CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP’deki değişimi Sözcü gazetesinden Ruhat Mengi'ye değerlendirirken çarpıcı açıklamalar yaptı. 

 

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP’deki değişimi Sözcü gazetesinden Ruhat Mengi'ye değerlendirirken çarpıcı açıklamalar yaptı. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP’deki değişimi Sözcü gazetesinden Ruhat Mengi'ye değerlendirirken çarpıcı açıklamalar yaptı. 

 

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP’deki değişimi değerlendirdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, ‘değişim’ çağrılarını partinin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu özelinde söylemediğini belirten Kaftancıoğlu, CHP’ye ‘yeni elbise giydirmeye çalışanlara’ tepkili. Kaftancıoğlu , Kılıçdaroğlu’nun CHP’yi 2012’den bu yana değiştirdiğini, bu değişim sonucunda İmamoğlu’nun İBB adayı olabildiğini de ekledi.

 

Sözcü’den Ruhat Mengi’ye konuşan Kaftancıoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

 

Ne yazık ki “Biz vatandaş olarak CHP içindeki çıkışlar için ne düşünelim” dediğiniz süreçler nedeniyle gündeme getirilemedi, burada ben hepimizi eleştiriyorum. Seçmenin, gazetecilerin eleştirileri çok kıymetli ancak, dışardan Cumhuriyet Halk Partisi’ni dizayn etmeye kalkmak, buna da içerden fırsat verecek zemin oluşturmak çok yanlış. Dışardan insanlar “CHP’nin lideri şu olmalı, bu olmalı” diye konuşanlar eğer buna inanıyorsa gelsin örgütlü mücadelemize, birlikte mücadele edelim.

 

Bugünlerde en kızdığım şeylerden biri; çıkıyorlar “Cumhuriyet Halk Partisi’ne yeni bir ideoloji, yeni bir doktrin…” Hakikaten üzülüyorum, Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilkeleri belli, programı belli, süreçleri belli, yeni bir elbise giydirilmeye gerek yok. Cumhuriyet Halk Partisi’nin değerlerine açıkça sahip çıksak yeter. Cumhuriyet Halk Partisi’nin 6 oku; ben İl Başkanı olarak –diğerlerini hiç ihmal etmeden- derim ki “halkçılık ve devrimcilik oku öne çıkarılmalı” derim, parti içinden biri de “milliyetçilik öne çıkarılmalı” diyebilir. Ben şuna da katılmıyorum, dediler ki “İki seçim arasında Cumhuriyet Halk Partisi’nin stratejisi değişti”, hayır stratejisi değişmedi, taktik değiştirdi, ikisi çok farklı şeydir.

 

Kemal Kılıçdaroğlu’na bugünlerde “Gitmeli, bırakmalı” diye bence yakışmayacak bir şekilde itibarsızlaştırılıyor, bunun korkunç karşısında olduğumu bir kez daha söylemek isterim. Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Halk Partisi’ne Genel Başkan olduğunda parti sosyal demokrat bir parti, bir şekilde o günün siyasi gerçekliğidir vs. sebep önemli değil, toplumun bir alanına sıkıştırılmıştı. Kemal Kılıçdaroğlu’yla birlikte parti solun, sosyal demokrasinin bütün yelpazesine açılması için kararlı bir süreç yürüttü.

 

Parti İçi konuşmalar

 

Biz popüler olarak mı siyaset yapacağız, yoksa bunu yapmadan Cumhuriyet Halk Partisi’nin örgütlü yapısını mı güçlendireceğiz ve değişimi buradan mı başlatacağız. O yüzden siz böyle düşünmekte haklısınız ama kim yaparsa yapsın, kim derse desin parti içi konuşulması gereken konuların -bakın genel siyasete dair demiyorum, kamuoyuna dair demiyorum- kamuoyu üzerinden konuşulmasını yanlış bulurum. Bunu bugüne kadar bir kez bile yapmadım, bundan sonra da yapmam. O zaman ben örgütlü mücadeledeki süreci zayıflatmış olurum.

 

‘İmamoğlu aday olamazdı’

 

Bu süreci yürütürken 12 yıl önce olduğu noktayla bugünkü noktaya baktığımda parti yeni siyasi aktörler kazanmaya başladı, toplumun daha geniş bir tabana yayıldı. Kendimden örnek vereyim, Kemal Kılıçdaroğlu Genel Başkan olmasaydı Cumhuriyet Halk Partisi’nde benim gibi bir siyasi aktör -beğenirsiniz, beğenmezsiniz- olamazdı. Kemal Kılıçdaroğlu Genel Başkan olmasaydı çok büyük ihtimalle Ekrem İmamoğlu profilinde birisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olamazdı. O zaman da mesela “sağcıydı” derlerdi, eş dost, tanıdık, il başkanı, yakını kim ise getirir onu belediye başkan adayı yaparlardı. Kemal Kılıçdaroğlu Genel Başkan olmasaydı gencecik milletvekilleri siyasette varlık gösteremezdi. 

 

Yerel seçimler

 

İstanbul iki seçimde de 2 puan farkla önde bitirdi. Belediyelerin en güçlü olduğu 22 ilçede birinci bitirdik. 31 Mart seçimlerine giderken CHP’nin belediyeleri kazanacağını kimse düşünmüyordu, kazanıldı. Bugün de, yerel seçimle genel seçim dinamiği farklıdır, İstanbul özelinde ve elbette Türkiye’de gayet başarılı belediye başkanlarımız vardır, biz bugünden yerel seçimlere dönük -genel seçimden çıkardığımız dersleri de içine koyarak- kamuoyunu gereksiz gündemlerle meşgul etmezsek göreceksiniz yerel seçimlerde başarısız olmak diye bir şey olmayacak.

 

‘Ekrem bey genel başkanlıktan bahsetmedi’

 

Ekrem Bey de genel başkanlıkla ilgili bir söz etmedi, parti içinde bir değişim; fikirsel değişim, birçok ayakları olan bir değişim olması gerektiğinden söz etti, aynı şeyi ben de söylüyorum, Genel Başkan da söylüyor. Belki tek farkımız bizler parti içi kurullarda bunu söylüyoruz, Ekrem Başkan bunu kamuoyuyla paylaşıyor ama bir yerde “Benim kastettiğim şey genel başkanlık değil” dediğini biliyoruz.