Son dönemde FED'in açıkladığı faiz kararlarıyla birlikte yükselişini sürdüren dolar Euro karşısında değerini arttırmaya devam ederken uzun zaman sonra ilk kez değer olarak Euro'yu geçti. 

 

Son dönemde FED'in açıkladığı faiz kararlarıyla birlikte yükselişini sürdüren dolar Euro karşısında değerini arttırmaya devam ederken uzun zaman sonra ilk kez değer olarak Euro'yu geçti. Son dönemde FED'in açıkladığı faiz kararlarıyla birlikte yükselişini sürdüren dolar Euro karşısında değerini arttırmaya devam ederken uzun zaman sonra ilk kez değer olarak Euro'yu geçti. 

 

Avrupa'da artan enerji krizi korkusu ve Fed'in beklenenden daha şahin kararlar alacağına yönelik beklentiler Euro/dolar'ın 0.9942'ye gerilemesine yol açtı. 14 Temmuzda parite eşitlendiğinde ECB'nin 25 değil 50 baz puanlık faiz artırımına gideceğine dair haberler çıkmış, Euro/dolar yeniden 1.02'nin üzerine çıkmıştı. Bugün ise bu değişimi durduracak herhangi bir gelişme yaşanmadı. Dolar/TL piyasa kapanışının ardından 18.08'den işlem görürken Euro/TL 17.98'e kadar geriledi. Türkiye'nin ihracatında Euro ve dolar gelirleri benzer oranda olsa da turizm gelirlerinin yüzde 70'i Euro cinsinden elde ediliyor. Bunun yanında dış borçta dolar cinsi ödemelerin Euro cinsi ödemelerin iki katına yakın olması sebebiyle doların aşırı değerlenmesi bir olumsuzluk olarak gösteriliyor. Avrupa ülkeleri yeni haftaya olası bir gaz krizi korkusuyla girdi. Kuzey Akım Boru Hattı'nda 31 Ağustos-2 Eylül tarihleri arasında gaz sevkiyatının kesileceğinin açıklanmasıyla doğalgazın megavatsaat fiyatı Avrupa'da 284 doları gördü. Doğalgaz fiyatlarındaki haftalık yükseliş yüzde 30'a yaklaştı. ABD'de ise Fed'in beklenenden daha şahin kararlar alacağına yönelik bir algı oluşmaya başladı. Richmond Fed Başkanı Thomas Barkin'in Fed yetkililerinin önden hızlı yüklemeli faiz artırımına 'meyilli' olduğunu söylemesi bu beklentiyi yükseltti. Bu iki gelişme Euro/dolar'ın 14 Temmuz'dan bu yana ilk kez 1'in altını test etmesine sebep oldu. Parite 0.9942'ye kadar geriledi. Doların ana para birimleri karşısındaki performansını gösteren dolar endeksi de haftaya yüzde 0.4'lük yükselişle başladı.

 

ABD 10 yıllık Hazine tahvilinin getirisi de 1 ayın ardından yeniden yüzde 3'ün üzerine tırmandı. Yurt içinde ise dolar/TL ve Euro/TL gün içerisinde aynı anda 18.13 ve daha sonra da 18.10'u görerek eşit seviyede işlem gördü. TSİ 18.30 itibarıyla ise dolar/TL 18.08'den işlem görürken Euro/TL 17.98'e geriledi.

 

14 TEMMUZ'DA NASIL DÖNMÜŞTÜ?

 

14 Temmuz'da Euro/dolar eşitlenmesi gerçekleştiğinde Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) faiz kararına 1 hafta vardı. 21 Temmuz'da ECB'den piyasa 25 baz puanlık faiz artırımı bekliyordu. Ancak paritenin eşitlenmesiyle Avrupa basınında 'ECB kaynaklarına dayandırılan' çeşitli haberler yayımlandı. Bu haberlerde ECB'nin 25 değil 50 baz puanlık faiz artırımını değerlendirdiği ifade edildi.

