Erdal Şafak anlatıyor: METİN AKPNAR’IN FINDIK FARESİ

 

Haber: Erdal Şafak - Fenoreporter

 

Metin Akpınar, Anadolu yakasında , Kadıköy’de güzel bir dairede oturuyor. Evi, onun son derece ileri zevkinin tüm ışıltılarını yansıtıyor.

 

Kendisinin bana anlattığına göre, evde geniş mi geniş bir kitaplığı da var.

 

Günlerden bir gün, nereden geldiği bilinmeyen bir fındık faresi, Metin Akpınar ile eşi Göksel Özdoğdu’nun evine sığındı.

 

Mini minnacıktı, çok da sevimliydi. “Evimize neşe katmıştı” diye anlattı bana bir akşam yemek masasında Metin Ağabey.

 

İnsanlar evlerinde kedi veya köpek besler.

 

O fındık faresi . Akpınar ailesi için evcil hayvan oldu.

 

Fındıkla-fıstıkla besliyorlardı.

 

Fındık faresi büyüdü, semirdi. Biraz da şımarmaya başladı.

 

Evde fır dönüyordu. Metin Akpınar ve eşinin hoşgörülü, sevecen bakışları altında.

 

Ama bir gün kitaplığı keşfetti.

 

Akpınar anlatıyor: “Kitaplığı tırmana tırmana, patileriyle uğraşa uğraşa açamayınca, başını çevirip bizden yardım istedi. Kitaplığın camekanlarını açtım. İçeriye daldı. Orada hapis kalmaması için camları açık bıraktık.

 

Ertesi sabah kalktığımızda bir baktık ki, minicik faremiz hala kitaplıkta dolaşıyor. Belli ki geceyi orada geçirmiş, orada uyumuş, uyanmış. Ama birkaç kitabı da kemirmiş.”

 

Günler geçti. Fındık faresi yeni mekanı kitaplıkta o kadar mutluydu ki… Canı istediğinde veya çektiğinde kitaplardan birine patisini atıyor, keyfine göre bir, hatta birkaç sayfayı keyifle kemiriyordu.

 

Söz yine Akpınar’ın: “Haftalar, aylar geçti. ‘La Havle’ diyorduk. Ama öyle bir an geldi ki, kitaplığımızın gözümüzün önünde kağıt kırıntılarına dönüşmekte olduğunu farkettik. Eşimle konuştuk. ‘Ne yapacağız bu afacanı?’

 

Ormana bırakmaya karar verdik.

 

Kadıköy’den üşenmeden Sarıyer’e kadar gittik. Ormana ulaştık. Kapıyı açtık. ‘Haydi çocuğum’ dedik, ‘Yeni hayatına başlıyorsun…’

 

Minnacık faremizi bir ağacın dibine bıraktık. Başını çevirip biraz da hüzünle bize baktı.

 

Ve tam o sırada nereden çıktığı bilinmeyen bir kedi gelip faremizi kaptı ve uzaklaştı.

 

Eşimle birbirimize sarılıp ağladık.

 

O minnacık faremizin acısı bugün bile yüreğimizi dağlıyor