Omega 3” ile dengesinin bozulmasına neden olabilirsiniz.
Tavsiyemiz: Yağlardan kolza ve zeytinyağını tercih edin. Akdeniz rejimi (Sebze ve meyve ağırlıklı, ayrıca elbette kırmızı et yerine balık ve zeytinyağı tercih ediliyor) “Omega 3” ile “Omega 6” arasındaki dengeyi gözettiği için ideal bir besin kaynağı.