 

Uzmanlar tarafından bir nevi 'sözlü müdahale' olarak değerlendirilen bu haberlerin ardından Euro/dolar yeniden 1.01'in üzerine çıktı. Ertesi hafta da ECB 50 baz puanlık faiz artırımına giderek negatif faiz dönemine son verdi. Bugüne kadar Euro/dolar 1.01-1.03 aralığında seyrederken Rusya-Ukrayna savaşı odaklı enerji krizi Euro'da değer kaybına yol açtı.

 

Şu ana kadar bugünkü harekete ECB'den herhangi bir müdahale gelmedi.

 

AVRUPA'DA ÜRETİMİ DÜŞÜREBİLİR

 

Analistler Avrupalı şirketlerin hammade alımını dolar cinsi yapması nedeniyle Euro'daki değer kaybının üretim maliyetlerini artırdığını, bunun da genel sanayi üretimini olumsuz etkilediğine dikkat çekiyor. Bu da resesyon korkularının artmasına yol açıyor.

 

 

Peki paritedeki bu gelişme Türkiye için ne anlam ifade ediyor? Ekonomist Mahfi Eğilmez kişisel sayfasından konuyla ilgili yayımladığı yazısında pariteden sağlanan kazanç veya uğranılan zararı anlatabilmek için Türkiye açısından şöyle bir formül yazılabileceğini belirtti:

 

(ihracat + turizm ve diğer görünmeyen kalemler gelirleri) – (ithalat + dış borç anapara ve faiz ödemeleri)

 

İhracatta Euro ve doların ağırlığının aşağı yukarı eşit olduğunu belirten Eğilmez Euro-dolar eşitlenmesiyle ilgili şu değerlendirmede bulundu:

 

"2021 sonuçlarına göre 225 milyar dolarlık ihracatımızın yüzde 46’sı Euro'yla yüzde 47’si dolarla, kalanı da diğer para birimleriyle yapılmıştır. Turizm ve diğer görünmeyen kalem gelirlerimizin (navlun, sigorta vb.) yüzde 70’e yakını Euro cinsinden elde ediliyor. Buna göre ilk parantez açısından denge Euro lehine çıkıyor.

 

2021 sonuçlarına göre toplam 271 milyar dolarlık ithalatımızın yüzde 48’i Euro'yla, yüzde 45’i dolarla yapılmış görünüyor. Aynı yılda yapılan dış borç ödemesinin yüzde 60’a yakını dolarla, yüzde 30’a yakını Euro'yla ve kalanı diğer para birimlerinden oluştuğuna göre ikinci parantez içindekiler açısından ağırlık dolarda bulunuyor."

 

TÜRKİYE PARİTE ZARARI YAŞAYABİLİR

 

Euro’nun dolardan daha değerli olduğu geçtiğimiz 20 yılda Türkiye'nin parite kazancı elde ettiğine dikkat çeken Eğilmez değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

 

"Bugünlerde Euro = USD olduğu için Türkiye nötr duruma gelmiş görünse de geçmişle karşılaştırarak bakarsak artık parite kazancı elde edemeyeceği için kayıpla karşı karşıya bulunuyor. Eğer dolar Euro'yu geçerse o zaman Türkiye bu ilişkide ciddi parite zararı yaşayacak demektir.

 

Türkiye ile benzer durumda olan yani ihracatının ya da dövizli gelirinin ağırlığı Euro'yla buna karşılık dövizli giderleri ve dış borç ödemelerinin ağırlığı dolarla olan şirketler için de aynı kayıp ortaya çıkıyor." 14 Temmuz'dakinin aksine bugün Euro'nun yeniden değer kazanmasını sağlayacak bir gelişme henüz yaşanmadı. Analistler 20 yılın ardından ilk kez doların Euro karşısında kalıcı bir şekilde daha değerli hale gelebileceğini belirtiyor.